Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Benjamin Button'un tuhaf hikayesi...

Benjamin Button'un tuhaf hikayesi...
 

I.Dünya Savaşının bittiği gün, bir çocuk dünyaya geliyor. Baba Mr.Thomsen, sevinçle evine koştuğun da, ölmek üzere olan karısının kendisine emanet ettiği "ucube" ile yüz yüze geliyor.

Bir canavar zannettiği oğlunu aldığı gibi sokağa fırlıyor. Önce denize atıp kurtulmak istiyor; ancak bunu yapamayınca, kundağındaki bebeği bir Yaşlı Bakım Evinin önüne bırakıp kaçıyor.

Baba Thomsen'in "yaratık" zannıyla sokağa attığı çocuk, aslında yaratık değil, "yaratılış" ın bir mucize olarak, bilinen "yaratılış kurallarını" tersinden işlettiği bir insan olan Benjamindir.

Zaman, tersine işleyen bir "saat" gibi, geriye doğru işleseydi ne olurdu?

Bu sorunun cevabı üç saatlik bir filmle, Benjamin Button'un Tuhaf Hayat Hikayesi, ile bulunmaya çalışılmış.


Öykü, bize filmin kadın kahramanı Daisy'nin ölüm döşeğindeyken kızı Caroline'e anlattıklarından yansıyor. Daisy karekteri, hayatı tersinden yaşamak zorunda kalan Benjamin'in eşidir. Bu iki insanın hayatı, Daisy'nin çocukluğunun yaşadığı ama Benjamin'in yaşlılığını yaşadığı dönemde kesişir; her ikisi de dünyaya geleli henüz 5-6 yıl olmuşken..

Dasiy hayatın bilinen akışını yaşayarak büyüyüp genç kız olurken, Benjamin kendi özel hayat akışı içerisinde küçülüp delikanlı olmaktadır. Bu iki hayat, olgunluk çağlarında kesişir.

Ancak, olgunluk çağlarının birlikteliği güzel olsa da uzun olmayacaktır. Çünkü, yaşadıkça yaşlanan bir kadın karşısında, yaşadıkça gençleşen bir adam vardır.


Üç saatlik süresiyle sadece Benjamin Button'un tuhaf hayat hikayesini değil, onunla kesişen başka hayatları da anlatıyor film. Savaşlar, ölümler, doğumlar, sevgiler, acılar...Bütün bunların temel taşı olan "yazgı"...


Yaşlı doğmuş Benjamin yaşadıkça gençleşiyor ve nihayet bir bebek olarak sevdiği kadının kollarında hayata veda ediyor.

Böyle bir deneme hayat hakkındaki fikirlerimize nasıl bir katkı sağlayabilir. Filmi izledikten sonra bunu düşündüm. Aslında değişmesi asla mümkün olmayan "Sünnetüllah", yani Allah'ın Yaratma kanunu, bir kere tersinden işleseydi ne olurdu?

Bu sorunun cevabı şu: İnsanın dünyadaki, adına "ömür" dediğimiz süreci, nasıl yaşanıyor olursa olsun, sonuçta pek bir şey değişmiyor. İster çocuk olarak başlayıp yaşlanmış olarak ölelim; isterse yaşlı bir adam olarak başlayıp bir çocuk olarak ölelim..Ne türlü olursa olsun, hayat; dramı, komediyi, aşkı, acıyı, hüznü, mutluluğu...içinde barındıran bir dönme dolap gibi..

Benjamin Button'un hayat hikayesi her ne kadar "tuhaf" bir hikaye olsa da sonuçları itibariyle hepimizin yaşadığı "doğal" hikayelerle aynı şeyleri barındırıyor.

İlgiyle izlenen, duygulardıran, düşündüren, iyi vakit geçirten bir film olmuş Benjamin'in öyküsü..

İzlemenizi öneririm...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..