Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '09

 
Kategori
Deneme
 

Benim iki sevdam

Benim iki sevdam
 

Neden burdayim diye defalarca sordugum gunlerden sadece bir tanesi daha bugun. Surecler beni zorladikca, kendime olan inancimla savastirdikca, zihnimden o dusuncelerin gectigi anlardan bir tanesi daha yasanirken, diger tum anlardan farkli olarak seni dusunmek gecti icimden. Once Orhan Pamuk’un Nobel konusmasini okudum; sonra birlikte izledigimiz ilham verici vidyolari seyrettim bir kez daha. Sonra dilek agacimda yazili olanlari okudum. Biraz da gunluklerimi karsitirdim; cumlelerin arasina sikistirilmis tutkulari aradim hayata, amaclarima dair. Cocuklugumdan beri yazmayi secmistim hep. Gecenin bir yarisinda, banka koselerinde babasinin isini bitirmesini bekleyen kucucuk bir kizken, derdimi daktilolara yazdigim ya da kucuk not kagitlarina alel acele ilistiriverdigim satirlarla paylasirdim. Babamin calisma arkadaslarinin guldugu, o sevgi acligiyla dolu, masum siirleri yazmaktan hic vazgecmezdim. Buyuklerime soyleyemediklerim o satirlarda gizliydi. Hayata soyleyemedigim hersey oralarda duruyordu. Yillarin degistiremedigi bir aliskanlikti yazmak. Matematikte, Fen Bilgisi’nde basarili olma zorunluluguma inat ben yaziyordum. Kimse ciddiye alip okumak istemese de, hayal gucun kuvvetli deyip gecistirse de ben hep yazmaya devam ediyordum. Bir gun, birinin ciddiye almasini beklemeksizin yaziyordum. Yazilarimi kimse okumasa da, okuyan da kuru bir guzel olmusla karsilik verse de ben inadina yaziyordum. Baska secenegim yoktu ki zaten. Mutlulugumu, huznumu, hayallerimi paylasmamin baska bir alternatifi yoktu benim icimde. Hayatta en sahici yapabildigim, ve hayatin beni kendine ortak ettigini hissedebildigim en gercek anlar o zamanlardi; parmaklarimin sozcuklerle bulustugu o essiz zamanlardi. Bir gun sen ciktin karsima, hic ummadigim bir yerde ve zamanda. Once doktora kardesim oldun, sonra hayallerimin ote yuzu. Hani yazarken icimdeki tamlik duygusu var ya, sana sarilirken, yuzune bakarken, senden sevildigimi duyarken hissettigim tamlik duygusunun tipkisiydi iste. Buraya askimi dile getirmeye gelmedim. Buraya yazdiklarima gercekten inanan ve yazdiklarimi gercekten sahiplenen tek kisi oldugunu ve bunun benim icin degerini paylasmaya geldim. Beni yazilarima yaklastirirken tekrar kendime yaklastirmana duydugum sukranligi dile getirmeye geldim. Bir de sozcuklerime, yazarlik seruvenume ve gonul sayfama katkiladigin ilhama tesekkure geldim. Bir sevgilinin, bir dostun yaptigindan cok otesini yaptin; bana cumlelerimi geri verdin, bazen soluk alamadigim su hayatta tertemiz bir nefes ve zaten mutlu oldugum su dunyada bana sahici bir mutluluk malzemesi daha verdin. Seni, kendimi, hayati yazmak kadar guzel olabilen bir sey daha seni boylesi derinlik ve sonsuzlukla sevebilmek. Hayati soluklarken hep yazmak istiyorum son nefesime kadar; sadece kendimle paylasmak degil; milyonlarla paylasmak istiyorum yazdiklarimi. Herkesin gozu, kulagi ve zihni degsin sozcuklerime istiyorum. En cok da sen ol istiyorum yazilarimin gorunmeyen ama bizim hep bildigimiz yuzunde. Seni yazmak, sevmek gibi, seni sevmek yazmak gibi; ikisi de muhtesem, ikisi de tutkulu, ikisi de vazgecilmez ve ikisi de sonsuz mutlulukla...

 
Toplam blog
: 28
: 687
Kayıt tarihi
: 09.02.09
 
 

Hikayemin bas kahramani benim. Uzak ulkeler, yepyeni dusler pesinde kosan ve bunu yasam tarzi haline..