Berlin'de hakimler var

Efendim bir zamanlar Almanya’da, şehirlerin birinde yani Berlin’de bir kral varmış, bu kral bir gün yaverleriyle Berlin’i gezmeğe çıkmışlar. Az gitmişler, uz gitmişler bir değirmencinin bahçesinin önünden geçmişler. Kral birden burada duraklamış ve hayli bir yorgunluk gidermişler. Değirmen şöyle dursun yanındaki çeşit çeşit ağaçlar, rengârenk çiçekler ve ötüp duran kuşların müzikal sesleri kralın çok hoşçuna gitmiş, kral bu bahçeyi çok çok beğenmişler. Kral hazretleri sarayına gelip, oturduktan sonra iki yaverini çağırmış, hemencecik yaverleri selam verip yanına gelmişler.

 “Buyurun efendim emirlerinize amadeyiz…

Kral hazretleri hışımla dile gelmiş;

- Dün değirmeni gezerken o değirmencinin bahçeler çok hoşuma gitti, kuşların ötüşü ve çiçeklerin kokusu beni mest etti. Bu bahçede bir şato / görkemli bir saray yapmak istiyorum, tez elden gidip bahçıvana söyleyiniz, onun bu bahçesini satın alacağım ve orada bir şato / saray yapacağımı iletiniz. Bu değirmeni bahçeylle birlikte satın alacağım. Bu dediğimi değirmenciye böylece söyleyiniz. Kaça satıyorsa ona parasını vereceğim” diye emir vermişler.

Adamlar gidip değirmenci ile görüşmüşler, kralın emirlerini ona aynen iletmişler. O da " burası dedemden kalmadır, dedemin hatırasıdır. Ben de bu güzel bahçeyi ve değirmeni torunlarıma bırakmak istiyorum, kralınıza selamları lütfen söyleyiniz, ben bu bahçenin bir karış toprağını satmak istemiyorum “ diyerek gidin Sayın Kralınıza aynen böyle söyleyiniz lütfen...Böylece yaverlerine durumu aynen böyle anlatmışlar.

Yaverler Kralın yanına gelip durumu izah etmişler, “ Değirmenci: “ben bu bahçemi ve değirmeni asla satmak istemiyorum. Burası dedemlerden kalmadır, ben de torunlarıma bırakmak istiyorum” diyerek krala kesin kararımı aynen böyle iletiniz " diye cavabını vesatmak istemediğini Krala izah etmişler..

Kral bu kez çok kızmış ve gidin değirmenciyi yanımla getirin “ diye emir vermişler.

Onlar da tekrar değirmencinin yanına gelmişler. “ Kralımız seni acele istiyorlar” diye. Sözü uzatmayalım değirmenci Kralın huzuruna gelmiş.

- Kral; " Bana bahçeyi neden satmıyorsunuz? Ben buranın kralıyım. Değirmenin suyunu keserim, bahçenize de su vermem, bahçen kurur ve değirmenin de çalışmaz hale gelir, değirmenine, gelen yolu da kapatırım" diyerek değirmenciyi korkutmaya çalışır.

Değirmenci aynen şöyle der:

- Sayın Kralım, siz doğru söylersiniz, değirmenin suyunu kesersiniz, bahçeyi de kurutursunuz, yolumu da kapatırsınız, ancak unutmayınız ki Berlin’ de hâkimler vardır. Ben de gider derdimi onlara anlatırım “ diye usulca Krala yanıt verirler.

- Bunu duyan kral bu kararından vazgeçer.

- O da biliyor ki adaletin peşinde koşan gerçek vicdan sahibi adaletli hâkimler vardır Berlin’de… Değirmenciyi serbest bırakırlar ve satın almaktan vaz geçerler...

Günümüzde böylesine namuslu adil ve elini vicdanına koyan,

Allah’tan korkan yiğit hâkimlere gereksinim vardır, siz ne derseniz sevgili okuyucularım…

Unutmamak gerekir ki adalet mülkün temelidir…

Abdülkadir GÜLER

11 Şubat 2015- SÖKE