Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '09

 
Kategori
Öykü
 

Benim kitabımdan! "YURT KAMÇISI"

Benim kitabımdan! "YURT KAMÇISI"
 

zıtlıklarla yaşamanın septik karekteri.....


BÖLÜM 1

Su damlacıkları sessiz, usulca yere düşerken, onun da gözyaşları ona aynı duyguyu hüküm sürüyordu. Elinde bir bebek, belki de hiç bir şey anlamadan onu bindirdikleri arabadan dışarı bakıyordu. Çaresiz olduğunun farkındaydı ve sessiz kalmayı tercih ediyordu. Yola bakarken, her şey bir bir gözlerinin önünde canlanıyor ve bu onu daha çok mutsuz ediyordu.

Uzun zamandır yoldaydı ve yaşının kaldıramayacağı zorluklarla mücadele ederken çok yorulmuştu. Çok haklıydı. Ama elinden hiç bir şey gelmediğinin farkına vardıkça, bu onu daha mutsuz kılıyor ve daha fazla çaresiz bırakıyordu.

Biran gözlerini dinlendirmek için kapatırken uykuya dalmıştı. Arabayı kullanan kişi aynadan arkaya baktığında ne kadar da masum uyuduğunu gördü. Hala gözlerinden akan damlacıklar yüzünde duruyor ve üzüntüsü solmuş yüzünden oldukça dışarı vuruyordu kendini. Adam yanında duran yurt müdürüne;

-“Bayan, bu çocuğun ismi ne?” diye sordu.

-“Su”

-“Peki, bu kadar üzgün olmasının nedeni ne?”

Uzun süre cevap alamadı. Yurdun çok önem verdiği bir prensip, yurda gelecek ve yurtta kalan kişiler hakkında dışarıya bilgi vermemekti.

-“Siz işinizi yapar mısınız lütfen!”

-“Tamam, tamam bir şey sormuyorum.”

Yolculuk uzun süreceğinden aslında konuşmaları çok daha iyi olacaktı diye düşünüyordu, Hristo. Fakat bu meymenetsiz kadınla ne konuşabileceğini de bilmiyordu açıkçası. Hiç gülmeyen, sanki hiçbir şeyden zevk almayan bir hali vardı. Oldukça sert görünümlü, üstünde kurdeleli bir gömlek, siyah bir ceket ve diz boylarında duran bir etek vardı. Oldukça şık ama agresif bir insandı. Makyajı oldukça sade ve onu güzel gösteriyordu. Sivri burunlu ve oldukça yüksek topukları bulunan bir siyah ayakkabısı vardı. Şık ve pahalı bir ayakkabı olduğu her yerinden belliydi. Ama arabayı kullanan Hristo isimli şoför, bunun bir Pazar yerinden alındığını düşününce gülmekten alıkoyamadı kendini. Dışarıya bakmakta olan Müdüre Hanım, döndü ve Hıristo’ya neye gülüyorsun dercesine bir baktı. Bunu fark eden Hıristo, biranda susmak zorunda kaldı ve kendi kendine gülmenin de yasak olduğu bir arabada ne yapacağını düşündü…

-“Müzik dinlemek ister misiniz?” diye sordu.

Müdüre Hanım, onu duymamış gibi bir yanıt vermedi. Oda ilk önce müzik falan açmadı ama daha fazla dayanamayınca, hemen neşeli bir müzik açtı ve kendi de söylemeye başladı. Uzun süre bunu sürdüren Hristo, Müdüre Hanıma bakmıyor ve sanki onu çileden çıkarmak istiyordu. İyice abartarak eğlenmeye çalışıyor, yanında kimse yokmuş gibi davranıyordu.

-”Bayım, lütfen şu lanet müziğin sesini kısar mısınız?”

Her bölümden bir parçaçık olarak yayınlayacağım kitabımın kısa bir özeti olarak algılanabilir. Umarım beğenilir. Çünkü edebiyat türlerinin hemen hemen hepsinde yazı yazmış durumdayken, ilk defa everest yayınevinin düzenlediği, "genç romancıları edebiyata kazandırma" adı altında yapılacak olan yarışma için roman yazmaya başladım. Oldukça zorlu bir işti. Çünkü sürekli birbirni takip eden olayları anlatmak çok zordu. Ama bunu ilk defa yaptığımı göz önünde koyduğumda iyi birşey çıkardığıma inanıyorum. Şimdiden teşekkür ederim..

 
Toplam blog
: 59
: 588
Kayıt tarihi
: 08.05.09
 
 

Hayata dair çok fazla beklentim var aslında, fakat bu beklentileri karşılayabilcek zamanı yaratma..