Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '21

 
Kategori
Güncel
 

Ben'siz Yapay Benlik

Eğitilmek ya da eğitmedeki amaç nedir ve nasıl gerçekleşir? Esasında gücü elinde tutan bir kimsenin ya da kimselerin kendisinden daha üstün, daha yetenekli insanlar yetiştirmek istemelerinin mantığı nedir? Ya da eğitmekle daha kolay yönetilebilir insanlar mı yetiştirmek istiyorlar? Bu durum üzerinde önemle durulması gereken bir konu!

Bir eğitimcinin öğrendiği en önemli şeylerden birisi insanın ihtiyaçları farklıdır. İhtiyaçları, ilgi alanları farklı olan insanlar şayet gerçekten yetiştirilmek eğitilmek isteniyorsa insana öncelikle öğretilmesi gereken şey de insanın kendisini tanımasını sağlamak olmalıdır. Kendisini öğrenen kişi, beynini ve beyninin kapasitesini öğrenmekle değil de nedense diğer şeyleri öğrenerek öncelikle aslında tamamen kendi tercihi olmayan ancak ona fazla seçenek sunulmadığı için bir su misali bulunduğu kabın şeklini alan insana asla bu gerçekler anlatılmaz. İnsana aslında yukarıda gösterilen hedefler kendisinin seçtiği hedefler olarak sunulur. O insan şayet ömrü yeterse hayatı asla kendi istediği şekilde yaşamadığını çevrede şekillenen, belirlenen yollardan gitmek zorunda bırakılan birey olduğunu anlarsa ne ala ancak çoğu insanın yaşadığı “aldım verdim” oyunu olarak sunulan hayatta insan o kadar boş işlerle meşguldür ki insanların çoğu ne yazık ki kendisini tanımadan, ne istediğini bilmeden yaşar, ne istemediğini anlamadan ölür gider.  Hayat denilen şeyin bugünün insanına sunduğu sanal gerçekler, dünün insanına sunduğu sanal gerçeklerden farklıdır. Ancak bu dahi oturduğu masaya konulan bir karışımdır, kokteyl kadar farklı ve kendi isteği dışındadır. Eğitim sıradan insanları bir kenara bırakın, üst düzey insanlar dahi düşünüldüğünde kesinlikle en ufak bir müdahalelerinin olmadığı bir uğraş alanı, seçme seçilme için bir hazırlık aşamasıdır. Buradaki isteklendirme genellikle ben ne istiyorum ve ben gerçekte neyim sorusu sorulmadan daha güzel evlerde yaşamak, daha güzel arabalara binmek, daha lezzetli yiyecekler yemek, daha güzel bir kadınla evlenmek, daha yakışıklı bir erkekle evlenmek falan şeklinde izah edilebilecek son derece bencil ve ben merkezli bir güdülenmedir ki bu durumda seçilenler daha fazla bedel ödeyenler, daha fazla matematik sorusu çözenler, daha hızlı koşanlar, daha güzel konuşanlar… Tamam, da tüm bunlar gerçekte niçin yapılmaktadır? İmkân sahibi olanlar diğerlerine göre avantaj yakaladıklarında diğer insanları başka işleri için kullandıklarında bundan mutlu olabiliyorlar. Biri diğerine hizmet eder vaziyette olabiliyorlar, biri diğerinin saçma sapan isteklerini sırf daha az parası, daha az gücü olduğu için yapıyor. Sözüm ona güçlü daha çok güçleniyor, zayıf da daha zayıflıyor. Çünkü nihayetinde güç savaşında bir tarafın etrafı kendi gibi tehlikelerle çevrili olduğu için karşıdaki daha kolayca hamlelerini yapabiliyor.

Eğitim, planı başkaları tarafından belirlenen genellikle ne öğreneceğini nasıl öğreneceğini bilmeyen kişilere bir plan dâhilinde bir şeyler öğretiliyor ancak standardizasyon ve kalite belgesi vermek insana verilen hedeflere ulaşabileceğine olan güçlü inancıyla yan yana geldiğinde kattığı inanç ile zekâsını ve bedenini profesyonelce! Kendisinden çok daha profesyonel olanların hedefleri doğrultusunda kiralayarak bir kazanç kapısı elde etme uğraşı olmuş oluyor. Tüm bunlar olurken, insanların pek azı “ben ne istiyorum, neyi neden istiyorum” diye sorabiliyor. Esasında daha güzel olabilmek, daha çok yiyebilmek, daha fazla para sahibi olabilmek, daha az parası olanlardan bir koruma ordusu tutmak, sürekli tehdit altında kalabilmek manasında da olan daha fazla …’dan fazlası olması gereken insan kendisini ne kadar tanıyor? Gerçekten yeteneklerini, bedenini, ömrünü harcadığı şeyler kendi kendine düşünüp bulduğu hedefler midir ya da ona sunulan zahiri hedefler midir bunu anladığı ve gerçekten ne istediğini bildiğinde, kendini tanıdığında gerçekleşecek şeyleri kendini tanımadan verildiğinde insan gerçekten eğitilmiş oluyorsa bu eğitimin kime ne faydası oluyor?

İnsan diğer canlılara göre en fazla zahiri ve yapay hedeflerle zihni bulandırılan canlı türleri arasında yer alır. Bankada parası vardır ancak belki asla dokunamayacaktır. Ayakta duracak hali yoktur milyarlarca doların hayalini kurar. Bu milyarlarca dolar insanları kütleler halinde öldürür, öldürtür ve bundan asla bir suçluluk duymadıkları gibi ev yapmaya yarayan taş dikkate alınmazken, cama benzeyen ev yapmak için hiçbir işe yaramayan taş ile bırakın evi şehirler alınır, ülkeler satılır. Yaşı geçkince bir beyefendi sırf parası olduğu için kendisine kendisini sunan bir başka canlının kendini sahibi sanmakla kalmaz da sunan da kendisini yaşı geçkin adamın kölesi zanneder. Bu zahiri düzen eğitimle var olabilirdi, oluyor.

Zahiri hayatın hazırladığı zahiri düzen, zahiri mutluluk, meze olan ömürler, boşa yaşanan hayatlar göz önüne alındığında vahşi ormanın yaşam döngüsü mantığı insan hayatının mantığı mantığının yanında pek masum kalmıyor mu? Yaratılanların en şanslısının yaşadığı bilincin kaynağı kişilerin öz bilinçleriyle seçtikleri değilse yaratılanların en şanslısı, yaratılanların en şereflisine şerefi veren, onu şeref yoksunu yapan şey (bilinci olmayanın bilinçli şerefinden söz edilmez) gerçekte ne olabilir?

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..