Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

Bence birileri bu işe çok seviniyor

Bence birileri bu işe çok seviniyor
 

Savaş Bilgisayar oyunlarına benzemez.


Birkaç gündür gündemimizde Suriye krizi var. Öncelikle pilotlarımızın ailelerine sabır diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakar. Onların acısını tahmin etmeye çalışmak bile içimi yakıyor.

Aslında tarihe bakıldığında Türkiye-Suriye ilişkileri hep gergin bir ip gibi olmuş. Her an kopmaya hazır.

Türkiye-Suriye İlişkilerinin tarihçesi :

Wikipedia'da yer alan bilgilere göre- Suriye toprakları ilk defa Türklerin 8. yüzyılda Müslümanlığı kabul etmesinden sonra Türklere evsahipliği yapmıştır. Başkenti Şam'da bulunan Emeviler nüfuzlarını Orta Asya'ya kadar uzattılar. 712-713 yıllarında Göktürklerle Emeviler arasında yapılan savaşları Emeviler kazandılar. Bu tarihten sonra Türkler köle olarak Şam'a getirildiler. Savaşma yeteneklerinden dolayı Arap ordularında önce askerlik sonra da giderek kumandanlık görevlerini üstlendiler. Abbasiler zamanında Türkler artık bugünkü Irak ve Suriye topraklarına yaygın bir şekilde yerleşmiş bulunuyorlardı.

Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah 1076 yılında Şam'ı eline geçirdi. Melikşah 1092 yılında ölünce kardeşi Tutuş Şam'ı kendine başkent yaparak Suriye Selçuklu Devleti'ni kurdu. 1095'te Tutuş ölünce oğullarından Rıdvan Halep'te, Dukak ise Şam'da hüküm sürmeğe başladılar. Dukak 1104'te ölünce Töktekin adında bir Türk kumandan Şam'ı ele geçirerek Böriler hanedanını kurdu. Böriler'in Şam'daki egemenliği 1154 yılında gene başka bir Türk hanedanı olan Zengiler'in hükümdarı olan Nureddin Zengi'nin Şam'ı ele geçirmesiyle son buldu. 1174 yılında ise Suriye Selahaddin Eyyubi'nin eline geçti. 1260 yılında Moğollar 1400 yılında da Timur tarafından işgal edilen Suriye daha sonra Memlüklerin eline geçti. 1517 yılında ise Suriye toprakları Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Suriye I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar 400 yıl bir süreyle Osmanlıların egemenliğinde yaşadı.

Hatay Sorunu

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Suriye 1946 yılına kadar Fransa'nın elinde kaldı. Bu dönemde Türkiye'yle Suriye arasındaki en önemli sorun Hatay Sorunu oldu. 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması (1921) Hatay'ı Suriye sınırları içinde bırakmış ancak Hatay'a özel bir statü tanımıştı. Suriye'nin 1936 yılında bağımsız olması kararlaştırılan Hatay'ın statüsü konusunda Türkiye ile Fransa arasında anlaşmazlık çıktı. Hatay önce 2 Eylül 1938'de bağımsız bir Cumhuriyet oldu. 23 Haziran 1939'da da Türkiye ile Fransa arasında yapılan bir anlaşmayla Hatay'ın Türkiye'ye katılması kabul edildi. Hatay Cumhuriyeti, Temmuz 1939'da Türkiye sınırları içine katıldı.

Fırat ve Dicle Sorunu

Fırat ve Dicle nehirleri Türkiye sınırları içinde doğan, Suriye ve Irak topraklarından geçerek Basra Körfezi'ne dökülen nehirlerdir. Bu nehirler hem Suriye ve Irak, hem de Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesi için çok önemli su kaynaklarıdır. Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesi adı altında bölgede başlattığı sulama projesi, bu nehirlerin Suriye'ye akan sularında azalmaya neden olacağı endişesini uyandırmıştır. Bu nedenle Suriye ile Türkiye arasında zaman zaman gerilimler yaşanmıştır. Ayrıca Suriye uzun yıllar boyunca Türkiye'ye karşı koz olarak kullanmak için PKK'nın Suriye'de örgütlenmesine izin verdi, bu nedenle de Türkiye'den ters tepkilerle karşılaştı. 1998 yılında Türkiye'den gördüğü baskıya dayanamayan Suriye PKK lideri Abdullah Öcalan'ı Suriye'den sınırdışı etti.

