Bentaraf

Başbakan, canlı bomba gibi, aramızda dolaşıyor. Nerede, ne zaman patlayacağı belli olmuyor, ama, mutlaka patlıyor. Bu kez, gitti, TÜSİAD da patladı. TÜSİAD, referandum oylamasında, ‘bitaraf’ yani, tarafsız olacağını açıklamıştı. Başbakan, kızdı, fitili ateşledi ve patladı. Dedi ki: “Bitaraf olanı, bertaraf ederim.” Bitaraf olmayacaksınız, ben taraf olacaksınız. De, buyurun. Bunu söyleyen Başbakan. Bunu söyleyen, “Ülkeye daha fazla demokrasi getirecem” deyip, kendi başına anayasa değişikliğine giden, möhteşem adam. Yaklaşık, yedi buçuk yıl önce, TÜSİAD, MÜSİAD, ŞU SİAD, BU SİAD, Möhteşem Başbakanımıza destek olmamışlar mıydı? Olmuşlardı. İşte, möhteşem Başbakanın yarattığı, möhteşem Türkiye, bu. Başbakan diyor ki: İşsizi, boşta gezeni, esnafı, hobi cisi, kobi cisi, bankacı sı, sanayicisi, sermayecisi, hepsi ben taraf olsunlar. TRT, yurttan tek sesler korosu gibi, beraber çalıp, beraber çığıralım, sesimiz uysa da olur, uymasa da.

Bu arada, mizah ve karikatür dergileri de, şikayet ci. Bu tür dergilere, ilginin giderek azaldığını söylüyorlar. Haklılar, Dergiye, yazara, çizere gerek kalmadı ki. Her şey, canlı canlı oluyor. Koca ülkede, kocaman bir orta oyunu sahneleniyor. Dümbüllü yaşasaydı, kavuğu münasip ve möhteşem birine devrederdi.

Adalet sarayında da işler karışık. Bakan: O, olmaz, bu olmaz. O, bana karşı, bu bana karşı. O nu oraya atarsam, işler karışır, diye, yan sahnede, ayrı bir komedi sahneliyor. Aslında, Bakan, Möhteşem Başbakanımızın senaryosunu sahneliyor. Sanki, kimi hakimler, kimi savcılar, düşman, kimi hakimler, kimi savcılar, Möhteşem den yana. Böyle adalet olur mu? Böyle adaleti olan bir ülke de, demokrasi olur mu? Böyle adaleti olan bir ülke de, insanlar yargıya güvenir mi? Buyurun, arka sahnede sergilenen, Ergenekona bir göz atalım. İnsanlar 600 gündür içeride tutuluyorlar, daha ne ile suçlandıklarını bilmiyorlar. Bu, hangi adalete, hangi insafa, hangi vicdana sığar.

Kürtlerin kurdukları, çadır tiyatorasında sahnelenen, trajikomik oyun ise, başka bir alem. Konsey, bu kez, özerklik için toplanıyor. Kürtlerin, aklı evel leri bir araya gelmişler. Özerkliği tartışıyorlar. Güler misin, ağlar mısın? Bölünmek istemiyorlarmış. Sadece, yönetimde özerk olmak istiyorlarmış. Olmaz ya, hani olur da, referandumda EVET oyları fazla çıkarsa, Möhteşem Başbakanımız, bu özerkliğe HE, diyebilir. Bence, Cumhurumuzun başı, He, dedi bile.

Cumhurumuzun başı, Azarbeycan a giderken, uçakta, gazetecilere dedi ki: “Terörü bitirmek için her şey yapılabilir.” Bu, her şeyin içinde, ne şeyler olabilir ki? Ola ki, bu hükümet, Kürtlere özgürlük verir ise, asıl kıyamet o zaman kopacak. Kürtlerin asıl yüzleri, torbadan çıkacak ve Ağalık için büyük savaşlar yaşanacak. Bunu, hep beraber göreceğiz. İster canlı, ister cansız, bütün bombalar faaliyete geçecek. Apogiller, Barzanigiller, Baydemirgiller, daha bilmem ne giller. Ağalık ihalesinde kapışacaklar. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük diye, terör yaratanların, kendi yarattıkları terörün, döktüğü kanda, boğulacaklarını göreceğiz.