Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Benden uzaklarda mutlu oldun mu?

Benden uzaklarda mutlu oldun mu?
 

“Aradığın aşkı söyle buldun mu; benden uzaklarda mesut oldun mu; kendine yeni bir dünya kurdun mu; sen benim dünyamı yıkıp ta gittin…” diye nasıl da ta yüreğinden gelen bir isyanla sormuş o güzel şarkının güftecisi.

Hiç sormak istediğiniz oldu mu sizin de böyle? Gidiyorum diyenin ardından, boğanıza tıkanmış bir “gitme kal” bile diyemeyişinizle çaresiz bakakaldınız mı? “Aşkımız bitti” mi demişti giderken kendinde biteni size de mal ederek? Yoksa ben artık mutlu değilim, yani beni mutlu edecek başka birilerini bulmaya gidiyorum, hatta buldum bile diyecek kadar açık yürekli miydi?

Yoksa siz daha da kötüsünü mü yaşadınız; aldatılmışlığınızı öğrenip bir de üstüne aşkınızın çoktan bitmiş olduğu gerçeğiyle mi yüzleşmek zorunda kaldınız? Oysa daha dün dostlarınızla birlikte güle oynaya yemek yemiş, yaza tatil planlarınızı yapmış bir de eve geldiğinizde sevişmiştiniz tutkuyla öyle mi? Ne aralık bitmiş de aşkınız yeni bir hayat kurmuş bile sevdiğiniz! Ne zamandan beri 3 kişi olmuşsunuz, ne zamandan beri eş dost aslında acıyan gözlerle bakıyormuş size? Ne kadardır sadece ikinizin arasında kaldığını sandığınız kavgalarınız, göz yaşlarınız bir başkası tarafından biliniyormuş?

Demek ortaya çıkmasa böyle bir sizinle bir onunla yaşayıp gidecekmiş! Siz bu sırada giderek uzaklaşan, konuşurken gözleri dalan, anlattıklarınızı ilgisizce dinleyen, birlikte olmamak için bin türlü bahane uyduran sevdiğinize daha hoş görünmenin yollarını araya durun; o çoktan taşınmış pamuk kalbinizden!

Aşkın ömrü belli, sevgi de azalıp bitiyor diyelim ya saygı ne aralık terk ediyor bizleri acaba? Terk etmemiş olsa, bir zamanlar yere göğe koyamadığımız, incinmesin diye adeta pamuklara sardığımız kişiye bunu yapabilir miyiz? Beynimizin kıvrımlarında yeni bir insanın adı, vücudumuzun en kuytu yerlerinde kokusu varken eskisinin karşısında durup gözlerinin içine bakabilir miyiz? Hırsı aklının önüne geçmeyen, ihtirası saygısını yok etmeyen biri, o gözlere gözünde başka göz izi olmadan önce bakar ve “hoşçakal” der.

Hoştur elbet, yeni heyecanlar, kalpte yeni kıpırtılar. Beğenilmek, ilgilenilmek adamın yolda yürüyüşünü bile değiştirir. Bir de alternatifi bulmuş olmanın, biteceğin yerine yenisini rahatça koymanın cilası egoyu öyle bir parlatır ki “vefa” İstanbul’da bir semtin adı oluverir hemen.

Günler haftaları, aylar yılları kovalar ve bir gün; dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiği gün, gerilerde kalmış o eski hayal, o yüzüstü bırakılmış, tercih edilmemiş aklına geliverir apansız; muhtemel bir gece vakti alkolün de etkisiyle. Aranır nedeni kendi kendine bile itiraf edilmeksizin. Yoluna çıkılır. Hatıralar deşilir. Üstüne düşülür. Bir yıkıntının içinde tanıdık izler aranır.

Oysa biten bitmiş, giden çoktan gitmiştir, kalan izdir sadece. İz dediğin ise geriye kalandır, ne var eder yoku ne tümüyle yok eder bir zamanlar yaşananı; hepsi bu....

 
Toplam blog
: 22
: 1664
Kayıt tarihi
: 14.10.06
 
 

Merhaba, Okumaya olan sevdam beni yazmaya yöneltti ve artık sevgili dostlarımın da yüreklendirmesiyl..