Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '14

 
Kategori
TV Programları
 

Benim adım Gültepe mi yoksa Günahtepe mi?

Benim adım Gültepe mi yoksa Günahtepe mi?
 

Ayça Bingöl'ün anlamlı gözleri çok şey ifade ediyor...


Benim adım Gültepe mi, yoksa Günahtepe mi?

12 Eylül’ün öncesinde de sonrasında da ‘sosyal’ ve ‘siyasal kaos’ yaşandı. Senarist Vural Yaşaroğlu İşçi sınıfının yoğunlaştığı Gültepe’de ‘emekçilerin’ yaşamından kesitleri sunarken; birçok duygu iç içe geçmiş, ama bir yanı ‘güdük’ bırakılmıştı.     

Metropollerde kırsaldan kentsele göçen, 'iş,’ 'aş' ve ‘aşk’ uğruna ‘varoşlarda’ yaşayan insanlar bu toplumun 'yüzkarası' değil; merkezi ve yerel ‘yönetimler,’  seçkin aydınlar 'varoşların' 'yüzkarası’ olmuştur.

‘70’li yıllarda insanlar sağ ve sol diye bölünmüş, anarşi ilkokullara kadar girmiş, Asker ve Polis ideolojik olarak bölünmüş, terör medyayı, akademisyenleri ve sendikacıları hedef almış, hayat pahalılığı ve yoksulluk artmıştı.

Kars’tan  Aydın’a ülkenin her bir köşesinden göçen halkın birlikte barış içinde yaşadığı Gültepe de ‘kurtarılmış bölgelerden’ biri olmayı yıllarca sürdürmüştür.

Doğru konuşmak gerekirse; 2000’li yılların ilk çeyreğini tamamlamak üzeriyken, bugünden o güne dizinin geçtiği yıl olan 1982 yılına bakmak, atıp tutmakve ahkam kesmek ne kadar doğru, dürüst bir yaklaşım olur, bilemiyorum.

Dizinin başrollerini ekranlarımızın her geçen yıl oyun gücüne güç katan, canlandırdıkları karakterleri ‘oynamayan,’ ‘yaşayan’ Mete Horozoğlu, Ayça Bingöl ve İlker Kızmaz 12 Eylül Cunta Rejiminin tüm şiddetiyle hüküm sürdüğü kurtarılmış bölge ortamında ‘dostluğun,’ ‘arkadaşlığın,’ ‘dayanışmanın’ ve ‘grup dinamiğinin’ ruhlara nasıl işlediğini gösterebilirlerdi.

Ama olmadı

Senarist Yaşaroğlu’na şunu anımsatmak isterim ki; sizin yazdığınız bu senaryo ‘tipik bir zaman dilimini’ hele 1982 yılının ‘özgün’ ‘kurtarılmış bölge’ insanlarının tutum ve davranışlarını hiç yansıtmıyor.

‘Benim Adım Gültepe’ dizisinde, Anadolu’nun her bir köşesinden bir amaç uğruna koşup gelmiş insanlarının kısa ve dar ‘kurtarılmış bölge’ sokaklarında oluşturdukları ‘dostlukları,’ ‘kardeşlikleri’ ve ‘kader ortaklıklarını’ Yaşaroğlu çektiği dizide ‘hoyratça’ ve hovardaca’ harcamış.

Neden?  

Yaşaroğlu bu senaryoda son yılların tartışılamayan en büyük ‘lideri’ ve dolayısıyla ‘gücü’ Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrultusunda ‘suya sabuna dokunmadan’ ‘fincancı katırlarını ürkütmeden’ yelken açıyordu.

Diğer bir ifade ile benim, sizin, hepimizin Gültepe’sini ortaya koyduğu ‘senaryo’ ile ‘sıradan varoş’ dizisi yaratmıştı.

20 yıl yaşadığı Gültepe’ye vefa borcunu ödemek için yarattığı karakterler arasında Türkçe öğretmeni hariç diğer karakterlerin hepsi ‘kötü insan,’ ‘zararlı vatandaş’ mı oluyor?

1982 yılında binlerce insan işkenceden geçirilirken, bireyin, yurttaşın hakları ve özgürlükleri ‘kutsal devlet’ anlayışına kurban edilirken; Gültepenin en büyük sorunu sevgilisinden ayrılan annesi ile kızının ‘sınıf düştüğü’ için Gültepe’ye geri dönmenin zorluğu ‘sınıf atlamanın’ zorluğundan bin beter midir?

1982 yılında emek örgütlerine baskılar artarken, işçi eylemlerine katılım yasaklanırken; annesini terk eden Cavit ağabey ile birlikte yaşayabilmek uğruna annesine direnç gösteren kızının sorunu mu ülke sorunlarının önüne geçiyor?

1982 yılında on binlerce kitap yakılırken, binlerce insan fişlenirken, ‘mekan’ olarak siyasetin en ateşli ortamında geçen öyküye ‘siyaset’ bulaştırmaktan sakınmak Gültepe Efsanesine ve Gerçek Gültepelilere karşı işlenmiş ‘ihanet’ ve ‘hıyanet’ sayılacaktır.

Benim adım Gültepe mi yoksa Günahtepe mi?

11.08.2014

Not Fotoğraf Alıntıdır.

 

   

 

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..