Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '21

 
Kategori
Blog
 

Benim Günlüğüm Hiç Olmadı

Merhaba sevgili günlük diye başlayan cümleleri kullanmadım ben...

Gün içinde yaşananlar bir günlüğe sığdırılıyor. Bembeyaz sayfalara yaşadıkları karanlık bir geçmişi yazıyorlar veya yalnızlığın karanlığı yansıyor beyaz yapraklara...

Hep özenmiş ve merak etmişimdir o günlüklerin içerisinde ne anılar ne yaşanmışlıklar ya da yaşanmamışlıklar yazıyor diye. Bir arkadaşınızla paylaşamadıklarınızı bir defterle paylaşıyorsunuz. Bilirsiniz ki, o defterden size zarar gelmez. Ama insanlar öyle mi?Bazı arkadaşlıklar iyi niyet üzerine kurulmuyor maalesef. Sizin bir açığınızı yakalamak için fırsat kollayan insanlar vardır etrafınızda. Hikâyelerinizin, sırlarınızın bulunduğu günlüğünüzü doğru yerde ve kimsenin bulamayacağı bir köşede muhafaza ettiğiniz müddetçe dost arkadaş bildiğiniz, iyi niyetli sandığınız oysa öyle olmayan kişiler o sırlara erişemezler.

 

Yüreğini kâğıtlara dökmek iyi gelir çoğu zaman…

Benim günlüğüm olmadı hiç...

Ellerimi kullanamadığım için kalemle yazamıyordum, başka bir yöntemde denemedim açıkçası. Bazı engelli arkadaşlar ağzı ile veya kullanabildikleri organları ile yazı yazıyorlar ya hani, ben hiç denemedim başka uzvumu. Bedenimi keşfe çıkmadım, belki aklıma gelmedi belki de tembellikti yaptığım ya da yapamadığım. Önceden bu kadar kendimi, aklımı geliştirmemiştim. Okumayı kendi çabamla öğrendim fakat fazla ilerletmedim kendimi geliştirmeyi, o zamanlar bilgisayar deneyimim yoktu. 2007’de bilgisayar kullanmaya başladığımda sanal âleme de atılmış oldum ve kendimi yavaş yavaş hem İslami yönden hem okuma yazma yönünden hem de bilgi yönünden geliştirmeye başladım.İnsanoğlu yaşadıkça bilgiye açtır. Keşke bilgisayar kullanmaya başladığımda günlükte tutmaya başlasaydım diyorum...

 

Engelli bireyler için doğru bir seçim olabilir günlük yazımı. Gidebildikleri yerlerde gördükleri, yaşadıkları olayları yazabilir ya da hayal ettiği yaşamak istediği bir şeyi günlüğün sayfalarına

Karalayabilir yaşarcasına. Şimdi ise yazarlık yapıyor, siz değerli okurlara engelli bireylerin sıkıntıları, yaşanılan sorunları aktarıyorum. Günlük olarak siteleri kullanıyorum, sizler de günlüğüme ne yazıyorsam onları okuyorsunuz. Benim günlüğümün farkı herkes okuyabiliyor.

Sinema filmlerinin çoğu gerçek hikâyelerden alıntıdır. Kimi senarist tuttuğu günlüklerden yararlanıyor,kimi senarist ise anlık aldığı bir nottan esinleniyor. Ben ise hayal gücümü kullanarak veya dost, arkadaş ve akrabalarımın hayatlarından hikâyeler oluşturup sizler için,

Beyaz perdeye aktaracağım oradan da renkli cama yansıyacak. Başlıkta da belirttiğim gibi, ben hiç günlük ya da not tutamadım, bunun en büyük nedeni ellerimi kullanamamam. Bilgisayar deneyimim var şimdi ve gönlümce not ve günlük tutabilirim. Böylelikle duyduklarımı kayıt altına alabilir, kurgulayıp en güzel öyküleri siz değerli okurlarıma sunabilirim.

 

Yürek denizdir; dil ise kıyı. Denizden dalgalar nasıl kıyıya vurup iz bırakıyorsa bende yazılarımla sizlerin gönüllerinde öyle iz bırakmak istiyorum. Yazı yüreğimin dili, aynı denizin dalgası misali yüreğimden ne geliyorsa beyaz yaprağa o yansıyor.Tıpkı bazılarınızın günlüğe yansıttıkları gibi...

 

                                            Rukiye Türeyen!

 
Toplam blog
: 55
: 263
Kayıt tarihi
: 31.05.17
 
 

Rukiye TÜREYEN kimdir.     1980 yılında Sakarya'da doğmuştur. Üç aylıkken geçirdiği menenjit hast..