Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '09

 
Kategori
İzmir
 

Benim adım Ebruli!

Benim adım Ebruli!
 

Ezginin Günlüğü (foto SmyrNazan)


"Bayram tatili", "bayram tatlısı" demek gibi... "Tatlı" sözcüğü hem bir ad, hem de nitelik. Şekerli besinleri sevmeyen bile o tatlının görseline merakla göz atar. Parlak, renkli, hoş kokuludur; geometriktir ya da masalsı bir imgeyi andıran biçimlerde sunulur; olumlu duygular uyandırır insanda. Son yıllarda özellikle Şeker Bayramı kutlamalarında tatlı ve şekerlemelere benzetilen günler dileniyor: "Bayram şekeri tadında günler dilerim!" Bu dilekteki içtenliğe inanıyorum. İçinde hem erinç, hem barış, hem özgürlük, hem sağlık var.

Bunca dileklerin uçuştuğu bir ülkede bu bayramın tatilinde yüz kadar yurttaşımızı yollarda yitirdik, dört katı kadar da yaralımız var. Önceki hafta, sel baskınında yitirilen canların, daha doğrusu (bir uzman tanısıydı) "kent şehitlerimizin" acısıyla yandık, yetmedi; bayram trafiği kazalarına Artvin Borçka sel yıkımı eklendi. Şu son iki haftanın gündemini sınıflandırmak, bir renk atamak olası değil. Durmaksızın akan bilginin egemen olduğu çağdayız, okey de(!), siyasal makale konusu mu, üçüncü sayfadan mı, boyalı dedikodu mu olduğunu kestiremediğimiz sözde "havadisler", "ajans saatimizi" meşgul ve işgal ediyor. D grubu reytingi düzeyine indik hep birlikte! Böylece düzenin istediği gibi gerçekten eğilinmesi, özenle ilgilenilmesi gereken gündem maddelerinden gözlerimizi kaçırıyor, açıkçası erteliyoruz; eskiden "sümen altı etmek" denirdi... Velhasılıkelam, arzuhâli memuruna takdim eden de, muameleyle alakadar olması lazım gelen zavat da maruzatı sümen altı etmekten "tarifi imkansız -no name- bir zevk" alıyor.

Yaşam bir biçimde sürüyor. Nasıl mı?.. Duyarsızlıkla değil, güneşin doğup batmasına karışamıyoruz; havayı solumayı, motor devinimleri, yaşamın dinamiğini durduramıyoruz, işte doğanın mekaniğine de yüz çeviremiyoruz!

Geçen hafta, kırklı yaşlara ilişkin olarak iki ayrı ülkeden iki vurgu yapıldı, fotoğraf gösterilerinde. Birisi Ebruli Turizm'in gezgin dostlarına gidecekleri ülkelerle ilgili güzel bir sunum sırasındaydı, Yar. Doç. Dr. Mehmet Koştumoğlu'nun "Kırım-Kiev ve Ukrayna'dan Kareler" adlı gösterisinde, gezginlerimizin tanışacakları ya da iletişimde olacakları kırklı yaşları süren insanların çoğunun en az iki fakülte mezunu oldukları idi. Ülkelerinin otellerini, yollarını temizliyorlardır, daha az eğitimle başarılabilecek işlere böylesi kafalar tayin edilmiştir ama yeni yetişen kuşak daha on iki, on üç yaşlarında pembe dizi kahramanı gibi giyinip gezmektedir. Ağır başlı, beğeni duygusu nitelikli bir kuşağın çocukları değişik renklere ve yaşam biçimine özencini dışa vurmakta... Hemen ertesi akşam, İFOD'daki "Çin" fotoğrafları gösterilerini sunan Ramazan Sinanoğlu ile Yrd. Doç. Dr. A.Beyhan Özdemir'den Pekin anılarını dinledik. Bir anda nüfusunu üçe katlamamak isteyen Çin'de kırklı yaşların insanları kız kardeşsiz, ağabeysiz, halasız, amcasızlar. Ülkedeki tek çocuk zorunluluğunu biliyordum; doğan ikinci çocuğa kimlik ve sosyal haklarının verilmediğini bilmiyordum. İkizlerse aile ve çevresinin sevgi yumağı içinde büyüyorlarmış. Bizim kırklıklara gelince, onların çocuklukları da, ergenlikleri ve gençlikleri de ülkeye özgü toplumsal olayların belirlediği biçimde geçmiş olup eğitime o ülkeler kadar asla önem vermeyen bir anlayışın kurbanı edilmişler. İki fakülte mezunu olmak mı, karın doyuracak iş bulmak mı; ihtilal/darbelerin yaralarını sarmak mı, işsiz gezmek yerine yüksek lisans yapmak mı?..

