Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '07

 
Kategori
Futbol
 

Benim nüfus cüzdanım siyah beyaz.

Benim nüfus cüzdanım siyah beyaz.
 

Sekiz Mart dünya kadınlar günü.

Meclisinde kadın vekillerin parmakla sayılacak kadar az olduğu, Beşiktaş basın sözcüsü Gulnaz Arsel’in ofsaydı bilmediği gerekçesiyle erkek yazarlar tarafından ti'ye alındığı, kadınların başarılarının göz ardı edildiği, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü, kadın haklarını erkeklerin kendi annelerine mal ettiği, örf, adet, töre uğruna kadınlarımızın ve kızlarımızın canına kıyıldığı güzel memleketim de;

Sadece bir gün için “Kadınlar günümüz” kutlu olsun.

Nedendir, niçindir bilmiyorum. Kimse bilemez.

Sipariş üzerine doğmuyor insan! Bir kadınım. Bir kadın. Ama Beşiktaşlıyım. Bende bir taraftarım, dişi kartalım. Dünyaya gözlerimi açtığım anı annem hep anlatırdı.

Sevgili babam Fenerbahçeli olarak, bir taraftar daha kazandırmanın gururuyla sevinçten yerinde duramıyormuş! Üzgünüm babacığım, senin duyguların adına özür dilerim, ilk çığlığımı Beşiktaş diye attığım için.

Ardı arkası kesilmeyen etki altında bırakma çabaları ve rüşvet teklifleri de sonuç vermedi ilerleyen günlerde. Emindim, gururluydum ve sabit adımlarla ilerliyordum Beşiktaşlılık yolunda.

İlkokula yazıldığım günü hatırlıyorum. Okulun müdürü Emin Bey. Babamın arkadaşıydı. Malum meslektaş. Az mı uğraşmamıştı beni Fenerli yapabilmek için. Tuhaf, anlatamıyordum. Çünkü bu sevgiyi ben aramamıştım, gelip beni bulmuştu. Beşiktaş sevgisi yüreğimde kendiliğinden açan bir kardelen, Bir yediveren .

Aklım ermeğe başladığında düşündüm. Çok düşündüm. Neydi beni bu sevginin kucağına sürükleyen? Bu anlatılması güç ve imkânsız aşk neydi? Niçin seviyordum Beşiktaş’ı, ölesiye? Niçin siyahla, beyazın tutsağı oluvermiştim? Bilmiyordum. Anlamıyordum. Babadan değil, atadan değil. İrsi desen hiç değil. Ben doğuştan Beşiktaşlıydım.

Dedim ya. Anlatılamaz. Çünkü sevginin gerçek anlamda tarifi olmaz. Seviyordum işte. Karşılık beklemeden. Beşiktaş’ım benim. Biricik sevgilim. Adım gibi. Adım kadar ben. Tarifi imkansız olan. Sevgi, aşk, tutku, özlem, o her şeyim.

Sonra hayata birlikte göğüs gerdik onunla. Ortaokul ve lise yıllarıma, üniversite sınavlarıma. Hep o vardı yanımda. Aklımda. Siyah, beyaz. Renklerine kurban olduğum. Sevgi bu. Aşk bu. Anlatılmaz. Yaşanır. Hissedilir. Sevenler bilir.

Gariptir, tuhaftır ama gerçektir. Ben büyüdüm, o yüreğimde büyüdü. Düğünümde beyazı, ak duvağıma yaren oldu. Siyahı yanı başımda bir damat. Sevgiyi öylesine güzel yansıtıyordu ki. Birbirini tamamlayan bir ahenk. Bir rüya. Bir düş. Bir var oluş. Bir gerçekti o. Beşiktaş’ım benim. Biricik sevdiğim. Sonra onunla çoğaldım. Ben vardım, o vardı, bir de çocuklarım. Onlara da aşılamıştık bu sevdayı birlikte. Babadan oğla değil. Anadan kıza.

Yirmi küsur yıl benimle çalıştı masa başımda. Birlikte hizmet verdik gurbet ellerde. Ben eş durumundan dolandım durdum. O benimle birlikte el mecbur yüreğimde. Hiç ama hiç yalnız bırakmadı beni. Uzak diyarlarda yakınımdı. Doğuda da o vardı, batıda da içerimde. Beşiktaş vardı. Zor günüm de, hasretim de, özlemim de. Yalnızlığımda sesim oldu. Gecelerimde sırdaşım. Kader yoldaşım. Hayat arkadaşım.

Ben vardım ya o da hep vardı. Beşiktaş’ım. Bronz yıllarımızı tamamladık onunla. Gümüş yıllarımızı geride bıraktık. Halk tabirinle. Şimdi altın çağımızı yaşıyoruz, yaşayacağız. Birlikte emekli olduk bu yollardan. Birlikte var olduk. Birlikte varız hala.

Biliyorum o, Beşiktaş’ım beni son nefesimde de terk etmeyecek. Çünkü son yolculuğumun giysisini dahi, onun kar beyazı, masumiyeti süsleyecek. Ama ölümün soğuk nefesi simsiyah çökecek.

İşte bu yüzden; Aramızda kalsın ama bir gün herkes Beşiktaşlıyım diyecek.

Ve şimdi itiraf ediyorum sevgili eşim; Ben Beşiktaş’ ı senden çok sevmişim…

 
Toplam blog
: 47
: 648
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Bandırma doğumluyum. İşletme mezunuyum. Amatör olarak uzun yıllar atletizmle uğraştım. Okul hayat..