Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Beni biraz anlar mısınız...

Beni biraz anlar mısınız...
 

Şirket içi arkadaşlıkların daha sağlam temellere dayanabilmesi için gerekli olan temel değer yine empati sözcüğünün anlamında yatıyor. Binlerce firmada milyonlarca birbirini daha önce hiç tanımayan örfleri, adetleri, yetiştiriliş tarzları farklı insan bir arada ekmek davasına çalışıyor. Yanında belki 12 saat belki de daha fazla çalışan kişinin aslında kim olduğunu bilmiyorsun. Herkes kendini dışarıya nasıl karşılanmak istiyorsa öyle tanıtıyor ve bir çoğu da ister istemez çevre koşullarına göre maske takıyor. Bu durumda işyeri çalışanları için mesai arkadaşlarını tanımak, onları anlamak gerçekten çok zor bir iş.

Daha önceki yazılarımda da anlattığım gibi hiç kimse iş görüşmesine giderken benim orda nasıl arkadaşlarım olur, kaç tane kankam olur diye gitmiyor. Tabii ki çalışma ortamı önemli ama öncelik sırasında ilk yeri almıyor. İnsanlar iş yerine başvurduklarında akıllarındaki ilk soru maaşları ve sosyal güvenceleri oluyor. Çalışmak zorundaysan mesai saati hakkında veya ulaşım hakkında pazarlık yapabilir misin? Ben hiç sanmıyorum. Bu duygu ve düşünceyle işe başlıyorsunuz, bir çok değişik insanla beraber yemek yiyiyorsunuz, satış yapıyorsunuz, reyonları düzeltiyorsunuz derken ister istemez bir arkadaşlık doğuyor buraya kadar her şey normal. Ama işin birde şu kısmı var işe giriyorsun hemen daha huyunu, suyunu bilmediğin kişilerle bir anda kanki oluyorsunuz, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyor birde muhabbet ederken özeliniz diye bir şeyde kalmıyor paylaşacağınız ve sonunda bir gün doyum noktasına ulaşıyor ve en ufak bir nedenden dolayı kavgalarınız başlıyor. Birbiriniz hakkında bir çok özeli bildiğiniz için marifet gibi herkesin arasında birbirinizi daha derinden mahremiyet noktalarınızdan vurabiliyorsunuz. İşte ben buna karşıyım bütün ilişkilerde ister kız erkek ilişkilerinde, ister karı koca ilişkilerinde, isterse iş arkadaşları arasında olan ilişkilerde seviyeli olunmalı ve paylaşacak her zaman bir şeyler bırakılmalı. Aksi taktirde ilişkiler doyum noktasına geliyor ve bitiyor. İş arkadaşlarınızı belki de evdeki eşinizden belki sevgilinizden belki de en yakın arkadaşınızdan daha fazla görüyorsunuz.

Benim sizlere acizane tavsiyem lütfen önce karşınızdaki insanı tanımaya çalışın biraz zaman verin kendinize, arkadaşım diyeceğiniz insanın değişik olaylar karşısındaki tepkisini ölçün. O içinizdeki değerli olan arkadaşlık, dostluk duygusunu her önünüze gelen ile paylaşmayın. Bu sayede hem siz değerli olursunuz hem de karşınızdaki kişi sizinle arkadaş olduğu için kendisini değerli hisseder.

İş yerinde değişmez bir kuraldır ki herkes birbirine mesai saatleri içinde saygılı olmak zorundadır, herkes birbirini sevmeyebilir bunu kimse kimseden bekleyemez. Bir iş yerinde saygı yitirilirse şayet o ortamda çalışmak imkansızlaşır huzur bozulur. Burada yöneticilere de çok iş düşmektedir bu saygı ortamının kontrolünü elinde tutmalı personelin birbiriyle mesai saatleri içerisindeki diyaloglarını iyi takip etmelidir.

Karşılıklı ilişkilerde mümkün olduğunca birbirinizi tanımaya, anlamaya çalışın herkesin kendisine göre bir özeli olduğu için herkesinde kendisine göre sıkıntıları olabilir ve bunu gayet normal bir şekilde sizlerle paylaşamayabilir. O gün için size ters davranabilir belki de istemeden kalbinizi de kırabilir. Önemli olan sizin o arkadaşınızı anlayabilmeniz ve alttan alabilmenizdir. Arkadaşlarınızı abartıya kaçmadan anlık hareketleri için değil genel hareketlerini göz önüne alarak yargılayın. Bir gün sizinde anlaşılmayı beklediğiniz günler olabilir. Hepinize anlaşabildiğiniz, saygı ve sevgi duyduğunuz arkadaşlarla mesainizi geçirmenizi diliyorum. Dostluklarınızı her zaman değerli kılın.

 
Toplam blog
: 53
: 1670
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

  Merhaba ; Bakmayın böyle yazılar yazdığıma, bilgi okyonusunda bir balık etmem nazarımda. Paylaş..