Beraberlik bitti, Fenerbahçe’ye karşı birlik beraberlik sürüyor!

Aradan sonraki haftayı saymazsak, ikinci yarıda, Fenerbahçe’nin Osmanlıspor maçına kadar aldığı sonuçlar, beraberlik ağırlıklı:

Fenerbahçe - Başakşehir: 1-0
Kayserispor - Fenerbahçe: 4-1
Bursaspor - Fenerbahçe: 1-1
Fenerbahçe - Kasımpaşa: 0-0
Gaziantepspor - Fenerbahçe: 1-1

O zaman?

Başlığın ilk bölümüne kimse itiraz edemez. Ancak, Fenerbahçe taraftarları arasında iyice su yüzüne çıkan “aykırı söylemler”e bakıldığında, maç sonuçları dışında, “beraberlik” de bitti sayılır.

Gelelim, başlığın ikinci bölümüne:

Fenerbahçe’ye karşı birlik beraberlik sürüyor!.

Bu ne demek?

Fenerbahçe taraftarı içinde “bir grup”, önceki yıllarda tanık olduğumuz gibi, Aziz Yıldırım üzerinden Fenerbahçe’nin başarısız olması için dua ediyor. Bunun gerçekleşmesi yolunda futbolcuların moralini bozmak için elinden geleni yapıyor.

Bu, bu sezon daha bir açığa çıktı. Futbol dışında da, Fenerbahçe’nin hangi branşta maçı varsa, “protesto demokratik haktır”ın arkasına sığınılarak, oralarda da oyuncuların moralini bozan, ilgisiz bir protesto yürütülüyor. Yine o maçlarda da maç kazanmalara üzülenler olduğu görülüyor.

Ne garip ki, “gerçek taraftarım”a sığınanlar, takımlarının başarısına, gol atmasına sevinmiyor, yenilgiye/ puan yitirmesine seviniyor.

Bu, taraftarlık değildir

Ya nedir?

Başka güçlerle birleşerek kendi tarafının gücünü zayıflatanlara ne denirse odur.

(Bu sezon, 4 maç dışında Saracoğlu’nun boş olduğu bir gerçek. Bu gerçek, gerçek diye gösterilen şu saptamayı doğrulamaz:

Biz gittik stat doldu, biz gitmedik boş kaldı.

Fenerbahçe taraftarı açısından acı ve garip olan, “bir grup”tan olduğunu söyleyenlerin, fırsat bulduklarında, futbolcuların/ oyuncuların moralini bozacak biçimde bağırmaları… İşte, o “bir grup”, Fenerbahçe’nin rakibi olan takım ve taraftarlarla aynı doğrultuda davranarak, Fenerbahçe’ye karşı birlik beraberlik sağlamış durumdalar. Takımının aleyhinde bağırıp çağırmaların,  adına protesto da dense, hem rakipleri hem hakemi rahatlattığı, dahası, olumsuz tavırların o kadar tepki çekmeyeceğini göstermez mi?)

*****

Fenerbahçe - Osmanlıspor maçı mı?

Özet görüntüler eşliğinde “günün mana ve ehemmiyeti”ne uygun yorumları dinleyenler, maçta neler olduğunu görmüş/ öğrenmişlerdir!.

“Ekran küfürbazları”yla ne de güzel birlik beraberlik oluşturuluyor!.

O birlik beraberlik içinde olanlar için şunların hiçbir önemi yok:

3 Temmuz’un ürünü “Sözde Şike”...

Yargıtay’dan, uzun süredir bekleyen “Sözde Şike” kararının uzaması…

“Şike Kumpası” davası…

4 Nisan “katliam girişimi”nin faillerinin bulunamaması…

Hakemlerin, ceza kesen/ bağışlayan kurulların tutarlılıktan uzak tavrı…

Mehmet Topal’ın attığı o gol öncesi durumu dillerine dolayanların, ondan daha açık/ benzer durumları tersine çevirmek için nasıl kıvırdıkları/ bahanelere sığındıkları ortadayken, onlarla birlik beraberlik sağlanılmasını gel de yorumla!..

Bırakalım başka sezonları, bu sezonda da o kadar haksızlığa uğradığına inanılan, bunun sonucunda bir yığın puan yitirmiş bir takımın,  göz yumulan bir golle 3 puan kazanması, artık yüzyıllarca unutulmaz, konuşulur!

İşlerine gelince, hakemi kayırmak için, “Hakem de insandır, hata yapabilir” demeyi ilke edinen, attığı gol geçerli sayılan Mehmet Topal’a yüklenen “yorumcu”, teknik direktör ve bilumum kişinin konuşmaya hakkı yoktur!  

Ne demeli?

Son söz:

Yıllar önce kurgulanan “oyun”a hizmet sayılacak söylem ve eylemlerin sorumlusu yarınlarda kim/ler olur?
 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com