Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '17

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Ben varsam sen de olursun

Ben varsam sen de olursun
 

Kendim gibi olmakla övündüm en çok. Başkalarına benzemek birini taklit etmek hiç bana göre bir şey değildi. Bu yüzden uçlarda gezindim ve ruhuma kilit vurmadım, vurdurmadım. Hangi duyguyu misafir ettimse yüreğime ve hangi insanı sarıp sarmaladımsa korkusuzca yaptım bunu. “Seni seviyorum” kelimesi özgürlüğümün şifresiydi, belki hayatımda en çok bu kelimeyi kullandım. Kategorize etmeden insanları, art niyetli, beklentili, çıkarcı hiç fark etmedi, sevdim yine de. Çizgiyi aşanlarda oldu, sınıra dayananlarda. Olsun dedim, sevmek hiç yanlış bir şey değil en fazla ne olabilir ki çok sevmek aşk doğurur sadece.

Doğurdu da zaten, hem de defalarca, aşk doğdu şiir oldu mesela, aşk doğdu roman oldu mesela, aşk doğdu şarkı oldu mesela. Ben bir kadınsam ki öyleyim ne zaman ne doğuracağımı hiç kimseye sormam, sormadım da… Benim hücrelerim benim ruhum benim bedenim, yaratanın bana bahşettiği sınırlarını da içeriğini de ben bilirim, ben hissederim.

Sevmek evet dünyanın en güzel en ihtiyaç duyulan duygusu, bunun ayarı da olmuyor üstelik hatta olmadığı gibi kaçıyor hiç olmadık zamanda seçici olamıyor yani insan. Karşınızda olan istiyor ki beni sevsin en çok, bana özel olsun, dünyası, merkezi, bugünü, yarını ben olayım. Ben dokunayım ben hissedeyim ben, ben, ben….

Peki ya ben…

Bunu kendinize sorduğunuzda o sınırsızca konumunuz ne olursa olsun verdiğiniz ve adına sadece sevmek dediğiniz şeyin fakiri olduğunuzu görüyorsunuz. Meğer ihtiyacı olana kucak açmaktan kendinizi fakirleştirdiğinizi göremiyor hissedemiyorsunuz. Hal böyle olunca da sınıra dayananlara dönüyorsunuz yüzünüzü.

Sevmek kadar sevilmeye de ihtiyacınız olduğunu anlıyorsunuz. Sizin için de bir başkasının çabaladığını, sizi önemsediğini görüyorsunuz. Bunun altında yatan sebep sizden çok karşıdakinin menfaatine de olsa fark etmiyor. Hislerinizin size o anlık kendinizi nasıl hissettirdiği yetiyor ruhunuzu yeşertmeye.

Şarj etmeye gönüllü olduğunuz bir yolculuktan tam tersine dönüyor ibre. Ne kadar yalnız ve ne kadar aç olduğunu anlıyorsunuz. Eksik parçalarınızı birleştiren kişiye bağlanıyorsunuz sımsıkı belki günün birinde eksilebilme ihtimalini bile bile teslim oluyorsunuz aşka.

Yeni doğum sancıları çekmeye başlama ihtimali bile heyecanlandırıyor sizi. Öyle ki sorgusuzca belki sınır henüz aşılmadığı için belki de sınırları kaldırmak istediğiniz için melankolik bir hava yaratıyorsunuz içsel ve özgür olan dünyanızda.

Ekmek ve su kadar kutsallaşan aşka dönüyorsunuz yüzünüzü. Kim bilir bu kaçıncı kim bilir ne kadar sürer kim bilir ne kadar acı verir. Bunların hepsinin canı şimdiden üzgünüm cehenneme. Seni seviyorum demek ve bunu hissettirmek ve bunu hissetmek dünyanın en güzel duygusu ucunda acıda olsa yaşanmaya değer bir duygu. Meğer ne çok güçlü olduğunu düşünen insanların sevilmeye ihtiyacı varmış. Bir bağ var aramızda uzakları yakın eden ruhuma iyi gelen.

Öyleyse seni seviyorum, biliyorum sende beni…

EKSİK OLAN NE VARSA ONU ARAR İNSAN, YA ONDA, YA BUNDA, YA DA ŞUNDA, EKSİLTMEYİN Kİ ARAMASINLAR…

 
Toplam blog
: 111
: 161
Kayıt tarihi
: 24.12.11
 
 

1965 Zonguldak doğumlu ve halen Zonguldak'ta yaşamaktayım.Yazarım ve çeşitli platformlarda sunucu..