Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi
 

Benjamin ve Daisy...


Amerikan edebiyatının ödüllü yazarlarından Scott F. Fitzgerald’ın romantik romanının beyaz perdeye uyarlaması ''The Curious Case of Benjamin Button'' (Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi) 13 dalda Oscar’a aday gösterildi.

Film vizyona girmeden önce hakkında çok konuşuldu. Nasıl konuşulmasın ki… Bir film 14 dalda Oscar’a aday gösterilen Titanic filminin rekorunu zorlayarak 13 dalda Oscar’a aday olunca, bir de sıra dışı bir senaryosu var ise elbet konuşulur değil mi? Geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi ama ben Pazar günü gidebildim ve ancak üç gün sonra yazabiliyorum…


Filmin öyküsü bir hastane odasında Benjamin Button'un ölüm döşeğindeki eşi Daisy'nin (Cate Blanchett) görüntüsüyle başlıyor. Hikaye Daisy’nin günlüğünde yazılıdır. Kızı Caroline’den günlüğü okumasını ister ve film boyunca hikaye günlükten okunur.

Doğuştan kör olan saatçinin oğlu, I. Dünya Savaşı sırasında ölmüştür. Oğlu gibi yitip giden sevdiklerini belki geri getirir düşüncesiyle tersine işleyen büyük bir saat yapıp tren istasyonuna asar. Saatçinin oğlu geri gelmez; ama garip bir şey olur: Savaşın resmen bittiği gün, doğum sırasında annesini kaybeden yaşlı bir bebek dünyaya gelir. Vücudu, yüzü kırışıklıklar içerisindedir. Babası, bu garip çocuğu kaptığı gibi yaşlılar evinin önüne bırakır.

Queenie adındaki zenci bir bakıcı bebeği bulup ona Benjamin ismini verir. Her gün ölecek düşüncesiyle baktığı bebek, yıllar geçtikçe gençleşmektedir. Yaşlılar evinde çocukluğu geçen Benjamin, daha o günlerden Daisy'ye ilgi duymaktadır. Yıllar içinde denizcilik yapmaya başlar. Yeni deneyimler yaşar, âşık olur, farklı yerler görür. Eve döndüğünde 50'li yaşlara kadar gençleşebilmiştir. Daisy ise gençlik yıllarındadır. Aradaki yaş farkının büyüklüğü Benjamin'i oradan uzaklaştırsa da kader onları yolun yarısında 43 yaşında iken kavuşturur. Benjamin ve Daisy, hayatlarının en güzel günlerini birlikte geçirirler. Fakat tersine akan hayatları onların geleceğini akıl almaz bir şekilde etkileyecektir...

Brad Pitt’in Benjamin Button karakterinin her yaşını bizzat kendisinin canlandırmasını istemesine rağmen rolü Brad Pitt dahil 7 aktör canlandırmış. Rolünün hakkını vermiş vermesine ama ilgimi çeken nokta Pitt’in yüzünde ifade olmamasıydı. Oynadığı karakter mi bunu gerektiriyordu yoksa Pitt’in genel havası mı böyleydi çelişkide kaldım. (Yıllar önce kızı Caroline rolündeki Julia Ormond ile çevirdiği İhtiras Rüzgarları filmini anımsayınca yine ifadesiz yüz hatları geldi gözümün önüne). Kötü oynuyor demiyorum yanlış anlaşılmasın, hayranım kendisine, sadece böyle bir duruşu var diyorum. Örneğin; annesinin ölümünde seyirciyi kolaylıkla ağlatabilirlerdi, normal bir olay gibi işlenmişti. Gerçi filmin sonunda gözyaşlarımı akıttım bolca…

Çocukluğunda bale dersleri alan Blanchett, Daisy’yi bir dansçının duruşu ve tutkusuyla canlandırmış. Elizabeth filmindeki başarısını bu filmde de tekrarlayan Cate Blanchett’i çok beğendim.

Oscar’a aday gösterilen Brad Pitt, Sean Penn, Mickey Rourke gibi rakipleri karşısında heykelciği alabilecek mi merakla bekliyorum.

Filmden çok etkilendim ve çok beğendim. Bu güzel aşk filmini kaçırmamanızı öneririm….

Sevgilerimle…

<ı>

<ı>Yönetmen: David Fincher

Senaryo :
F. Scott Fitzgerald (kısa hikâye)
Eric Roth (senaryo)

Oyuncular :
Brad Pitt, Cate Blanchett, Taraji P. Henson, Julia Ormond, Tilda Swinton, Mahershalalhashbaz Ali, Jared Harris, Jason Flemyng

Müzik: Alexandre Desplat

Görüntü yönetmeni: Claudio Miranda

Tür: Drama

Yapım: ABD 2008 166 dakika

Vizyon tarihi (TR): 6 Şubat 2009

Filmin Orijinal Adı: The Curious Case Of Benjamin Button

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..