Ben teröristim (Doktor, avukat, öğretmen, öğrenci, aydın, yazar teröristse)

BEN TERÖRİSTİM…

“Demokratikleşme Paketi” açıklayacakların önce “demokrat” olması hoşgörülü olması insanların anayasal haklarına saygılı olması lazım…

Cumhuriyet tarihimizin en barışçıl ve en güzel eylemleri 27 Mayıs 2013 günü Taksim meydanında ve Gezi Parkında başlayan eylemlerdi…

Demokrasiye, özgürlüğüne yaşam biçimine, kuşatılan eğitim sistemine, kendisine dayatılmak istenilenlere karşı olan hemen herkes, yaşlısı genci kadını kızı çoluk çocuğu ama “insanca” yaşamı hayal eden her kim varsa eylemlere iştirak ettiler…

***

Devletin “Valileri” nin basiretsiz tutumları, Türk Polisinin orantısız güç kullanımları yüzünden ülkenin ilk ve tek barışçıl eylemlerine gölge düştü, meydanlara gerek PKK örgütünün gerek iktidar partisinin arka çıktığı örgütlerin kışkırtmaları ile illegal örgütler de girdi…

Sorun son derece basitti, cevabı ve çözümü ise ondan daha basitti;  sadece onları anlamak, eylemcilere de anladıklarını hissettirmek...

Peki, ne oldu? Detayına girmeden kısaca yazacağım;

Ülkeyi yönetenler kendilerine oy atanlarla oy atmayanları iki kutba ayırdılar, bir taraf anayasal ve demokratik haklarını sessizce kullanırken bir taraf iktidarın “vurma” çağrısını işaretini beklediler…

Buna rağmen; “Taksim ve Gezi Parkı” eylemcilerinin ve ülkenin duyarlı sivil toplum kuruluşlarının gayretleriyle son dakika da “kardeşin kardeşi” vurmasının önüne geçildi…

Hükümet üyeleri ve Başbakan özellikle de Ankara belediye Başkanı kışkırtmalarına ve bu amaçla düzenledikleri garip guraba mitinglere devam edilseydi bu ülkede kan gövdeyi götürecekti…

*** 

Anayasanın amir hükümlerinin verdiği güvenceler ve demokrasinin insan hakları beyannamesinin gereği eylemlere biat eden AKP ve yandaşları dışında her meslekten her yaştan her cinsten vatandaş katıldı.

Bir süre sonra da eylemler iktidar tarafından saptırıldığından bilinci eylemciler sayesinde tüm hızını kesti hatta durduruldu…

İşte bu andan itibaren “iktidar” gerçek yüzünü göstermeye başladı. Önce yaralanan eylemcilere ettikleri yemine bağlı kalarak yardıma koşan hemşire doktor ve sağlık personeli için olmadık kararlar aldılar; doktor ve hemşirelerin kimini işten attılar kimine “terörist” muamelesi yapıp mahkemeye verdiler.

Eylemlere herhangi bir şekilde, yani sadece sokaklara meydanlara çıkanlara değil düşüncelerini açıklayan gazetecilere yazarlara aydınlara televizyon sunucularına sanatçılara yapmadıkları kalmadı, çoğu işinden atıldı bir kısmına dava açıldı bir kısmı tutuklandı. Kısaca muhalif olanların hepsine tıpkı doktorlar ve hemşireler gibi “terörist” muamelesi yapıldı…

***

Bu eylemlerin en büyük özelliği “örgütsüz” hatta herhangi bir partiye ait olmamasıydı. Ancak polisin orantısız güç kullanımı karşısında eylemcilerin yanında olan “milletvekillerinin” tamamı “terörist” hatta “darbeci” sayıldılar, her fırsatta kendi yandaşlarına şikâyet edilip hedef gösterildiler…

Eylemciler yani iktidara muhalif olanlar “terörist” ve “darbeci” olarak suçlanmaya başlayınca anayasanın amir hükümlerini ve demokrasinin gerekçelerini iyi bilen “avukatlar” araya girdi ve müdahalenin yanlışlığına dikkat çekip eylemcilere destek çıktılar. Vay sen misin “muhaliflere” destek çıkanlar başta Adalet bakanı olmak üzere yedi sülaleleriyle “avukatların” üzerine gidip “muhalif avukat” ve de “terörist avukatlar” etiketini basıverdiler…

Çoğu haklarında açılan soruşturmalar yüzünden işlerini yapamıyorlar, dava alamıyor girdikleri davalarda resmen aşağılanıyorlar…

