Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Ben tornadan çıktım, var mı diyeceğiniz?

Ben tornadan çıktım, var mı diyeceğiniz?
 

Bu kadının suçu ne olursa olsun böyle taşlanarak öldürülmesi ancak vahşilere yakışır.


Ben TORNADAN çıktım, var mı diyeceğiniz?  

Günümüz iktidarının Arap ülkelerine, onların rejimlerin karşı bağlılık derecesinde hayranlığı olmuş olabilir. Zaten, Sayın Erdoğan kadın erkek eşitliğine inanmadığını söyleyerek te bunu doğrulamıştır. 

Ben bir Atatürk Cumhuriyeti kadını olarak son günlerde CHP İzmir Milletvekili Sn. Canan Arıtman’ın sözlerine gönülden katılıyorum. Arap kadını olmayı istememesinin altındaki gerçekleri bazıları neden ki görmek istemezler ve çarpıtırlar dersiniz? Ya iktidar yanlısıdır ya da yaranmak içindir. 

Kadın her yerde kadındır ve erkekler kadar özgür olmalıdır. Bugün "Cinsiyet uçurumu konusunda 134 ülke arasında sondan 8'i olmuşsak bunun nedenini düşünmek gerekir 

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, (1926 – 1934) gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir. Kadına verilen seçme seçilme hakkı birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir(1926). Fransa ve İtalya’da kadınlara 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. 

Bizden sonra gelen Yemen, Suudi Arabistan gibi ülkelere ve kadınlara verdikleri değere bir bakalım isterseniz. 

İRAN’ da kadınlara seçme seçilme hakkı 1963 te tanınmıştır. Bununla birlikte Kadınlar pasaport almak için eşlerinden izin almak durumundadırlar. Ceza kanunu zina ile suçlanan kadın ve erkeğin taşlanarak öldürülmesine yönelik hükümler içeriyor.2003 yılında (CEDAW) sözleşmelerinin benimsenmesini öngören yasayı reddetmişti İran. (Bu sözleşmede, İşkencenin Önlenmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi vardı.) 

Erkeklere 4 eşe kadar evliliğe izin veriliyor. Ceza kanunu, Mahkemelerde iki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine eşit sayılıyor. . Kadın, sürücü ehliyeti alamaz ve hane halkından olmayan birisinin kullandığı arabaya binemez 

LİBYA da seçme seçilme 1964 yılında kavuşan kadınlar yasalar önünde erkeklerle eşit görünmesine karşın sosyal eşitsizlikler karşısındadırlar İran da ki gibi yurt dışına çıkmak için eşlerinden izin almak durumundadırlar. Miras hakları erkeğin mirasının yarısıdır. 

MISIR: CEDAW Sözleşmesi'ni 1981 yılında "İslam hukukuyla çatışma" konusunda çekinceler koyarak onayladı. 2002 UNICEF raporuna göre Mısırlı kadınların yüzde 35'i kocaları tarafından dövülmüştür. Töre suçlarına mevzuatta özel olarak değinilmiyor, uygulamada ise mahkemeler bu tür suçlardan yargılananlara diğer cinayet suçlularına kıyasla daha hafif cezalar vermektedir. 

PAKİSTAN: Kadınlar 1947 yılında seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Ülkede kadına karşı şiddet, tecavüz ve çocuk istismarı ciddi sorunlar yaratıyor. Kız çocuklar mirastan erkek çocukların yarısı kadar pay alırlar. Kadınlar eşlerinin mirasından 1/8 oranında pay alabilirler. 

ÜRDÜN: Kadınlar seçme ve seçilme hakkına 1974 yılında sahip oldu.. Evlilik, boşanma ve çocukların vesayeti gibi konular İslam hukukuna dayalı mahkemelerde karara bağlanır 

"Kadını dövmek onun onurunu incitmez, çünkü kadın doğuştan onursuzdur" kuralı benimseniyor. Örtünen her kadına ayda 22 dolar kadar para ödeniyor. Her evde 5-6 kadın olduğu için aylık gelir 130 dolara kadar çıkıyor. 1990'lı yıllarda karma eğitim kaldırıldı. Kız öğrencilerin şort giymeleri ve gösteri yapmaları yasaklandı. 

YEMEN: Kadınlar seçme ve seçilme hakkına 1967 yılında sahip oldu. Medeni hukuka göre evli bir kadın kocasına itaat etmek zorundadır. Erkekler rahatça boşanabilirken, kadınlar bunu gerekçelendirmek durumundadır. İslami kurallar, kadınların kocasından izin almadan ev dışına çıkmasını yasaklamaktadır. 

KUVEYT: Kadın her bakımdan ikinci sınıf muamelesi görüyor. Fakat erkeklerle birlikte çalışabilme özgürlükleri var. İslamcı örgütler kadınları örtünmeleri için zorluyor. Kuveytli kızların %60'ı örtünüyor. Örtünmeyenler üzerinde de büyük baskı var. Tıp fakültesinin bombalanması gibi eylemler yapılıyor. 

KATAR: Kadınlar secimde aday olsalar bile, erkeklerin bulunduğu ortamda bulunmaları yasak. Miting ve TV'de yüzlerini göstermeleri yasak, sadece telefonla oy isteyebiliyorlar. Çarşafsız sokağa çıkmak yasaktır. Nüfus cüzdanları yoktur, isimleri babaları veya kocalarının kimliklerinde yazılıdır. 

