Benim babam da general! Onu da içeri alın!

Evet hem de 3 yıldızlı. Yani korgeneral! Dahası darbeci! Babam darbe hazırlıkları içindeyken bizim evde toplantılar yapılırdı. Buyrun buradan yakın! Hatta bir toplantı sonrası babam beni dersime çalıştırırken (tarih dersi) Türklerin Ergenekon dan göç ettiklerini anlattı ve işte suç sayılacak şu sözleri sarfetti :

-Türkler Ergenekon'dan gelir. Türkler hem çok büyük hem de tarihin derinliklerine girildikçe kahramanlığı daha da anlaşılan devletleri kurmuşlardır.

Yuh!

Bu kadar olur. Hem derin devlet, hem Ergenekon... Bunları söyleyen kim? Darbe hazırlıkları içinde olan bir yarbay!

O yarbayı Menderes 9 şubatta içeri tıktı. Uzatmayalım; 27 Mayıs darbesinde de o yarbay, önce albay sonra general oldu. Kolordu komutanlıkları yaptı ve emekli oldu.

O zamanlar Ergenekon daha çıkmamıştı ortaya. Askerler tıkılmıyordu içeri ha babam de babam... Yırttı yani babam.

Ama şimdi babamı gammazlıyorum. Ayrıca komutanlıkları boyunca Atatürk, ve Kemalizm hakkında kitaplar yazdı. Yobazlığa karşı tam anlamıyla teyakkuz halindeydi. Fırsat buldukca irtica ve şeriata karşı büyük taarruzlarda da bulunmuştu.

Bunlardan büyük suç mu olur!

Bu suçlar dünyayı durdurur...

Diyarbakır da Amerikan üssünde gezerken duvara asılı bir Türkiye haritasının üstünde tüm Güney doğunun Kürt bayrakları ile donatıldığını görmüştü... Durur mu; hemen Ankara ya rapor üstüne rapor! Ama ne oldu? Hata etmişti babam! Bu raporları görünce onu affetmedi amcamız Sam!

Ama ben sadece babamın evladı değilim. Benim de her Türk gibi ikinci adım Evladı vatan!

Bu nedenle bu yazı bittikten sonra bilgisayarımı kıracağım. Bağrıma taş da basacağım. Ama yine de bütün Ergenekon takipçilerine, araştırma ekiplerine, arkeoolji timlerine babamın saklandığı yeri bildiriyorum. Onun saklandığı yerin kapısında suç unsurunun alası, herkesi eyleme çağıran bir laf salatası yazar. Anlayan anlar:

Sonuçta herkes buraya gelecektir; gibilerinden bir söz bu!...

Vavvv; söz değil açıkça suç unsuru. Şimdi harekete geçmeli tam teçhizatlı Ergenekon ordusu...Hem babamı yakaladıklarında yaptıkları kazılarda ne kadar haklı oldukları ortaya çıkacak...Yok testi, yok paslanmaz silah, sararmaz kağıt; bunlar kesmedi kimseyi. Hala ne diyorlar; Bu İslami faşizmin ayak sesleri!

Şimdi kazılardan bir de general çıkınca bitecek şu mesnetsiz iddia..

Ne diyor şom ağızlılar:

Birileri yapıyor Türkiye üzerinde en tehlikeli pazarlığı!

Bi dakka; adresi unuttunuz telaştan:

Zincirlikuyu mezarlığı!

Ruhu şad olsun. Sanırım şimdi iftiralar yüzünden kendi canına kıyan Kırca albayla birliktedir.

- Geç otur Albayım, demiştir. "İçin rahat olsun, bitecektir bu karanlık!

Gerisini ben şöyleyim:

Çünkü Türkiye ampullerden değil, bir başka güneşten almakta hala ışığını...

O ışık mavi gözlü bir aydınlık!