Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '18

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Benim Şâirlerim -1 | Arif Nihat Asya (1)

Benim Şâirlerim -1 | Arif Nihat Asya (1)
 

Ârif Nihat Asya sessiz şair. Ama bir o kadar da şiir sesi gür şair. Öyle şiirler yazmıştır ki marş olmuştur beste olmuştur dillerde nağme olmuştur. Bir Fetih Marşı, bir Bayrak şiiri bir Ağıt şiiri, bir Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor şiiri ilk aklıma gelenler. Hele hele bugünlerde bayrağa sevdanın, 780 bin kilometre kare âşığı olmanın neredeyse “hor” görüldüğü, “etnik milliyetçilik”le suçlandığı bir dönemde onun şiirleri daha bir anlam kazanır.

Ârif Nihat Asya aynı zamanda duygu dünyamıza da seslenen güzel şiirlerin şairidir. “Masallarla” adlı şiirinde geçen aşağıdaki dörtlük ne kadar içtendir değil mi?

“Benim de bir annem olsa annemin
Beşiğini seve seve sallardım;
Gülse güller açılırdı içimde
Ve ağlasa inci inci ağlardım.”

Ya “Duâ” şiirine ne demeli? Ne kadar samimi, ne kadar temiz niyetlerle bir sesleniş “dua”ya dönüşmüştür şairin kaleminde:

Duâ

Biz, kısık sesleriz... minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allah’ım!

Ya çağır surda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allah’ım!

Mahyasızdır minareler... göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!

Bize güç ver... cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah’ım!

Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah’ım!

Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah’ım!

Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah’ım!

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım

Gittikçe “kahramansız” kaldığımız ve belki de bu yüzden gittikçe “sahte kahramanlar”a “gerçek kahraman” diye sarıldığımız bir çağda, şair yeni bir kahraman bekleyişini ne kadar da güzel anlatır:

Kalk Yiğitim !

Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı...
Parçalandı bir kıtanın toprakları,
Aslan payını aslan olmayan aldı...
Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı.

Tulgalı, tulgasız başlar alayı...
Kanadlı, kanadsız kuşlar...
Aşılmamış dağlar, çıkılmamıs yokuşlar...

Dağları, tasları akar sulariyle
Şu tanıdık toprakta
Bir büyük dünya parçası
Fatihini aramakta.

Dünyayı ahretten ayıran
Duvarları yık da gel,
Ay doğar gibi, gün doğar gibi
Şu kıpkızıl ufuktan çık da gel!

Kalk yiğitim, yine dağ başını duman aldı.
Parçalandı bir kıtanın toprakları;
Aslan payını aslan olmıyan aldı...
Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı.

________________________________

(1) Ârif Nihat Asya (1904- 5 Ocak 1975)

Çatalca'nın İnceğiz köyünde doğdu. Balkan Savaşı'nın sonunda İstanbul'a geldi. Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mekteplerinde okudu. Gülşen-i Maarif Rüştiyesi'nde iken Bolu Sultanîsi'ne, buradan Kastamonu Sultanîsi'ne geçti. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul Darulmuallimîn-i Âliyyesi'ne (Yüksek Öğretmen Okulu) girdi. Buraya bağlı olarak Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi.(1928) 14 yıl edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yaptıktan sonra 1950-1954 yılları arasında Adana milletvekili olarak Meclis'te bulundu. 1959-1961 yılları arasında Kıbrıs'ta öğretmenlik yaptı. 1962'de emekli oldu. Ankara'da öldü.

Şiir Kitapları: Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Dualar ve Aminler, Kökler ve Dallar.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..