Bence bunu yapma

Bence, her daim kafanın dikine gitme, dik başlı olma! Elbettte savundukların, uğruna savaşacakların olsun ama yeni yolları-yeni keşifleri en baştan kendine yasaklama! “Bir dur, bir dinle” derse karşındaki; dur da bir soluklan... Peki tamam, sonra yine koşacaksan aynı yoldan koşarsın.

Önyargılardan arındır gözünü, dilini. Kulağını temizle daha iyi duyabilmek için. Hayatın hay huyuna kaptırınca insan kendini, duyu organları köreliyor. Kokular, çocukluğundaki gibi değil farkında değil misin? Farklı yollar dene evine giderken. Belki bir değişik yüz, bir değişik ev görürsün?...

Kırmamaya çalış ama kırılmamayı da öğren! Herkes senin kadar hassas olmayabiliyor. Herkes ince fikirli, nazik, olgun olmayabiliyor. O zaman işte, sen bileceksin incinmemeyi.

Eller, kollar, yüzler, görünüşler nasıl farklıysa; herkesin ruhu da farklı. Ruhları şekillendiren hayat hikayeleri farklı farklı. Bir insanı anlamak istersen kendinden yola çıkma. Kendi kalıbına bakıp da onun eğriliklerini, eksiklerini hesaplamaya çalışma, yapamazsın! Herkesin kumaşı farklı, terzisi başka.

Ama vicdan-adalet-merhamet-göz/gönül tokluğunda ve görgüde bazı evrensel sınırlar olduğunu da unutma! Bir insan ya vicdanlıdır ya vicdansızdır. Ya görgülüdür ya da görgüsüz. Bunlarda orta yol arama!

Nefsine ağır gelen ruhuna iyi gelir!.. Bu sözümü unutma! Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır. Olaylar sadece bir vesiledir. Sen hayatı tanıyasın ruhunu geliştiresin diye türlü çeşit şeyler yaşar durursun. Sevinirsin- üzülürsün, hırslanırsın, mutlu olursun.... Umutsuzluğa düşer kalbin, gözün yaşlanır, kendini birdenbire çaresiz, yapayalnız bulursun... Ne yaşıyorsan sakince yaşamayı bellet ruhuna. Hayat bir nehirdir çünkü ve durmadan akar. Akışa bırak kendini. Akış yönünün tersine yüzmeye çabalama boşa. Çünkü o nehir öyle akacak. Ve şansın varsa, ruhun kör ve sağır değilse, sen de öğreneceksin o suda akıp gitmeyi. Ne mutlu ki öğreneceksin... Kendini asla çaresiz hissetme, ölümden başka her konuda, her soruna, bir çözüm yolu mutlaka vardır. Umutsuzluğa kapılma!

Sen ne yöne dönersen dünyayı o yandan görürsün. Ne görmek istersen onu görürsün. Bir köpek leşine bakıyorlardı. Herkes manzaraya bakıp farklı bir olumsuzluk gördü. Hayvan oracıkta ölüp kalmıştı. Karnı şişmiş kurtlanmıştı. Leşin kokusu dünyayı almıştı. Kimisi görüntünün çirkinliğinden yakındı, kimi de kokunun iğrençliğinden. Aynı gruptan farklı farklı insanlardı. Aralarından sadece biri

“ Dişleri ne kadar da güzelmiş”, dedi.

Hayvanın dişlerinin gerçekten de ne kadar güzel olduğunu farketti diğerleri.

Ama farketmek başkadır, farkında olarak yaşamak başkadır. Hayatını farkedip farkedip unutmalardan arındır. Farkındalığı yüksek bir yaşam kurmaya çalış...

Hayatın senin seçimlerinden oluşacak. Seçim yapacağında, tercih edeceğinde, gerçekten istediğinin peşinden git. Ve özgürlüğünü kimsenin avucuna bırakma!

Bugün Pazartesi, haydi bakalım iyi bir hafta sana!...