YEMEN: Kadınlar erkeklerle yüz yüze gelse bile el sıkışmaları yasaktır. Çarşaf giyip, peçe takmaları zorunludur. 

BANGLADEŞ: Kadınlara uygulanan baskı nedeniyle, kadınlar erkeklere uygun görülen işlerin haricindeki işlere yöneltilir. Yerel mollaların fetvaları ile hırsızların elleri kesilir, zina yapan kadınlar taşlanır, kırsal kesimde erkekler doğum kontrolü yapan karılarını boşarlar. Kendi küçük işleri için banka kredisi alan kadınlara da iyi gözle bakılmaz, çünkü "kadınların ekonomik özgürlük kazanmaları, erkeklerden daha üstün bir yer sağlayacağı için" istenmez. "Tanrı'nın planında bu yoktur" denir. 

CEZAYİR: Her gün kadınlar kaçırılıyor, işkence görüyor, tecavüze uğruyor, sakatlanıyor ve köktendinci silahlı grup tarafından öldürülüyor. 

Kadınlar salt "kadın" oldukları için hedef alınıyor ve tıpkı ortaçağda olduğu gibi, "kötülüğü" simgeledikleri için bu muameleye tabi tutuluyor... 

'Silahlı İslamcı Grup' ve "Silahlı İslamcı Hareket" ve "İslami Kurtuluş Ordusu" koyu bir taassubu denetliyor. 

**** 

Yukarıda yazdıklarım örtülü örtüsüz tüm kadınları ilgilendirir. Arap dünyasının kadına bakış açısı budur. Yani örtünmekle iş bitmiyor. Örtüler kadınlara reva görülen bu haksızlıkları örtmüyor sayın başbakan.  

Bizlere tornadan çıkmış kadınlar demekle Sn. Başbakan kadınları nereye çekmek istediğini de açıkça beyan etmiştir. 

SN. Başbakan, bizler hiçbir zaman aynı tarz örtünen kadınlarımızı yadırgamadık, aklımıza bile getirmedik. 

Sıkma başlarla birbirinin aynı örtülü şekillere TORNADAN çıkmışlar da demedik. Onların inançlarına saygı gösterdik ve gösteriyoruz da. 

Siz aslında bizlere tornadan çıkmış kadınlar demekle Atatürk devrimlerine inanan, gönülden bağlı olan çağdaş kadınlara değil, bu hakareti maalesef örtülü kadınlarımıza yapmışsınız. Onlara çilekeş Arap kadınlarının çektiklerini reva görmüşsünüz, ayırımcılık yaparak özendirmeye kalkmışsınız. 

Özendirmek istediğiniz Arap ülkelerinde kadın haklarının bizden yıllarca sonra tanındığını ama tam uygulanmadığını biliyoruz. 

Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş derler. Kadınlarımızın kaçı gerçekleri biliyor dersiniz? Canan Hanımın sözlerini çarpıtmak, sanki örtülülere düşmanmışçasına göstermek size hiç yakışmıyor. 

Sonra neden ki ille de Arap kadını olmayı isteyelim. Böyle bir mecburiyet mi var? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan onur duyuyoruz. Mısır, Nijerya, Sudan, Somali, Kenya gibi birçok ülkede halen genç kızlar sünnet edilmektedirler. 

BM, her yıl çoğunluğu Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde olmak üzere 3 milyon kadının sünnet edildiğini, ölüm riski taşıyan bu geleneğin ancak hükümetlerin desteklemesi durumunda bir kuşak içinde terk edilebileceğini duyurdu. 

Bakınız bu ülkelerin örtünmeye mecbur bırakılmış genç kızları ne diyorlar: 

Hiçbirimiz örtünmeyi istemiyoruz. Ama korku, düşüncelerimizden ve özgür olma isteğimizden daha güçlü, korku bizi her taraftan kuşatıyor. Anne-babamız, erkek kardeşlerimiz hep bir ağızdan, 'Yaşamak istiyorsan örtün!' diyorlar. 

Bizler örtülüsü, örtüsüzü Atatürk’ün verdiği haklar sayesinde nispeten haklarımıza sahip çıkma şansını kullanan kadınlarız. Örtünme mecburiyetimiz olmadığı, bu hakkı da bize tanıdığı için Atatürk’e şükran borçluyuz. Onun devrimleri ile de gurur duyuyoruz. 

Örtünen hemcinslerimizi sizin gibi küçümsemiyoruz. Türkiye asla Araplaşmayacaktır. Bizler oralarda yaşayan hemcinslerimize nasıl özgürlük getirebiliriz düşüncesindeyken, onlar bizlere özenirken bir sözü lastik gibi uzatıp istediğiniz yere çekmenizi kınıyorum. İstisnalar kaideyi hiçbir zaman bozmaz. Zengin ve yoksul arasındaki farkı katmıyorum buna. 

Televizyon kanallarında boy gösterip CHP yi örtü düşmanı gibi gösterenleri de şiddetle kınıyorum. İddia ediyorum ki, AKP iktidardan gittiği zaman başların çoğu baskıdan kurtulup kendiliğinden açılacaktır. 

Arap Kadını olmak istemiyorum başkadır, kadınlara hakaret başka bir şeydir. Bana gelince böyle aşağılanmış, hakları tanınmamış, özgürlüğü elinden alınmış veya kısıtlanmış bir kadın olmaktansa dediğiniz manada, TORNADAN çıkmış bir kadın olmakla gurur duyuyorum. 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..