Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ben yılan, o kelebek hanım

O doğru insan karşıma çıktı ama bilemedim kıymetini. (belki o da bilemedi ) Eğer şimdilerde tanışsaydım ????
Kimbilir onunla bitmeseydi dostluğum, bakış açımda hiçbir gelişme olmayacaktı şimdi ki ben ben olmayacaktım ...

Çocuklarıma dua ederken hep 'lütfen rabbim doğru ve iyi insanları çıkar yavrularımın karşısına 'derim. Yaşamıma doğru insan olarak giren kelebek hanım, bana okuma aşkını aşıladı, kalite, nezaket, eğitim özelliklerinin insana neler kattığını işledi. Özel hiçbir şey yapmadı bunun için , sadece kendisi oldu.

İçimdeki boşluğun adını bir türlü koyamadığım eksikliğin tanımını yaptırttı bana. O dönemde çok okuyan, modern, aydın insanlar ve şartlar yoktu bulunduğum çevrede, sadece bn. kelebek vardı... Fazla dost, fazla yakın, fazla sahipkar, fazlaydı herşeyiyle fazlaydı...O zor yıllarda keşke azcık beni bana bıraksaydı. Yaptığı psikolojik baskı ve aşırı sahiplenme uzaklaşmama neden olmuştu.

Mutlaka yaşamışsınızdır hayatınızın bir karesinde, arkadaşınızın tepkisinden korkarsınız, kendi doğrusu o kadar doğrudur ki mutlaka dediği olmalı (anneniz gibi) senin iyiliğıni düşünüyor (nitekim öyledir de ama bazen zamana bırakmak gerekir, kişi hazır olmalı tavsiyelere, planlara, yeni girişimlere)

.... Bu olayda bana, gelecekte ki sınırlarımı belirlememe yardımcı olmuştur. Sözün bittiği yerde kaçma-kovalamaca başlar zaman zaman...Dolayısıyla saklambaç oyunları sonrasında da cehaletimin ve yılanlığımın sonucu onu kırdım, incittim ve kaybettim. İçim titrer bu itirafı yaparken evet, yılan gibi soktum kızı. Olgun insanlara yaraşır bir tarz ile 'kelebeğim biliyorum iyiliğimi istiyorsun , ama lütfen psikolojik baskı yapma , zayıf olduğumla yüzleşip hayatımda radikal değişiklikler yapamıyor olabilirim bunu görmeye sende tahammül edemiyor olabilirsin o zaman bizi birbirimize bırakalım, birazzz izin ver.

Ortak görüştüğünüz insanlarla konferanslar, dedikodular, falanlar filanlar işte böyle koparır, parçalar, dağıtır ve yok eder ilişkiyi. Bir tavsiye, canım dediğiniz dostunuzu ayrı tutmaya çalışın. Mümkünse dostluğu iki kişi yaşayın. Komşu, çocukluk arkadaşı , ayşe , fatma devreye sokulursa...Bitti ... geçmiş olsun ....

Hangimiz kıskanç değiliz, hangimiz yeri geldiğinde fesat düşüncelerde yüzmüyor, hangimiz kelebek gibi ucarken arı gibi sokmuyoruz... Ayranım ekşi diyen insanlara hayranlığım ve saygım daha ayrıcalıklı. Hadi yüreğinizi açın da itiraflarınızı paylaşın benimle olur mu? hııı ben mi çooook acı dersler gördüm artık yılanı bırakın tırtıl dahi olamam istesem de olamam bilirim olunulduğunda ki kayıpları...

Ama o zamanlar çok gençtim kelebek benden büyüktü, şimdi tanışsaydık onun için ölürdüm herhalde...Herşeyi anlatmanız, yaşadığınız travmalar korkunç olaylar, hatalarınızı hafifletmek için bir neden olmuyor. Meğer yolun yarısına gelmeden hayata dair o bilgelik legoları asla yerine oturmuyormuş. Bu birikimimle hiç can acıtırmıyım? Belki üzerim, ama yakmam ! acıtmam! Neyseki çocuklarıma dostluk kavramlarını öğretirken kestirme yollar, detaylar vererek bu süreyi daha da aşağılara çekmeyi planlıyorum , yolun yarısı çok uzun değil mi?

Modeller öylesine önemli ki kişinin hayatında. Kimleri model aldığımıza çok dikkat etmeliyiz, oturun bir düşünün bakın zaman zaman kendinizde en sevdiğiniz kişiyi yada hiç hoşlanmadığınız insanı yakalayacaksınız.

Bizi yüzümüze karşı eleştiren, ama herkesin içinde savunan, başarılarımıza sevinen, başarısızlıklarımıza üzülen, bizi üzgün görünce öteki dostlara haber verip bizimle ilgilenmelerini sağlayan, birileriyle tanışmamız gerekiyorsa o buluşmayı sessizce düzenleyen, bizi dikkatle izleyen ama sahiplenmeyen, bir başka kıtada yaşasa ya da günde on dört saat çalışsa da kendisine gereksinim duyduğumuz anda yardımımıza koşan... Gerçek dost işte budur ve yaşamda en büyük zenginlik böyle dostlara sahip olmaktır. M. Pinta böyle der...

Benjamin Franklin ise 'arkadaş edinirken yavaş ol, değiştirirken daha da yavaş ol'

 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..