Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '07

 
Kategori
Resim
 

Benim adım yok...

Benim adım yok...
 

Sonsuzluklar diyarından ruhuma üflenen bir nefesin acı çığlıkları içinde baharlar ülkesine ilk adımım. Taze şıraların damakta bıraktığı tatlarla bezenmiş serinlikler… Kokusunu sadece genzimde değil ruhumun derinliklerinde bir tortu gibi barındırdığım anamın ilk öpücüğü… Ve ballarla bezenmiş, taze goncaların kokusunu taşıyan anamdan ilk parça, ilk yudumum, ilk sürurum, ilk damla süt… Benim adım Beyaz…

İlk adımların bedenime verdiği güçle damarlarımda akan kanın ilk sıcaklığı… Uçan kelebeklerin, açan lalelerin, esen rüzgarın, yeşil ormanları, narin ceylanların dünyasında ben de vardım. Yerinde durmayan kendinden geçmiş bir yapraktım artık. Denizler vardı ben de dalga, bulutlar vardı ben de damla, bahçeler vardı ben de gonca… Artık okyanuslar içinde yüzünde pul pul bir balıktım… Benim adım Kırmızı…

Kabına sığmayan bir suydum taşan. Hayatın satırları artık kısa geliyordu bana. Uzatmalıydım satırlarımı. Kozada beklemek bana göre değildi; uçmalıydım sert rüzgarlara inat. Tersine yüzmeliydim nehirlerin dalgalarını. Şelalelerin yukarısına akmalıydım. Ramı düşük geliyordu yaşamımın. Buzullar ülkesinde sıcak güneşlerin ilk tebessümü olmalıydı. Kardelenler açtırmalı, bebeklere nefes olmalıydım…Benim adım Mavi…

Uçan bir kelebeğin gözlerindeki sevinçle giderken kanadımı kıran ilk rüzgar. Yüzümü tokatlayan ilk yağmur taneleri… Evet, bulutlara paletten yani bir renk akmıştı. Sakin yollar engebeli arazilere dönüşmüştü. Artık soğuk terlerin ilk ürpertisini hissediyordum. Ay karanlıklara bırakıyor, güneş yüzüme bile bakmıyordu. Hayatın acı tadı damağıma yapışmıştı. Gezdiğim bahçeleri dikenler kaplamış, bülbüller çoktan göçmüştü hanelerinden. Bana sadık kalan tek şey düğmeler kalmıştı beni açıkta bırakmayan. Artık … Benim adım Siyah…

Vurulan bir ceylandan gözyaşları, ağlayan bir bebekten iç burkan bir çığlık, kucağından yavrusu alınan bir anneden zakkum tadında bir feryat kalmıştı bana. Yapraklarım dökülüyordu bir bir. Şehirlerim viraneye dönmüştü. Baykuşlar tünüyordu dallarımda. Bir tek uzun havalar kalmıştı repertuvarımda. Ve güneşim batıyordu yavaş yavaş. Ufuklar turnaları uğurluyordu… Benim adım Turuncu ya da Kızıl…

Artık bahçelerimi karlar kaplamıştı yeşillikleri örten. Rüzgarlar acı bir hüzün estiriyordu yüzümü yakan. Dizlerim dermansızlığımı haykırıyordu ağıtlarla. En son kibritimi yakmış sönmesini izliyordum karlar üzerimi örterken. Biten bir aydınlığın ardından karlarla birlikte karanlıklar da örtüyordu üzerimi. Ve artık göz kapaklarım kapanan bütün perdelere yenik düşmüştü. Ve … Ve…Ve artık, Benim adım Yoktu...

 
Toplam blog
: 16
: 498
Kayıt tarihi
: 21.07.07
 
 

1999'dan beri Adana'da Edebiyat öğretmenliği yapmaktayım. İnönü Üniversitesindeki öğrencilik yılları..