Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '18

 
Kategori
Eğitim
 

Benim Çocuğum

Benim Çocuğum
 

Çocuklarımız için hep eğitimin en iyisini dileriz ama bunu icra etmeye gelince her seferinde sınıfta kalırız. Bu konuda  tabiki devletin vereceği eğitimin önemi büyük ama en etkin eğitim ailede başlar, ailede biter. Bu eğitimin etkili ve yeterli olabilmesi için bazı klişelerden kurtulmamız gerek. Örneğin: Benim çocuğum okuyacak doktor olacak,mühendis olacak, avukat olacak büyük adam olacak vs.

Öncelikle büyük adam olmak için illa okumak gerekmez, görüyoruz işte kadına şiddet vs gibi durumların bir çoğu saklansa da okumuş, topluma rol model olmuş kişiler tarafından oluyor. İlla her okuyan iyi bir karaktere sahip olacak diye bir durum kesinlikle söz konusu değil, olamaz da.

Bir diğer durum ise aşırı aile baskısı. Ders çalış, kitap oku, çok oynama, testini çözdün mü? vs....      Bakın bunlar çok yanlış cümleler. Çocukları yarış atıymış gibi kulvara sokup sonra hadİ hadi diyerek iyi eğitimli ve düzenli anne baba olmuyoruz.

Bugün kaç tane ebeveynen çocuklarını karşısına alıp yavrum ne olmak istersin ya da hangi işi yapmak istersin, dersini yahut ödevini yaparken mutlu oluyor musun diye soruyoruz. Sormadığımız gibi birde üzerine baskı uyguluyoruz. Bu baskı ile çocuk bir yerlere gelse bile mutsuz iş hayatı, huzursuz aile ortamı durumları baş gösteriyor. Bunun farkında değiliz belki ama oransal olarak bakıldığı zaman görürsünüz. Hayatından memnun mesleğine aşık kişilerle, istemediği halde; maddi olarak iyi bir duruma gelmek için o mesleği yapan kişiler arasındaki farka bir bakalım isterseniz.

Bakın doktor olmak için okumadığı halde dünyaya ma'l olan kişilere: Mark ZUCKERBERG bunlardan sadece biri hatta yanıbaşımızda Acun ILICALI gibi bir örnek duruyor. Çocuklarımız illa doktar, hakim, mühendis olacak diye bir durum söz konusu değil bırakın ne olmak istediklerine çocuklarınız kendi karar versin. Siz sadece yardımcı olun. Bu gaye uğrunda yok olan kaç ressam, müzisyyen, sporcu, reklamcı var belki de ama biz bunun ne kadar farkındayız. Bırakalım yavrularımız kendi seçsin ilerideki hayatını ve göğsünü gerip gururla söyleyeceği mesleğini.örneğin; marangoz olup dünyaya mobilya pazarlayan girişimci bir çocuk olabilir.

Arabalarla uğraşmayı seven tamirci çocuk belki de kendini büyütüp patronluğunu yaptığı şirketinde politikacıya, sanatçıya  araba sevdirmeye çalışacak. Şimdilik bunları bilemeyiz. O yüzden bekleyip görelim ama asla meslekleri hafife alıp saygsızlık etmeyelim. En büyük etken sanırım bu, biz saygıyı ikinci plana attığımız için de yanlış seçimler yapıyoruz ve meslek grupları da bunların içinden fazlası ile nasibini alıyor.

En azından düşündürebilmek dileği ile...

                Esenlikler...

 
Toplam blog
: 6
: 77
Kayıt tarihi
: 25.10.17
 
 

Hazer kıl kırma kalbi, kimsenin canını incitme. Şiir yazar. Politika-siyaset sever. Söyleşi ter..