Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar....

Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar....
 

Öyle berbatım ki dünkü köşemi yazamadım… İnanın tuşlara mıymıymıy basıyorum. Ateş, Mide bulantısı…Ve sinir bozucu öksürük. Ev ahalisi geçirdi gribi, onlar iyileşti ben 3*1=3 mikropla savaşıyorum. Gardımı aldım ilaçlarla. Yinede bu kadar senedir böylesi hastalanmadım desem yeridir. Üşüyorum ateşlenince, üstüme birkaç kat battaniye atıyorlar… Sonra ilacın etkisiyle bir –iki saat iyilik hali…. Eh! O iyilik halinde evin günlüğü…. Ev kadınlarına rapor verilmiyor ki… Her gün eksilen sınıf mevcutlarına rağmen topu birbirine atan ; Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına artık ne denir? Baş ağrım, öksürüğüm, ateşim kanka oldu bana… Ne kadar güzeldi sağlıklı günler… Offfff’ Ayyyyy! Eklemlerim, cancağızım bu kadar ilaç takviyesiyle iyileşemedim ya…. Nasıl iyileşeyim? Ev ahalisinin tüm mikroplarını misafir etmişim. Hem de nasıl misafir… Rahatları yerinde, gitmeye niyetleri yok. Kapıdan kovsam bacadan girecek namıssızlar.. Gidecekler…. Geldikleri gibi gidecekler… Sıcak bitki çayları, bol C vitaminli meyveler, ilaçlar arasında TV izliyorum.

Mezitli Kaymakamımız ekranda. Çalışkan bir insan kaymakamımız. Yeni ilçe olmuş ve sınırları genişleyen Mezitli’de ağır bir görevi devralmış. Eksikliklerin olması öylesi doğal ki… En başta tek elden işlerin görüleceği binanın olmayışı… Neyse bu konu hakkında daha çok konuşuruz. Kaymakamımızla telefon konuşmamızın üzerinden o kadar ay geçti alınan yol! Çok konuşuruz… Çokkkk… Kaymakamımızın konuşmasını dinlerken, daha çok dinledim çünkü gözlerim ağrıyordu. Köyden indik şehre… Yıllar geçti beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar dedik… Şehre inerken köy ayni köy, yağmurlarında yıkasınlar dediğimiz köy ayni. Değişim diye bir söz yok lügatlerinde Türkiye’de gezmediğim bölge kalmadı. Sorunları yerinde gördüm çoğu zaman dikkatli gözlerimle.. Sadece turistlik yerleri, müzeleri değil bölgelerin köylerini de gezdim. Şunu açıkça söylemem gerekirse Uzun seneler yaşadığım bölge Marmara ve Ege’nin köyleriyle, bizim tarafın köyleri arasında ciddi uçurum var. İç Anadolu ya da Karadenizde de… Yani salt doğunun eksikliği değil. Akdenizde de, Karadenizde de, İç Anadoluda da … Eksiklikler üç aşağı beş yukarı ayni. Karadeniz’de okula gitmek için kendi yaptıkları teleferikle uçurum aşanı gördüğünüzde… Hükümetin açılımı sanki lütufmuş gibi göstermesini ayıplıyorum. Devletin görevi, sınırları içerisindeki her yere eşit hizmet götürmesi asıl görevidir. Abdullah Öcalan’a neredeyse 7 yıldızlı lüks hapishane yapılıncaya kadar o parayı üç köye hizmete ayrılsaydı… Marmara ve Ege aslında tüm yolların geçtiği bölgeler. Köylerin neredeyse kapı komşusu fabrikalar var. Örneğin; domates ekilir. (bak şimdi, tarlada bir elinizde tuz diğer elinizde domates değmeyin keyfe, özledim valla o günleri) İlk ürün ihracata, ikincisi toptana, son üründe fabrikaya… Fabrikada işçide yine köydendir çoğu zaman. Dağ köyleri bile özellikle fedakâr köylü bacıların birlikte hareketiyle bir köy evi yörenin el işi göz nuruyla döşenir. Organik besinler sofraya getirilir. İç turizm ve inanın çoğu insan o kadar yolu göze alır ulaşmak için oraya. Gelelim bizim tarafa. Dağ köylerimiz ne yazık ki Allahlık. İsveç’te köyde oturan arkadaşım gelmişti, köylerden geçerken gerçekten şaşırdı. Şaşırdı ve eve döndüğümüzde bana kendi köyüyle ilgili bir film izletti. Kamerasından… Şaşırma sırası bana geldi… Ağzım bir karış açık izledim. Başta demiştim ya Marmara ve Egenin köyleri diğer bölgelere nazaran şanslı diye. Değilmiş… Köyleri modernleştirmek gerekli… Tarım modernleşmeli… Hayvancılık modernleşmeli… Okul modernleşmeli. Kaç köy okulunun bilgisayarı var? Kütüphane var? Kaç köyde lise var? İş imkanı yaratmak gerekli … Kaç köyün yakınında fabrika var? Yine arkadaşın filminde izledim, köydeki kadınlar organik reçel, salça , hamur işi yapıyorlar, ve bir hızar kurulmuş; köy gençlerine…. Tarım dışında da iş imkanı. Bizim köylerden birinde böylesi bir imece usulü çalışma yapıldı ama yeterli değil. Daha fazla destek verilmeli köylü kardeşimize. Benim köylüm her şeyin en iyisini hak ediyor. Köydeki okulun eksiği aslında öylesi kolay giderilir ki. Kitap kampanyası, bilgisayar kampanyası…(Her türlü çalışma için gönüllüyüm…) Hatta okul kampanyası. Malzeme temin edilse, okul bile imece usulü yapılır. Yeter ki istensin. Orda bir köy var uzakta… Bizimmmmm köyümüzzzzzzzzzzzz…. Takatim kalmadı, kaçtım...
 
Toplam blog
: 334
: 456
Kayıt tarihi
: 26.07.07
 
 

Yaşama değer veren bakış açısıyla biraz antika sayılabilecek düşüncelere sahip bir insanım. Geçmişte..