Arkadaşlarla İFOD çıkışı Ezginin Günlüğü konserine gittik. Eylem Atmaca'nın yumuşacık sesi yüreğimize işledi. 1980'i dinlerken bizim kırklıkları da, yirmilikleri de gördüm çimenlerin üzerinde, havuz kenarında...
.......
Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
Gitme gitme el olursun sevdiğim, incitir beni
.......

Sözlerini, güçlü sesiyle solo vokallik de yapan Hüsnü Arkan'ın yazdığı, müziğini Nadir Göktürk'ün yaptığı Ebruli adlı parçalarını çok severim. Bir de Ebruli Turizm gezilerimizden biliyorum, Resmiye Hanım bu kaseti otobüste çok dinletirdi.
.......
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yakarım
Benim adım Ebruli, biraz gerçek biraz hülya
Yalanımı sevsinler, aşksız dönmüyor dünya
.......

Aynı akşam EKYAZ'ın yazarlarından sevgili doktorumuz Cihan Göktan'la, ressam-yazarımız Azime Akbaş Yazıcı ve eczacı-fotoğrafçı yazarımız canım arkadaşım Gönül Ocak'la söyleşmek de çok tatlı geldi. Tarihi Havagazı Fabrikası'nın açık hava konserlerinin sonuncularına yaklaşırken, son açık hava sineması izlenceleri sunuluyorken biraz serinleyen İzmir'i duyumsamak çok güzeldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bu değerli mekânı kültür ve sanat ortamına dönüştürdüğü için bir kez daha teşekkürler!

26 Eylül Dil Bayramı dolayısıyla Konak Belediyesi ile Dil Derneği'nin düzenlediği 8. İzmir Türkçe Günleri etkinlikleri duyuruldu, ayrıntıları "İzmir'de Eylül 2009 Etkinlikleri"ne ekleyip yazımı güncelledim. Daha erken ama yazarımıza Kitap Fuarı günlerinde denk gelemeyenler not alabilir, YKY'nin Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki kitabevine, 24 Ekim günü saat 15:00'te Tarık Dursun K. geliyor. Saat 17:00'ye dek, iki cilt yayımlanacak “Toplu Öyküler”in ilk cildi olan Karanfilli Hikâye’yi imzalayacak. Yine Ekim ayında Fransız Kültür'de Aysa'nın düzenlediği toplu film gösterimleri olacak. 3-13 Ekim arası etkinlik filmleri http://www.aysaorg.com 'da. 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali ise bu yıl Fransız Kültür Merkezi'nde değil, Türk Amerikan Derneği'nde 3-8 Kasım 2009 tarihleri arasında olacak. Yarışmaya katılmak isteyen kısa filmciler için son gün 9 Ekim, form şu adreste: http://www.izmirkisafilm.org/katilim/basvuru.asp

Bu akşam yine Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nde çok görkemli bir çim konseri var: Ege Yaylı Çalgılar Beşlisi'nden Beatles parçalarını dinleyeceğiz. 1. Keman: Hakan Özaytekin, 2. Keman: Tolga Akın, Viyola: Alp Gültekin, Viyolonsel: Arzu Gök, Kontrbas: Bülent Oral

Bugünden iyi hafta sonları!

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..