Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '09

 
Kategori
Mizah
 

Berberde şiddetli kavga

Berberde şiddetli kavga
 

ÇANAKKALE/Yenice/Sofular'da,dokuz Köyün Berberi Halil.


Kısa boylu şişman ve kalın ensesi olan, göbeği kendisinden bir metre önden giden muhterem saygıdeğer, ciğeri on para etmez, ”Avrupa Bilimum Berberler Ve Saç Yolanlar Federasyonu As Başkanı Tursun KÖRMAKAS, kendisine rakip olan “Türkiye Saç Söken ve Ekenler Derneği Başkanı dalaksız, Hüsmen KIRIKUSTURA ile bir berber dükkanında tesadüfen karşı karşıya geldiler.

Tursun KÖRMAKAS, her saç tıraşında bir müşterinin kulağını tettirdiği için berberliği bırakmış, berberlerin başına başkan olmuştu.

Hüsmen KIRIKUSTURA ise “kel başa şimşir tarak” icat ettiği için “Saç Söken ve Ekenlere” başkan olmuştu.

Hüsmen KIRIKUSTURA ise ilk sakal ve saç tıraşını, Tursun KÖRMAKAS’a olmuştu.

Enseleri ve kulak üstlerini de makas ile aldırmak istediğinde, Tursun Berber, Hüsmen’nin bir kulağını makasla sünnetlemişti. Bu nedenle takma kulak kullanan Hüsmen, Tursun’a acayip kıl oluyordu. Fırsat bulsa KÖRMAKAS’ın bütün saçlarını cımbızla yolacaktı.

Berberde işleri bittiği halde, ikisi de işi kabadayılığa vurup dükkândan çıkmadı.
Önce ben çıkarsam kaçtı derler diye düşündüklerinden, ikisi de dükkânın kapısına dönüp bakmadı bile.

Neden içerde oturuyor bu gavatlar, gitmeyecekler mi? Diye homurdanmaya başladı berber.

-İki de bir, höpür höpür çay içiyorlar, beleşciler.

Berberin kafası nerdeyse atacak.

Berber “ya sabır” çekerken, bir müşteri geldi. Saç tıraşı olmak istediğini söyledi.

Berber tıraşa sağ taraftan başladı, tıraşa devam ededursun.

İki böyyük usta, tıraşa ensenin sağından başlanır. Yok solundan başlanır, tartışmasına girdiler.

Dükkân sahibini otur şuraya deyip, müşterinin sağ tarafını biri, sol tarafını da biri geçti. Adamı apar topar tıraş ettiler. Adamcağız şaşkın, ne olduğunu anlayamadı. Tıraştan sonra müşteri aynaya bir baktı. Kafasının bir tarafı orman, bir tarafı çöl.
Kabaktraşı sevmeyen müşteri;

Ulan ben sizin gibi berberleri… diyerek, As Başkana bir dip daldı. Berber dükkânı bir karıştı. Başkanın bir gözü ile dudağı patlak, oturdu yerine.

Hüsmen’in keyfi yerinde. Çaktırmadan yerine oturup, dayaktan kurtardı kendini. Başkana bakıp bakıp, kıs kıs gülüyor.

O sırada içeri yakışıklı bir genç girdi.

-Saçlarımı düzelttireceğim, dedi. Berberden jöle sürmesini istedi. Öyle bir jöle kullan ki, saçımın tam tepesi horozibiği gibi olsun, kızlar ibiğime bayılsın diye söylendi.

Hüsmen KIRIKUSTURA kel kafasına bakmadan, ortaya atılıp berbere müdahale etti.

”-Dikkox” en iyi jöledir, “dikkox” kullan dedi. Berber olmaz dese de, itiraz etse de. ,

Hüsmen KIRIKUSTURA;

-Bana güven ve kullan, ben bu işin piriyim dedi. Israr etti.

Hemen çantasından bir kutu “dikkox” çıkarıp, berbere uzattı.

Berber, şaşkın şaşkın baktı. Israrın faydası yok, jöleyi gencin kafasına sürdü.

Sertleşmesi için beklediler. Biraz sonra saçlar, horozibiği dik duracağı yerde, yıkılmaya başladı. Berber düzeltmek istediğinde, gencin saçları berberin elinde kalmasın mı.

Genç oldu bir “kelaynak kuşu.” Bir baktı aynaya. Amanınnnn ! Olmuş bir ”Keloğlan.”

-Amaaaan! Heyyytttt! tutman beni, dedi genç.

Cüneyt Markın gibi, naralar atarak bir yumuldu, uzman berber jöle pirefesörü Hüsmen’e.

Hüsmen’i darmadağın etti.

Hüsmen’in sağlam kulağını koparan genç, elinde kulağı sallaya sallaya
dükkandan çıktı gitti.

Mal sahibi, mülk sahibi, dükkân sahibi belli değil.

Berberin kafası iyice attı.

İki “Azman berbere” “kalkın len ayağa” dedi.

Eline aldığı, babasından kalma usturayı bir salladı.

Kıpraşanı pırasa gibi dorarım, dedi.

İki Azman baktı iş ciddi. Biri kulağını tutarak, diğeri burnunu, hazırolda beklemeye başladılar.

Berber ;

-Size bir soru soracağım. Bilirseniz sizi serbest bırakacağım. Bilemezseniz… Berberlerin piri üstüne yemin ederim ki, ikinizi de sünnet edeceğim. Hem de kökten dedi.

Berber, kasaturayı sallarken sorusunu sordu.

-Söyleyin bakalım. En iyi kolonya hangi kolonyadır?

Biri dedi:

-Limon Kolonyası.

Öteki (zıtlaşacakya):

-Hayır! Tütün kolonyası.

Berber adamakıllı kızdı. Usturayı daha şiddetli salladı, başının üstünde döndürdü. Dükkanda, uçuş yapan sinekler patır patır yere döküldü.

-Ulan gavatlar. Sizin hiç ortak noktanız yok mu len? Dedi. Devam etti.

-En iyi kolonya, karpuz kolonyasıdır. Anladınız mı len kelekler, diye bağırıp kendini doğramaya başladı.

-Çıkın len dükkândan. Diye bağırdı.

Hiç kırptı olmadığını görünce, iki başkanı da, hıyar gibi doğradı. Sövüş yaptı.

Üzerlerine pudra döktü. Parfüm sıktı.

-Siz gitmezseniz bu dükkândan ben giderim, diye bağırdı.

Eline geçirdiği, saç kurutma makinesi ile aynaları kırdı. Su ısıtma termosu ile camları indirdi. Çekmeceleri yerlerinden söktü. Darmadağın etti ortalığı. Kolonya hunisini kafasına bağladı. Dükkânı süpürdüğü fırçanın üstüne binerek; “dıgıdık dıgıdık” diye bağıra bağıra dükkândan çıktı gitti.

-Heyyyyttt kaçılın, “Köroğlu” değil, ”Berberoğlu” geliyor.

Vallahi, berberin nereye gittiği belli değil.

Mahallede herkes saçı sakalı uzun geziyor.

Gazetelere ilan verdik.

Aradık, taradık. Bizim berber yok.

Yerini bilen varsa, Allah rızası için söylesin.

Anlatan: Bendeniz , Sayın Bay, Çok Saygıdeğer; Mırtaza KIYTIRIK

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..