Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '09

 
Kategori
Şiir
 

Benim dünyam

Benim dünyam
 

Şair her dışarı baktığında onu görür...


Benim dünyam karanlıktır,
Sokak lambaları yanmaz caddelerinde,
Ve hiçbir köşe başında bir dönüş yoktur,
Her köşe kendi içinde bir sondur.
Hiçbir yolun kenarında ağaçlar yoktur.
Çöpler asla dolmaz zaten çöpçüde bulunmaz.
Güneş canı ne zaman isterse gecelerime doğar,
Ay ise hiç kaybolmaz.
Benim dünyam da denizler tuzlu değildir,
Hepsi tatlıdır.
Nehirler akmaz, durur…
Köpüklenmeden kudurur…
Bütün evler kağıttan ve kalemden yapılmıştır,
Ve hepsinin şiir manzarası vardır...

Benim dünyam kalbimin tam orta yerindedir!
Zaten çoğumuzun dünyasıda orda değimlidir?
Aslında eskiden benım dünyam böyle değildi...

Çok eskidendi;
Tahminen, hayatımın en çılgın yıllarına doğruydu
Bir gün uzaklardan bir misafir geldi.
Adı Aşkmış!
Gelişi o oldu,
Dünyamı yıktı!
İşte o gün dünyamda değişiklikler oldu…

Ve yine, geleceği uzak bir gündü
Geleceğe dair bir dündü,
Seven kızın romanı yazılmıştı,
Yazarın gözlerinde nedensiz yaşlar,
Dudağında anlamsız sözler.

İçinde tarifsiz duygular,
Kalemi sızlar...
Yüreği sızlar...
Kağıtlar ve masa sızlar...

‘’Yıllar olmuştu yazmayalı’’ dedi yazar
‘’Kalemim yıllardır yazmıyor
Şimdi adını sayıklamasının zamanıdır
Yoksa içimdeki sancı bitmiyor’’

Ve seven kızın romanı………..

Erken kalktı o sabah, umutları pencerenin pervazını mesken tutmuş, yüreği göğüs kafesine dar gelir bir hal almıştı, akşamdan kalma hüzünler gözlerini ağırlaştırıyordu. Kendisi gibi birini arayan hisleri içindeki iki çıkmaz yolu, kendine hayat seçmiş bir halde idi…

Derken yazarın yudumladığı kahvesi,
Biraz ağır geldi.
Kalemini bıraktı,
Bir an her şeyden sıyrıldı,
Sonra devam etti…

Şehre o gün güneş doğmamıştı ama kızın kalbinde bir güneş vardı… Unuttuğu duyguları ısıtmıştı onu… Oysa bıktığı yalnızlıktan kurtulmanın tadı, bu kadar tatlı olabilir miydi diye duraksadı, dışarıda yağan yağmura bile gulumsedi... Aşk kalbindeki tüm damarları feth edip, içini mutlulukla doldurdugu anda, hersey ona guzel geliyordu… Yağmur toprağı dövüyordu o gülüyordu güneş kaçıyordu o her gününe doğuyordu…

-Derken ömrünün bitmesine yaklaşan yazar
Son romanını bitirme gayretiyle
Terleyen alnını sildi
Kalemine iyice sarıldı
Ve önündeki kağıdı düzeltti
Son kelimeleri seni sayıklarken-
…………………………………………………………………………………

Fonda en sevdiği şarkı
Anıları seni yazdı….

Seven kız mutluydu, cunku öyle olması gerekiyordu… Hayatı çok karışık değildi en azından onun gördüğünden daha basit bir düğüm vardı hayatında… Sadece dokunmaması gerekiyordu o düğüme.. Oda öyle yapacağına söz verdi… Yazarın romanı onun hayatı kadar guzel olmasada yinede hayatı luna park gibi canlıydı ve ışıklarla, ışıltıyla eğlenceyle doluydu ve öylede olacaktı…

Neden mi ?

Çünkü yazar öyle olsun diye dua edıyor...


Uğur TAŞTEMUR

 
Toplam blog
: 13
: 2430
Kayıt tarihi
: 12.03.09
 
 

1990, İzmir / Konak doğumluyum ve İzmir'de yaşamaktayım. Çocukluğumun 7 yılı boyumdan büyük çiçekler..