Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '14

 
Kategori
Deneme
 

Berdel (Yavrusuna kast etmek, sonra yavrum diye mezarına kapanmak )

Berdel (Yavrusuna kast etmek, sonra yavrum diye mezarına kapanmak )
 

Alıntı.


Sabahın erken saatlerinde sıcacık bir yatakta, ayazın şiddetinden 4. katta ki penceremizde ki parabolun uğultusundan gözlerimi açtım, kendi kendime kalkmak ve kalkmamak demiştim! Yok, canım yatakta kalıp kendimi dinlemek istiyordu.Malum kar yağmadığından, ortalık hastalığı bayramdan bu yana aile fertlerini teker teker içerisine çekip hasta yatırmıştı. sahnenin son perdesi ise, tabi ki ben,bir haftadır ne nezle olduğum belli ne de grip, elim ayağım ah birde rahat dursa, yatsam uyusam dinlensem, kime söylüyorum ki? Anladım ki, rahat durmayıp yazacağım, en iyisi laptopu yatağıma getirmek, ve konu seçimi dedim kendime.Şiir olarak düşünürken, nesire dönüşendi kalem ucumdan dökülüpte yazdıklarım.Bazen bir şiirin üzerinde saatlerce dururken, bazen de günlerimi alabiliyordu. Acı bir kahve ile kendime gelmeliydim, konu ise bir yara berdel olmalıydı, izlediğim filmler beni bir hayli etkilemişti. Şuan kendimi bir anne kategorisine mi ? Yoksa küçük kardeşleriyle oynayan okul çağında olup da,empati yoluyla okula gitmeyen kızların yerine mi koymalıydım? Derin bir iç geçirişle bir yerlerden başlamalıydım, birde şu öksürüğüm bir dursaydı!


Çok çocuklu, kendinden aciz, söz hakkı olmayan,erkek çocuklarını sokakta önünden tavuğun civciv, feriklerini kürelediği gibi bir ana, köyde ki çıkmaz yaşamı. Evladı büyüdüğünde; dertler bir biri ardınca ana yüreğine çöreklenecek,tüm bildikleri bunlarla beraber ilk kendi canının yanacağıydı işte, işsizlik güçsüzlük ise cabasıydı! Papağan gibi ezberindeydi ola bilecek her bir şey, anaydı ya! Ya kızı kaçırılacak, veya beşik kertmesi olup nice canlar yanacak.Sevmek, bunu hayvanlarda ne kadar bariz görebiliyoruz oysa, muhabbet kuşları, kedi veya köpeklerde,hemde bariz şekilde.
Peki ya analar? Sevme hakları ellerinden zoraki alınan, çocukları büyüdükçe acısıyla katmerleşen,yüreğinde ya kaçırılma korkusu veya evladının kaçacağı korkusu ile yanan analar!

Cahil toy seven bir köy kızı veya delikanlısı oldu da kaçtı, Eyvahlar olsun, sonrası karanlık kutu. Silahların gölgesinde bulunduklarındaysa, kardeşler berdel karşılığı bir birlerine verilir, tabi kardeş var ise! Bu asırlardır devam eden bir durum, cezaların yetersizliği diyorum buna. Okumağa, bilgilendirilmeğe sıcak bakılmıyor her ne hikmetse.Neden ben çok severken, kız kardeşim hiç sevmediği bir adamın koynunda çocuk doğurma makinası olsun? Bilinçli toplumlar çok çocuk yapmazlar, ki bu en doğrusu, çalışan kesim az çocukla eğitime yönelik olmamış olsalar, nasıl gelişip toplumda söz sahibi olabilecekler. Evlata gereken ihtimam sağlanmalı, yoksa külfet olur, Allah muhafaza.

Doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle, inanç ve kültürleriyle ve tüm insanıyla.Bu ülke; bizim
olmasına bizim de! Adam gibi sahip çıkılmadığını hissediyorum. Biz Türklerde ''Adam sendecilik ne kadarda çok var. Bugünümüz geçti yarına Allah cc verir ''Elbette Mevla verir, ama tembele, işi gücü tekleyene değil. Çok çocuk doğurmak, sanki bir metah, ama işlerine böyle gelen o kadar çok ki, Evlatların ebeveyn üzerinde öyle bir hakları varki, bilinçsizce dünyaya üç beş bebeyi çile çektirilmek için getirilmemeli, bunun adı ise evlatların kanına girmektir!
Olur mu efendim, doğum kontrol hapı alsın da karısı kısır mı olsun, hem hastalık olursa! Nasıl yatılır ki bir daha, elde yok avuçta yok, kuma nasıl gelsin ki? Hani olsaydı şöyle ferik gibi bir avrat ne işim tarlada takkada diye düşünmez mi ki, evin erkeği! Yedi sekiz çocuk ne ki, iki avrat yirmi iki evrat! Berdel yolu al takke ver külah, namus babo namus, elleşip belleşmeden evermek, erkeğe mübah olan, evlatlarına günah! Cahilliğin daniskası bu.

Gerçekte günah bu kadar bilinmiş olunsaydı, namus kavramı tavan yapardı, İnsanoğlu her daim bir nefis savaşındadır, aslında bilinendir elbette ama nefse sahip olunan değil. Kendimizi biraz irdeleyip sorduğunuzda, namussuz namuslunun ne olduğunu iç selimiz söyleyecektir, kimimiz üç, kimimiz beş posent, kimimiz ise yarı yarıya namussuz namusluyuzdur.

Dedik ya! Eee her koyun kendi bacağından asılır sana ne! Bana ne olmuyor işte, öbür dünyaya intikal etmeden yanlışlar, berdeller, kertikler, basiretsiz her bir bir durum değişime uğramalı ki, nefsimiz bizleri yaktırıp yandırmasın.El bebek gül bebek besle büyüt, sonra beşik kertikli oğlana veri ver, peki ya gözü başkasındaysa!
Olsun, ne var ki, zamanı gelir, belki onu da alı verir. Hem kadın dediğin nedir ki, ha bir avrat ha iki kuma, beraber yaşayıp gidilir, bir gün ona giderim bir gün diğerine, keyif bende.Yeterki eve gelen misafirlerin gözü kızlarıma kaymasın, vururum Allah'ıma!
Ya seneler sonra, yavuklusuyla samanlıkta basılıp katledilmişse, göz bile kırpmadan namus cinayetleri işlenilen ülke yine benim ülkem, namus bunun neresinde? Allah'ın verdiği canı, saçının telini yaratamadığın yavruya kast etmek sonra yavrum diye mezarına kapanmak yine benim Vatanımda!
Sonrada taktiri ilahi demek, bu yazgıyı değiştirmek gerek hem de tez elden ivedilikle,kınalı kuzularımız toprağa yan gelip te yatmadan!

 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..