Beş bacaklı kuzu neyin işareti?

Diyarbakır’ın Bismil İlçesinde Erol Ceyhan'a ait ağılda önceki gün 5 bacaklı kuzu dünyaya gelmiş.

Sakın bu hayvanlara ne oluyor demeyin.

Çiftlik sahibi Erol Ceyhan, yaptığı açıklamada, ilk kez 5 bacaklı bir kuzunun doğduğuna şahit olduğunu ve olaya çok şaşırdığını kaydetmiş.

Yıllardır hayvan yetiştiriciliği yaptığını ve pek çok kuzunun doğumunu şahitlik ettiğini anlatan Erol Ceyhan, ''Kuzunun sağlığında bir sıkıntı yok. Normal doğan diğer kuzular gibi hareket ediyor. Ancak büyüdükçe beşinci ayağını hareket ettirmesinde sıkıntı çıkar mı bilmiyorum?'' demiş.

Ceylan, 5 bacaklı kuzunun varlığından haberdar olan komşularının ilgisinden de memnun olduğunu ifade ederek, duruma ise en çok çocukların sevindiğini sözlerine eklemiş. 

Ne var bunda, böylesi olay her zaman, her çiftçinin başına gelmiyor. Size vuran bir piyango alarak kabul edin! Beş ayaklı kuzunuza gözünüz gibi bakın. Yakında yatır olarak ahırınıza insanlar doluşursa hiç şaşırmayın.

Daha birkaç gün önce Osmaniye’nin Sumbas ilçesinde çift başlı buzağı dünyaya gelmemiş miydi?

Yani hayvanlarda sakat doğumlar normal hale geldi.

Nasıl gelmesin ki?

Şöyle etrafınıza bir bakın. Yapılan uygulamalar, yürütülen politikaların hangisi normal?

2002 yılında terörü sıfır olarak alan AKP iktidarı ülkeyi yönettiği on yılın sonunda geldiğimiz nokta da, terörle mücadele suç, müzakere kahramanlık(!) olmadı mı?

Terör örgütü üyeleri kahraman, terörle mücadele edenler bölücü, terörist!

Ülkemizin ordusunu yöneten Genelkurmay Başkanları terörist ilan edilirken, basın tarafından terörist başı kahraman ilan edilmedi mi?

Türk ordusunun terörle mücadele eden üst düzey subayları terör örgütü kurmak, yönetmek ve hükümeti devirmekle suçlanırken, terör örgütünün iki numarası gizli(!) tanık olarak dinlenmedi mi?

Yani sizin anlayacağınız, ülkeyi bölmek için açık açık mücadele eden ve terör örgütüne destek verenler bu günlerde revaçta!

Ülkenin geleceği, ülkenin bölünmesine en fazla destek veren Ahmet Türk’ün gözlerindeki ışıltıda(!) aranıyor.

Silahlar sussun denilirken, Silahlı Kuvvetlerin de silahı bırakmasını şart koşuyorlar.

700 bin kişilik Türk Silahlı kuvvetleri 6.500 kişilik terör örgütüyle baş edemiyor. (Terör örgütü sayısı MİT’e ait) Geldiğimiz nokta da Terör örgütünün başı önce dindar diye halka şirin gösterilmeye çalışıldı, sonra da barış için medet umulan bir yatır’a dönüştürüldü.

Şimdi herkes Barıştan, kardeşlikte söz ediyor. Terör örgütünü mağlup edemeyen Türkiye, terörist başı ile müzakere ederek, terörü bitirmeye çalışıyor.

Bu müzakerelerden bir sonuç alınır mı?

Ne verildiğini bilmediğimiz için bu konuda bir fikir yürütemiyoruz. Ancak vermenin sonu yok. Onlar ister, iktidar verirse, PKK’lılar dışarı, onlarla mücadele eden kahramanlar içeri atılabilir.

Ayrıca ülkemiz önümüzdeki dönemde önce özerk bölgelere, sonra da bölünmeye doğru gider.

Her ne kadar Sayın Başbakan bizim zamanımızda Abdullah Öcalan ev hapsine çıkmayacak dese de, bunun garantisi var mı?

Hatırlarsanız Sayın Başbakan ‘Terör örgütü lideriyle görüştüğümüzü iddia edenler müfteri, şerefsizdir’ dememiş miydi? Şimdi ne diyor? Görüşmeler sürüyor!

Abdullah Öcalan bir sözü ile koskoca örgütü açlık grevinden vazgeçirebiliyorsa, böyle bir pazarlıkta kendisi için her hangi bir talepte bulunmaması düşünülemez.

En kısa zamanda terör örgütüne ne vaat edildiği açıklanmalı. Yoksa çift başlı buzağı, beş ayaklı kuzu ve benzerdi doğal olayları daha sık görmeye başlarız.