Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '15

 
Kategori
Öykü
 

Berke Kağan ve Altınordu Devleti'nin ilginç öyküsü

Berke Kağan ve Altınordu Devleti'nin ilginç öyküsü
 

Takvimler 1209'un Nisan ayının 20. gününü gösterdiğinde Cengiz Han'ın oğlu olan Cuci'nin bir oğlu daha olmuştu. Cuci oğluna Berke adını verdi. Berke mert, yiğit, korkusuz ve adil bir karaktere sahipti. Küçük yaştan itibaren her moğol çocuğu gibi o da ata binmeyi, kılıç kullanmayı ve ok atmayı öğreniyordu. Babası Cuci oğlunu kılıç ve ok atmada usta yetiştirici Mengü'ye emanet etmişti. Mengü artık bir deli kanlı olan ve usta bir savaşçı haline gelen Berke'nin şimdiki halinden gurur duymaktaydı.

Berke'nin yeterince iyi bir savaşçı olduğuna kanaat getiren babası Cuci onu yanında savaşlara götürmekte ve her seferinde zaferlerle dönmekteydiler. Cengiz Han ölmeden önce oğlu Cuci ölünce Cengiz han torunu Batu Han'a Doğu Avrupa topraklarını bırkmış ve Batu Han'da bu topraklarda Altınordu devletini kurmuştu. Berke Kağan ağabey'i Batu Han'ın hem kardeşi hemde komutanlarındandı ve Altınodu devletinin sınırları Berke Kağan'ın zaferleriyle genişliyordu.

Berke Kağan Batı Kazakistan'a sefer düzenlemişti ve burada ki savaşta attan düşmüş ve kolu çıkmıştı. Sefer dönüşünde yaşlı bir ihtiyara rastladı. İhtiyat Güney Kazakistan'ın Türkistan şehrindendi. İhtiyar Berke Kağan'ı tanımıyordu ve onun kolunu ve yaralarını iyileştirdi. 

- E söyle bakıyım ihtiyar seni buraya hangi rüzgar attı.

- Evlat ben 70 yaşımdayım bu yaşıma kadar elimden geldiğince iyi bir insan olma çabasındaydım. Ancak inancım olan İslam için hicret etmek ve başka yerlere gitmenin gereğine inandım.

- Bu yaşta ne hicreti ihtiyar senin evladın yok mu sana bakacak?

- Var evladım var. Dedim ya benim bir davam da var. O dava için çıktım yola.

- Ne davası bu?

- Adaletin ve ahlakın davası.

Sohbet uzayıp gider..

Berke Kağan ve ihtiyar Kazak Molla Mustafa arasında samimi bir sohbet ortamı oluşmuştur. Berke Kağan bu samimi ihtiyardan ve anlattılarından çok etkilenir.

- İhtiyar gel seni Kazan'a devletimin başkentine götüreyim. Seni sevdim ben. Yanımda ol isterim.

- Tabi, olur evladım.

Batı Kazakistan'dan Altınordu Devleti'nin başkenti Kazan'a kadar uzun bir yok vardır. Yolda bolca konuşurlar. Molla Mustafa zaman zaman durup abdest alması namaz kılması onun Namazda ki samimi duruşu ve huşu içinde bulunuşu Berke Kağan'ı çok etkiler. 

Her molada Berke Kağan sorularını ihtiyara sorar ihtiyarda sabırla ve tevazuyla cevaplar. Berke kağan kafasındaki sorulara cevap bulmuştur artık. Ahlakın ve adaletin inancı olan İslam'a gönlünü kaptırır. Müslüman olduğunda tarih 1240 yılını göstermektedir. Evinden bir dava uğruna ayrılan Molla Mustafa samimi çabasıyla dünya islam tarihini değiştirecek olan bir adamın hidayetine vesile olmuştur.

Berke Müslüman olduğunda orduya seslenir;

- Ey baturlar! Ben sizin neyinizim?

Ordu hep bir ağızdan;

- Sen bizim komutanımızsın reisimizsin.

- Öyleyse bilin ve şahit olun ben bir Müslümanım. Sizden de beni seven ve takip eden yiğitlerimden isteğim benim gibi Müslüman olmanız. 

Bütün bir ordu Müslüman olur ve tüm ordunun önünde namaz kıldırmak için ilk defa imam olan ve namaza duran Molla Mustafa Fatiha'yı göz yaşları içinde zor tamamlar. O kadar mutlu ve şükür duyguları içindedir ki hayatındaki en huşu dolu namazını kılmıştır.

İhtiyar Molla Mustafa Kazan'a geldiğinde Berke Kağan'ın ricasıyla sarayda ikamet eder. Kendisine tüm imkanlar verilir. Molla Mustafa Kazan'da etrafındaki Müslüman moğollara İslam dinini anlatır ancak tüm Moğollar henüz Müslüman olmamıştır. Batu Han1255 yılında öldükten sonra yerine geçen oğlu Sartak'ta bir yıl sonra savaşta ölünce tahta Berke Kağan'ın geçmesiyle her şey daha farklı olur. Berke Kağan Kazan'da onbinleri bulan topluluğa seslenir.

