Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '10

 
Kategori
Güncel
 

Benim demokrasiden anladığım...

Demokrasi; bir ülkede, insanların demokrasiyi öldürme kararını bile oy çoğunluğuyla alabilmeleri anlayışıdır.

Bu bana ait bir söz...

Demokrasinin yaşaması için fikrimizi beyan etme özgürlüğümüz her zaman olmalı. Ama o demokratikçe intihar ederken, kaba kuvvet kullanmak demokratça değildir. Burada kaba kuvvet derken hakareti bile kastediyorum.

Türkiye'de insanlar görüyorum türbandan korkuyorlar. Tiksiniyorlar. İstemiyorlar. Görmek istemiyorlar. Görmek istedikleri gibi kabul etmek istiyorlar.

İnsanların çoğunluğu bir İran olma kararı almışsa zaten sizin müdahalede bulunmanız, demokrasi savaşı vermeniz abestir. Çünkü o zaten %49 olduğunda savaşını kaybetmiştir. Demokrasiyi savunanların sayısı %49 a düştüğünde en büyük suçlu, demokrasiyi savunuyorum diyenlerdedir. Neden bu sayıya düşülmesine fırsat verdiler diye sormak lazım gelir çünkü. "Eğitmeliydin kardeşim insanları" derler adama.

Ve demokrasinin demokratça kendisini öldürmesinden gocunmayınız. Çünkü soyutlar sonsuza kadar ölü olamazlar. Sonsuza kadar ölü kalmalarına tarihin hafızası izin vermez. Vermeyecektir. Milletlerin insanların ferdi beyninden ayrı olarak, kendi hafızaları var. Herşeyi öğrenebiliyor, kaydedebiliyor.

Korkumuz var efendim! Nedir efendim mesela? İran olma korkusundan korkuyorsun di mi? Yanlış yapıyorsun. Direkt "İran olmaktan kork". Kork ki önlemini alasın. Korkmaktan korkma. Direkt kork...Düşme korkusundan korkma. Direkt düşmekten kork. Ama yine de düşersen çok şey kaybetmiş sayılmazsın. Kalkmayı felan öğrenirsin. Bak İran ne güzel düştü 1979 da! Şimdi kalkmayı öğreniyor. Şahlıktan bu haline düştü. Şimdi eski haline doğru sekiyor. Top gibi gidip gelecek. Bir ileri bir geri. En sonunda bir denge noktasında duracak. Ben zannediyorum ki İran bu devrimiyle ve şimdi yaşadıklarıyla demokrasi ve hukuk konusunda bizden epey bir ileriye gitti. İmreniyorum, ama neye? Tecrübelerine.

E diyebilirsiniz ki şimdi; "Peki türbanın durumuna demokrasi karar versin diyorsun. Peki ya Kürtlerin durumuna? Bu konuda da çoğunluk oy verecekse yandık. Bunlar için çoğunluk olmak çocuk oyuncağı". Evet aynen öyle. Sen haklılığını izah edemiyorsan, yani devletini, bölünmez bütünlüğünü izah edemiyor kabul ettiremiyorsan, sen haksızsın demektir. Nitekim onlar da insan. Haklıysan, konuşarak anlatabildiğinde hak vereceklerdir. Kürtler hayvan değildir. Cahil olanı da vardır ama hayvan değillerdir. Cahillerse de bu biraz da senin suçun zaten.

Birisinin bana öğrettiği birşeyi anlatayım size. Vatan için bedel ödemede dünya sıralamasında birinciyiz galiba. Vietnamı rusyayı hepsini solluyoruz. Gerçekten kahramanız. Vatanı için bizimki kadar bedel ödemiş başka millet yok yeryüzünde. Ancak demokrasi için ödediğimiz bedel, çok ama çok az. Dünya sıralamasında sonlardayız. En küçük gördüğünüz devletlerin bile demokrasi bedelleri bizimkinden çok. Birinci sırada tabii ki İngiltere var. Adamlar 1200 lerde başlamışlar. Daha ortaçağ bile bitmeden! Peki vatanlarını savunmak için ne feda ettiler İngilizler? Sadece ikinci dünya savaşında Almanlarca bombalandılar. Tarihte Norman istilasından beri İngiltereye saldırı olmadı onun haricinde.

Bu anlamda adamlar bizim tam tersimiz. Garip bir durum. Var olmanın inanılmaz zıt hallerdeki görünümü gibi. Adamlar bayraklarından ilk defa mayo yapan millet. Vatanlarının değeri bu kadar mı diye düşündürüyor insanı? Öte taraftan biz de demokrasiye beş kuruş değer vermeyiz. Azıcık zor duruma düştük mü "asker darbe yapsın" felan diyoruz. Bireysel özgürlüğümüzden korkuyoruz. Millet olarak özgür olalım yeter diyoruz.(vatan sevgisi)

Neyse biz onları bırakalım da, kendi halimize bakalım. Demokrasi için hiç bir bedel vermedik biz. 40 larda löp diye tepeden indirme demokrasimiz ve hukukumuz oldu.

Ülke siyasetinde lider olma yarışını, hala atalarımızdan gelen genler nedeniyle hakanlık, hanlık kavgası gibi görüyoruz. (gen değil de kültür diyelim şuna).

Kısaca bu dert bizim derdimiz. Hep birlikte adam olma derdi bu dert. İnsan olma derdi. Ya eski çağda kalacağız? Ya da biz de yeni çağa geçmek için elimizden geleni yapacağız.

 
Toplam blog
: 36
: 1054
Kayıt tarihi
: 26.08.10
 
 

1983 Ankara doğumlu olan yazar, evli ve bir çocuk babasıdır. ..