Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '12

 
Kategori
Kitap
 

Ben ve kitaplarım

Ben ve kitaplarım
 

Asar Şamil ve Rus Terzi


 

Kitaplarımın hikâyelerini anlatmak istiyorum sizlere…

Bu kitap özetlerini anlatacağım anlamına gelmesin. Ben kitap yazarken neler hissettiğimden söz etmek istiyorum…

Bütün kitaplarımda garip duygular yaşadım. Ben yazı yazarken, hele romansa kesinlikle dışında kalamıyorum. Sizlere aklıma gelen birkaç olayı anlatmak istiyorum.

Asar Şamil ve Rus Terzi kitabını yazıyorum. Genelde geceleri çalışırım. Gecenin bayağı geç saati. Kış günü. Dışarıda kıyametler kopuyor. Yağmur, fırtına, gök gürültüsü… Ben kaptırmışım Asar Şamil’le yollardayım. Moskova’dan, Türkiye’ye geliyorum… Trenin ara yeri olan kompartımanların kapı çıkışlarındaki uzun koridor var ya işte orada Asar Şamil pencereden dışarılara bakıyor. Tam bir dönemece geliyor tiren, viraj misali yarım yuvarlıktayken Asar’da biraz önce pencereyi aşağıya indirmiş, keskin buz gibi memleket kokusunu içine çekmek istiyor. Dağıstan yakınlarından geçiyor tren. O viraj dediğim yere girdiği için trenin baş kısmı düşünün büyük C modeli bir yolun başında, düdüğü ile birlikte kara dumanı da yoğun olarak çıkıyor… Döndüğü için duman Asar Şamil’in olduğu yere yoğun olarak geliyor. İşte tam o anda ben o kokuyu, ziftle karışık duman kokusunu ve tadını aldım. Bir anda nefes alamaz oldum. Elimi sislerden simsiyah olduğunu düşündüğümden burnuma götürdüm ve elime baktığımda aklım başıma geldi. Ben orada değildim. Ben bilgisayarın başında Asar Şamil ve Rus terzi kitabımı yazıyordum. İrkildim. Ne olmuştu bana. Korktum aynı zamanda. Hemen ayağa kalktım. Birkaç dua okudum. Sonra sabaha karşı olduğundan bilgisayarımı kapattım.

&

Bugün Asar Şamilden söz etmek istiyorum anlaşıldı. Başka bir kitabımdan söz edecektim içime sinmedi. Sonra devam ederim bir başka zamanda yazarım diğerlerinin hikâyelerini. Asar Şamil ve eşi Sümeyra Moskova’dalar bilinmeyen birileri tarafından alıkondular. Soğuk Moskova gecelerinin birinde, bir yerin altında çok altında mahzen gibi bir yerde, karanlığın içinde oturacakları hiçbir şeyin de olmadığı bir yerdeler… Soğuğun çok fazla olduğu bu yerde karı koca birbirine sarılıp ısınmak için bekliyorlar. Korkuyor ve üşüyorlar. Donmamak için ciddi uğraş içindeler. Zıplıyorlar, hareket ediyorlar. Asar Şamil uyumaması için Sümeyra’yı devamlı konuşturuyor. Tam bu sahneleri yazıyorum. Çok ta yorgunum. Uykum geldi, başım ağrıyor, kendimi çok bitkin hissettim. Devamını yarına erteleyerek bilgisayarımı kapattım. Yattım. Bir süre sonra hemen uyumam gerekirken uykuya dalamadığımı fark ettim. Aklım bir alt kattaki bilgisayarımda kalmış durumda. Sümeyra ve Asar Şamil orada soğukta donmamak için hareket ediyorlar. Uyuyamadım. İnanın bana uyuyamadım. Sizlere çok garip geldiğini biliyorum. Bu kadın delirmiş diye düşüneceğinizi tahmin ediyorum. Yapamadım. Kalktım. Kahve yaptım kendime. Uykumun dağılmasını sağladım. Bilgisayarın başına geçtim. Onların oradan çıkmalarını sağladım. Sıcak bir yerde sıcak bir ortamda onları bıraktıktan sonra ancak uykuya dalabildim.

Ben böyle yazıyorum kitaplarımı. Belkide sizlere normal gelmiyordur ama öyle ne yapayım. Bütün kitaplarımda yaşadıklarımı sizlere zaman – zaman buradan aktaracağım. Kesinlikle benim hakkımda çok hayırlı şeyler düşünmeyeceksiniz. Bu kadın kitabın kahramanını kendi sanıyor herhalde diyeceksiniz. Bilemiyorum.

Belki de öyle hissettiğim için yazabiliyorumdur.

Masallardaki güzel olanların sizlerin olmasını diliyorum…

Nazan Şara Şatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

http://twitter.com/#!/nazansarasatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....