***

Ve eylemler sırasında yaralanan kaçan korkanlara yardım eden oteline mağazasının kapılarını açan iş adamlarına soruşturmalar açıldı vergi denetimleriyle adım atamaz hale getirildiler, yeni açılacak ihalelere sokulmadılar, iç ve dış piyasada nefes alamaz hale getirildiler. Korkmadan çekinmeden ve muhalif olduğunu hiç gizleme gereği duymadan yayın yapan “Halk TV” gibi TV kanallarını vergi cezalarına RTÜK eliyle yüksek para cezalarına tabi tuttular…

Gazetelerde ve televizyonlarda en ufacık bir muhalif yorum yapan söz söyleyen belge gösteren haber müdüründen haber spikerine kadar kim varsa işlerine son verdirdiler, yaşam boyun “devlet” dairelerinde çalışmaktan men ettiler…

***

Bekliyordum, ama haklarını yemeyelim zamanlamaları müthiş; 17,5 milyon öğrencimizin okula başladığı gün gizlice çektikleri fotoğraflardan polis kameralarından tespit ettikleri öğretmenlere soruşturma açtırmışlar. Dün paylaşmıştım; “Adana’da eylemlerde yer aldığı veya herhangi bir nedenle o meydanlarda olduğu tespit edilen 13 öğretmene soruşturma açılmış…”

Şimdilik müfettiş göndermişler ama yakında olaylar polise de intikal eder “terörist” muamelesi yapılarak mahkemeye de verilir. Ve hiç kimsenin kuşkusu olmasın en kısa zamanda da işlerinden ederler…

Çoluk çocuğu varmış borcu harcı varmış, başka mesleki bilgisi yokmuş bir tek AKP li ve yandaşlarının umurunda bile olmaz buna inanın…

***

Asıl yakında başka bir şey daha yapacaklar bunu bilesiniz, o da; eyleme katılan tüm öğrenciler yandaş medyanın çektiği resimler ve polis kamera kayıtlarından tespit edilecek ve haklarında hem disiplin cezaları uygulanacak hem de haklarında davalar açılacak…

Daha onlarca meslek erbabına yüzlerce aydına binlerce vatandaşa yaptıklarından dolayı vicdanlarının sızlayacağını ya da üzüleceklerini mi sanıyorsunuz…

Başbakan da geçenlerde eylemcileri ve tencere tava çalanları gidin savcılığa ihbar edin dava açın ben arkanızdayım demişti ya; eyleme katılanlar ister arkadaşları dostları olsun olmasın komşusu tanıdığı her kim varsa içlerinden bir teki yani AKP üyeleri ve yandaşları eyleme katıldıkları için gözlerini kırpmadan şikâyet de ederler ispiyonda…

Ve tencere tava çalanlara dava açıldı utanmadan sıkılmadan…

***

Bütün bunları bileceğim, şu anda iktidardakilerin nereden ve nasıl geldiklerini bileceğim, tıynetlerini amaçlarını su gibi ezberleyeceğim ve hiçbir şey yazmayacak hiçbir eyleme katılmayacağım öyle mi?

Ben “doktorum” ben “avukatım” ben “yazarım” ben “gazeteciyim” ben “öğrenciyim” ben “öğretmenim”

Yani; “Ben teröristim…”

Elinizden geleni ardınıza koyarsanız da namertsiniz. Bugünün yarını da var “unutmayın…”

***

Bu arada eylemleri aktif veya pasif destekleyen üniversitelerin akademisyenlerine sahip çıkmayan onlara iktidarın talebi ile soruşturma açan “dekan ve rektörlerini…”

Savaşta ve barışta yaralanan ya da sağlık sorunları yaşayan herkese hiçbir yerden izin almadan yardım etmek için yemin eden doktorlarımıza ve hemşirelerimize soruşturma açma izni veren Sağlık Bakanını

Şu yazdıklarımı görmelerine yaşamalarına rağmen sessiz duyarsız ve tepkisiz kalan tüm sivil toplum kuruluşlarını ve iş adamlarını;

Giderek sarılaşan sendikaların başkanlarını, baroları, korkularından altına kaçıran köleliği reddedemeyen kurum ve kuruluşların tüm yönetici ve personelini;

ŞİDDETLE KINIYORUM…

Sayenizde; gerçek “teröristler” sokaklarda, medeniyet demokrasi aşığı cehalet düşmanı vatanseverler milliyetçiler “hapiste…”

Erdoğan ÖZGENÇ