Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '10

 
Kategori
Kitap
 

Benim de artık bir kitabım var

Benim de artık bir kitabım var
 

bu kez orijinaldir:)


Bugün hayatımın özel, önemli günlerinden biri. Uzun süredir üzerinde çalıştığım ilk mesleki kitabım sonunda yayınlandı. “Sonunda” diyorum, çünkü kitabın yazılmasından çok, basımını gerçekleştirecek yayınevi bulmak yaklaşık iki yıl aldı. Çalışmam akademik anlamda onaylanlanmış olmasına rağmen, birçok yayınevinin kapısından döndüm. 2008 krizi nedeniyle birçok yayınevi o günlerde yeni projeleri durdurduğunu söyledi. Bazı yayınevlerini ise mesleki kitap yayımlama konusunda çekimser buldum.

İnsan, mesleki bilgi ve tecrübesini yeni nesillere aktarmak üzere özenle ve hevesle kaleme sarılıp, aylarca emek harcayınca, niyetinin gerçekleştiğini görmeyi arzu ediyor. Fakat bu yolda çıkan engeller, ister istemez heves kırıcı oluyor. Çalışmamın yayınevleri tarafından geri dönmüş olmasını her ne kadar bireyselleştirmemeye çalışsam da ilk kez yüzyüze geldiğim bu mecrada neler olduğuna belki de ilk defa dikkat ettim.

Kimsenin en küçük emeğine dil uzatmayı asla istemem. Ancak benim mesleki bir kitap yayımlatmak için çırpındığım günlerde bir mankenin cezaevi anılarının hooop diye piyasada patlamasına ister istemez bozuldum. Herkes her konuda tecrübesini elbette yazıp, kitaplaştırabilir. Ancak düşünmeden edemedim, acaba genel olarak yayınevlerinin seçimindeki öncelikler nelerdir? Kararlar üzerinde tıpkı TV rating kaygısı gibi, satış kaygısı mı daha çok hâkimdir?

Yayınevleri bir ülke için hayati değere ve fonksiyona sahiptir. Kendi dilini, tarihini, kültürünü bilen, aynı zamanda diğer uygarlıkları tanımaya hevesli eğitimli, aydın yeni nesiller yetiştirmek için daha çok kitap yazılmalı, basılmalı ve okunmalıdır.

İstanbul’un en sevdiğim mekânlarından biri Sahaflar Çarşısıdır. Kapısından girdiğim andan itibaren bir başka kokar hava, çünkü hâlâ eskinin kokusu vardır oralarda. Eski dedim de, eskiden değil kitabı yazan, kitabı satın alan bile seçilirmiş. Sahaflar öyle herkese kitap satmazmış. Özellikle el yazması kitapları en çok parayı verene değil, içindekini en çok öğrenmek isteyene satarlarmış. Ne güzel, ne anlamlı!

Umarım dilim döner, kalemim yazar ve yayıncı bulurum da yeni çalışmalara imza atmak bana nasip olur. Bu kez, “Bilgi Temelli Yönetici Sekreterliği” için hedefime ortak olan, emeğini kusursuz ortaya koyan Şule Yayınlarına teşekkür boynumun borcudur.

 
Toplam blog
: 83
: 998
Kayıt tarihi
: 05.01.09
 
 

 "İnsan olmak başka bir şeydir. Ne dil, ne din, ne de milliyet ayırır. Ne seni, ne de beni kayırı..