Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '09

 
Kategori
Eğitim
 

Beratlar ne yapsın?

Beratlar ne yapsın?
 

12 katlı bir binanın skizinci katında" ikamet" ediyoruz.

Keşke cümleyi şöyle kurabilse idim:“12 katlı bir binanın sekizinci katında yaşıyoruz”

Fakat ne yazık ki, “yaşıyoruz” kelimesi bize o kadar uzak ki..

Yaşama yerine , “oturma”anlamında “ikamet ediyoruz” diye başladım.

Şehirlerin, semtlerin.. Mahallelerin ve dahi evlerin ruhu olur.

Oralarda yaşayanlar bu ruhtan nasibini ister istemez alır.

Çocuklar bu ruhla şekillenir, yaşlılar bu ruhtan etkilenir.

O nedenle kişilerin yaşadığı mekânların kişiler üzerinde etkileri vardır.

Ortak mekânlardan çıkıp, gettolaşmanın simgesi olsa gerek siteler.

Çoğu sitede; başkaları ile paylaşma değil var olanı kendileştirme var. Egoizmin şekle bürünmesi..

Başkaları giremez, imkânlardan faydalanamaz. Site ötesi; orada yaşayan için anlam ifade etmez bir değer.

Ortaklıktan çıkıp, şahsileştirme ve güvensizlik korkusuyla çevreyi adeta surla çevirme..

Artık sokaklar ve mahalleler, hatta şehirler müşterek alanlar değil.

Ne kaparsan kar saydığın maddi varlıklar.

..

Bizim üst katta bir aile var. Ailenin dört kızdan sonra bulduğu 3-4 yaşlarında bir “çocukları” var. Adı Berat..

Zaman zaman çevrede ailesi yanında Berat’la karşılaşırız.

Berat’a ilgi göstersek de o bize yan bakar. Yanımızdan geçerken suçluluk duygusu hatta kin karışımı karmaşık tavırlar içine girer.

Yukardan gelen ve Berat’ın sebep olduğu her halinden belli olan sesler düşünülünce Berat’ın bu hareketine bir anlam veremem.

Bir gün aileyi ziyaret ettim.

Berat; bir koltuğa pusmuş, karmaşık duygular içinde oturuyor.

Berat; hareketlenecek olsa, “ Bak , amca kızar” ikazını alınca Berat’da ki bize olan tavrın anlamı ortaya çıktı.

Ve derhal müdahale ettim.

“Hayır koçum.. Sen bildiğin gibi hareket et. Ben kızmam. Ancak anne -babanı bilmem.”

Meğer çocuğa hakim olmak için bizi “öcü” gösteriyorlarmış.

O günden sonra Berat ile dışarıda karşılaştıkça eski ürkekliği yoktu. Fakat yine de yanımıza yaklaşmıyor, uzatan merhabalaşıyordu.

Bir başka zaman aile ile karşılaşınca, ailenin “Fazla koşturma... Gürültü yapma. Aşağıdaki amca kızar” ikazına Berat’ın, “ O kızmaz. Öyle söyledi ya “ diye direndiğini öğrenecektik.

Ailenin yanında, “ Tepemde ne gürültü yaparsa yapsın kızmayacağımı..Onun hareketli olmasının normal.. Hele oyun oynamasının insan hakkı olduğunu söyledim. Bu konuda çocuğa sınırlama getirmeyin. Eğitiminizi kendinize göre verin diyerek içinde bulunduğumuz şartların Beratın suçu olmadığını” izah ettim.

Ve Berat’a “Evde oynama imkanı vermiyorlarsa.. Bize gel özgürce koş, oyna.. Nasıl olsa bizim altta gündüzleri kimse oturmadığından- üniversiteye giden öğrenciler- rahatsız olanda olmaz” diyerek açık çek verdim.

Zaten kendi aileme, yukarıdan gelen gürültünün; Beratın çocukça yaptığı işlerden kaynaklandığını, bunun da onun hakkı olduğunu… Oynadıktan sonra usanarak kendisinin bırakacağını… Aksi davranarak ailenin sıkıntıya girmememsini..” tembih ediyordum.

Eeee.

Beratlar çocuk.

Onların Allah’ın kendilerine bahşettiği her organı çalıştırma ve geliştirme hakkı olmalı.

Ama nasıl?

Çoğu ev, 100 metrekare ile sınırlı.

Evin odalarından birisi ebeveyn odası, orası mahrem.

Çocuğa çoktan yasak. Ayna, komidin kırılacak, ga üstüne kapanır korkusu da cabası.

Üniversiteye giden ya da nişanlılık dönemindeki abla ve ağbilerin odası, Beratlara kapalı.

Mutfak, annelerin özel alanı. Kap –kacak vs kırılacak endişesi ile Beratlardan uzak tutulması gereken mekan.

Bakla salonların çoğu -değerli akademisyen İbrahim Hoca’nın deyimi ile “şov room”.. Çoğu işlevsellikten uzak malzemelerle doldurulmuş, konuya komşuya Teşhir salonu.

Berat’a kalan alan olsa olsa sadece bir halı genişliğindeki alan.

Beratların bu küçük alanda her türlü aktiviteye(!) hakları var.

Beratlar asansörle yalnız başlarına bina dışına seyahat edemezler. Asansörde kalırlar korkusu.

Merdivenden düşerler endişesi ile merdiveni kullanamazlar.

Ancak, aile bireylerinin kontrolünde site bahçesine inerler.

Kedi, köpek ve kuşların özgürce dolaşabildiği site bahçeleri; çevre düzeni, çimi, çiçeği koruma adına yeşil alan beratlara yasak.Bu alanlar da seyirlik.

Kala kala 1, 5 metrelik site içi yolda Berat, özgür.

Sitenin bağlı olduğu cadde ve sokağa çıkması, trafik nedeniyle yasak..

Yasaklar içindeki Beratlar, okula başlar..

Okulda ve evde okul derslerini engeller endişesi ile farklı aktiviteler yasak. Lisede , üniversite ye hazırlık dışında ki her alan ona kapalı..

Üniversite..

İşte özgürlük.

Ama orada yönetime katılmak, kendini farklı kılmak..

Seçmek, seçilmek yasak.

Seçmek serbest de kendi istediğini seçmek yasak. Sadece birilerinin seçip önüne koyduğunu onaylamak, alabildiğine serbest.

Beratlar ne yapsın?.

En iyisi çocuklara daha anne karnında iken birer küçük -program yüklenecek- nesneler yerleştirilmeli

Çocuklar; sadece verileni algılamalı. Verilen programa göre hareketlerini ayarlamalı.

Evde kaç metrekarede ne yapacağı..

İlköğretimde hangi dersleri ne ölçüde kavrayacağı..

Lise de, onun değil bizim istediğimiz hangi üniversitenin kapısını aralayacağımız.

Üniversitede, sadece bölümünün derslerinin imtihanını verebilecek bir yükleme..

Bunları tümden değil. Cep telefonlarında olduğu gibi parası kadar parça kontrolle yüklenen bir program..

Aksi halde Beratlar da, aileler de sıkıntılı..

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..