- Ey Moğollar! Ey Kazanlılar, Kardeşlerim! Ben sizin neyinzim?

Tüm kalabalık hep bir ağızdan

- Sen bizim Han'ımızsın önderimizsin!

- Bilinki ben bir Müslümanım. Sizlerden de Müslümanlığı öğrenip İslam dinine geçmenizi istiyorum.

Dünya tarihindeki aynı anda onbinlerce insanın Müslümanlığa geçtiği en önemli olay Kazan'da gerçekleşmiş ve tüm Altınordu Devleti sınırları içindeki Moğollar müslümanlığı seçmişlerdir.

Berke Kağan Anadolu Selçuklularının kızı Melike hatunla 1257 yılında evlenir. Bu evlilikle Anadolu Selçuklularının kuzeydeki müttefiki olur.

Berke Kağan'ın kuzeni Hülagu Bağdat'ı yerle bir eder ve orada binlerce Müslümanı katleder. Bu olay Berke Kağan'ın kulağına gelir. Berke Kağan'ın canı çok sıkılır.

Melike Hatun sabah namazında Bağdat'ta katledilen Müslümanlara dua ederken fısıltı şeklindeki duasını Berke Kağan da duyar.

- Üzülme Melike Hatun. Ben Berke Kağan'san, ben Müslümansam. Yüce Allah'ta sen de şahit olun bu yaptıklarını Hülagunun yanına koymayacağım. Ondan öyle bir intikam alacağım ki dünya İslam tarihine yazılacak bir zafer olacak bu.

Melike Hatun ağlayarak secdeye kapanır.

- Rabbim sen Berke'me İslam ordusuna zafer nasip et. 

Takvimler 1265 yılını gösterirken Berke Han yanına aldığı yeğeni Nogay komutasındaki 30.000 kişilik kuvvetle Kuzey Kafkasya'da Terek nehri civarına hareket etmiştir. Aynı anda Bağdattan yola çıkan Hülagu komutasındaki İlhanlı ordusu 100.000 kişilik kuvvetle Altınordu devletini ezmeye ve yok etmeye azmetmiş ve gururla Kafkasya'ya hareket eder.

Hulagu yanında bulunan hristiyan eşi Orokina Hatun'la konuşmaktadır.

- Berke Moğol geleneklerine uymadı. Anadolu Selçuklularıyla müttefik oldu. Müslüman oldu. Onu devletini sinek gibi ezeceğim.

- O senin tokadını yemedi daha. Yesin anlayacak.

Hülagu'yu Müslümanlara karşı kışkırtan aslında Hristiyan eşi Orkina Hatun'du. Hülagu onun gazına gelerek daha fazla zulm işlemiş ve yanlış kararlar vermişti. Hülagunun diğer eşleri Hülagu üzerinde Orokina Hatun kadar etkili değillerdi cesur da değillerdi. Orokina pervasız ve entrikacıydı. Aslında Hulagu'dan sonra tahta kendi oğlunu hazırlamaktaydı ve İlhanlılar devletini Bizansla her zaman müttefik yapmak istiyordu.

İki ordu Terek Nehri etrafında karşılaştıklarında Berke Kağan en iyi 3000 okçusunu tepelere yerleştirmişti bile. O okçulardan Hülagunun haberi yoktu henüz. Büyük bir orduya sahip olmanın verdiği öz güvenle tedbirsiz davranmanın neye mal olacağını öğrenecekti.

Az sayıda ama etkili yetenekli Altınordu devletinin ordusundaki süvariler kanatlardan saldırdı, okçular tepelerden sağanak yağmur gibi ok yağdırmaktaydılar. İlhanlı ordusu orta kesimi ok yağmuruna maruz kalmış kenarlara kaçıştıkça bu seferde atlı süvarilerin saldırılarıyla iyice sıkışmıştı. Gerilerden gelen Berke ve Nogay Han'ların kuvvetleri de İlhanlı ordusunu üzerinden çekirge sürüsü geçmiş buğday tarlasına çevirmişlerdi.

Hülagu ve karısı yaralı olarak canlarını zor kurtarmışlardı. Hülagu bu yenilgiden sonra üzüntüden hasta olup bir sene sonra hayatını kaybeder.

Altınordu devleti başkenti Kazan olarak varlığını yüzyıllarca devam ettirir. 

Bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde Tataristan Cumhuriyeti varsa ve kimliğini korumuşsa bunda iki kişinin emeği inkan edilemez. Birisi İslam tarihine adını yazdıran Berke Kağan ve onun müslüman olmasına vesile olan yaşlı dava adamı Molla...

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..