 Günümüzdeki ilişkiler

PKK'nın Suriye'deki faaliyetlerine son verilmesi, Fırat ve Dicle'nin sularının paylaşılması konusunda Suriye'yle yaşanan gerilimlerin azalması, Hatay konusunun önemini kaybetmesi sayesinde Türkiye-Suriye ilişkileri olumlu bir döneme girmiş bulunmaktadır. Şu anda Türkiye-Suriye ilişkileri geçmişe oranla oldukça iyi bir durumda seyretmektedir. 2009 yılında iki ülke karşılıklı önemli anlaşmalar imzalamıştır. Özellikle iki ülke vatandaşlarının vizesiz seyahat etmeleri kararlaştırılmıştır.

"Arap Baharı" olarak nitelendirilen ve birçok Arap devletini de etkileyen olaylar sonucunda Suriye'de de olaylar çıkmış, Beşar Esad Hama'da katliam yapmıştır. Bu olaya Türkiye'den çok sert tepki gelmiştir.

Arap Birliği nin kararı ardından Esad yanlıların Türk Bayrağı'nı yakmaları ve Atatürk resmilerini yumruklamaları, Suriye'nin karasuları sınırını ihlal eden keşif görevindeki bir Türk F-4 savaş uçağını düşürülmesi nedeniyle ilişkiler kopma noktasına geldi ve hala düzelmedi. Türkiye Cumhuriyeti büyükelçisini geri çekti. Arap Birliği'nin yaptırımları neticesinde olası bir misillemeye karşı Türkiye Cumhuriyeti 3 zırhlı tugayı, hava kuvvetleri ve donanmasını hazır duruma getirdi.

Benim dikkatimi çeken bir konuyu da paylaşmak istiyorum sizlerle, Olay meydana çıktığından beri savaş baltasını kapan meydanlara koştu. Günlerdir her yerde savaş tamtamları çalıyor. Sanki birileri bu durumdan pek memnun, zaten bekliyorlarmış. Bazıları geçmişte bu konuda da yazdıkları yazıları da paylaşıp ben demiştim artık savaş zamanı geldi edasında.Onlara kalsa hemen savaş başlamalı... Şükrediyorum ki ülkeyi yöneten onlar değil. Bu arada sakın yanlış anlaşılmasın olay sineye çekilsin demiyorum. İşte bu noktada devreye sağduyu ve diplomasi giriyor. Umarım Durum çok taraflı değerlendirilerek, gereken hukuki çözüm uygulanır.

Savaş kötüdür çünkü, hem de çok kötü... Bilgisayar oyunlarına benzemez. Savaş Suçsuz insanların, kadınların, çocukların ve yaşlıların ölmelerine veya sakat kalmalarına sebep olmaktadır Yaşama hakkını, can ve mal güvenliğini yok etmektedir Savaş yaşanan ülkeleri ve oralarda yaşanan felaketi televizyonlarda izledik her birimiz... Onları hatırlayalım. Dağılan aileler, alt üst olan yaşamlar, mahvolan ülkeler, savaş ülke ekonomisini alt üst eder. En az  yıl geri götürür.  Savaş Nefrettir. Yıkıcıdır. ayrım yapmaz herkese zarar verir. Bu nedenle tek dileğim; Ülke olarak lütfen sağduyumuzu kaybetmeden bu işten çıkar sağlayacak kimse olmayacağını bilerek hareket edebilelim.

marka-marka.org

 
Toplam blog
: 42
: 1562
Kayıt tarihi
: 13.01.12
 
 

Merhaba,  Hakkımda bilgi vereceğim bölümler  en zorlandığım bölümlerden birisidir her zaman. Oldu..