Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Benim Cumhurbaşkanı adayım İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal

Benim Cumhurbaşkanı adayım İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal
 

Fotoğraf: haberhit.net


Hukuk adına hukuksuzluğun kol gezdiği, Atatürk ilke ve devrimlerinin her geçen gün yara aldığı ülkemde Ümit Kocasakal gibi insanların var olduğunu bilmek bize umut ve güven veriyor. Bu düşüncelerle, bir taraftan Ümit Kocasakal koltuğunda kalsın hukuk önemli diyorum, diğer taraftan da hayır Cumhurbaşkanı olsun bu daha önemli diyorum. Yani gelgitlerde, ikilemlerdeyim

Bu akşam; yani 18 Ekim 2012 Perşembe akşamı Enver Aysever’in ‘Aykırı Sorular’ının konuğuydu Sn. Kocasakal. Baro seçimlerinden henüz çıkan ve oyların %58'ini alarak İstanbul Baro Başkanlığını ikinci kez kazanarak perçinleyen gönlümün cumhurbaşkanı adayı Ümit Kocasakal, Enver Aysever’in makineli tüfek gibi birbiri ardına sıraladığı sorularını yanıtlamaya çalıştı. KCK davalarından Balyoz’a, Ergenekon davalarına kadar geniş bir eksende yer alan tuzak soruların tuzağına düşmeden!

-Hakkınızda Ergenekon ve Balyoz davalarına destek verdiğiniz, KCK davasına ise gereken hassasiyeti göstermediğinize dair suçlamalar var. Ne diyeceksiniz?

-Burada psikolojik bir hareket söz konusu. Algı mühendisliği yapılıyor. Üzerimize atılan haksız ve kasıtlı bir yaftayla sesimizi kısmaya çalışıyorlar. Hukuku savunan herkesi darbeci olarak niteleyerek itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. KCK davasındaki hukuksuzluklara tepki gösterenler misliyle hukuksuzluk yapılan Ergenekon, Balyoz ya da ODA TV gibi davalarda neden seslerini çıkartmadılar? Savunma hakları kısıtlanan, önlerine mikrofon uzatılıp dinlenen, söz alma talepleri reddedilerek salonun dışına çıkartılan, onlarca celseden men edilenler meslektaşları değil mi? Hukuksuzluk orada hukuksuzlukta, yargılananlar asker olunca ya da davanın adı Ergenekon olunca mı mübah oluyor? Önce onlar bu çelişkiyi izah etmek zorundalar.

 KCK’yı ideolojik olarak sahiplenmemizi beklemeyin

Biz hukuksuzluğun her türlüsüne karşıyız demek için Diyarbakır’daki KCK davasını izlemeye gittik. Gittik ama kimse bizden mesleki sahiplenme dışında işin ideolojik yüzüne sahip çıkmamızı beklemesin. Meslektaş söz konusu olduğunda hiçbir ayrım göstermeksizin sahip çıkarız. Ama orada özel yetkili mahkeme önünde başka bir fotoğraf oluşturulmaya çalışıldı. Ama ben orada yer alan bir takım kişilerin bulunduğu fotoğrafta yer almam. Ben kendi fotoğrafımı çekerim 5 Nisan Avukatlar Haftası’nda tutuklu meslektaşlarımıza destek olmak adına cezaevinde hepsini tek tek ziyaret ettik. Bu tavrımızın nedenini açıkladık. Serzenişte bulundular. Saygıyla karşıladık. Adil bir yargılamanın gerçekleşmesi bakımından her türlü desteği verebileceğimizi söyledik.

“Darbeci değil harbiciyiz”

Öncelikle herkes samimi ve dürüst olmalı. Asker karşıtlığı başka bir şey, darbe karşıtlığı başka bir şey.  Asker karşıtlığını darbe karşıtlığı söylemiyle örtülemeye çalışan insanlar var. Darbelere karşıysan sivil darbelere de karşı olacaksın. Ben darbelere karşıyım. Hem askeri olana hem sivil olana. Fakat öyle bir hal aldı ki bu darbecilik söylemi, kişi sizin gibi düşünmüyorsa, hukuksuzluklara karşı çıkıyor, ses çıkarıyorsa darbeci. Darbelerden en büyük zararı gören kurumların başında İstanbul Barosu geliyor. 12 Eylül darbesinde baro basılmış ve mühürlenmişti. Başkanı tutuklanmıştır. Aynı 12 Eylül’de bugün darbe karşıtı görünenler darbecilerin önünde iki büklüm eğilmişlerdir. Bellerinden anlayabilirsiniz, hepsinde bel fıtığı vardır.

-Siyasi bir duruşunuz var. Siyasete girecek misiniz?

Çok teklif aldım ama kabul etmedim. Benim bu ülkeye borcum var. Bir gün ülkenin bana ihtiyacı olursa tabii ki borcumu ödeyeceğim. Nakit de olsa ödeyeceğim, Kredi kartıyla olsa da ödeyeceğim.

“Kimse samimi değil”

Devekuşu kimliksiz bir hayvandır. Ne devedir ne kuştur. Herkesin bir kimliği olmalı ve net olmalı. Bizim grup olarak kimliğimiz son derece açık ve net. Oy uğruna kimseye mavi boncuk dağıtmadık. Bu şekilde seçildik. Biz diyoruz ki; bizim genlerimizde baş eğmek, biat etmek yok. Yargı bağımlı hale getirilmek, dizayn edilmek isteniyor. Biz buna karşı dururuz.

Enver Aysever’in, CHP’yi seviyor musunuz? Kılıçdaroğlu’nu nasıl buluyorsunuz sorusuna karşılık ise:

Ben kişiler üzerinden değerlendirme yapmam. CHP’nin altı okundan biri olan halkçılık ilkesinden uzaklaştığını düşünüyorum. Yeni söylemini çok tehlikeli buluyorum. Yeni anayasa, yeni CHP, yeni bilmem ne. Bunları çok tehlikeli buluyorum. Bu kazanılmış hakların süpürülmesi demektir.

Tüm bunlar aklımda kalanlar tabii. Uzun zamandan beri Ümit Kocasakal’ı izliyor, çok başarılı buluyorum. Dik duruşu, net çizgisi, açık kimliği güvenilir bir kişi fotoğrafı veriyor.

Cumhuriyet’in ona ve onun gibi insanlara çok ihtiyacı var. Dolayısı ile benim Cumhurbaşkanı adayım Ümit Kocasakal. Bence bunu ciddi olarak düşünmeli.

Ya sizce?   

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..