Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '08

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş - Fenerbahçe derbisini favori kazanır.

Beşiktaş - Fenerbahçe derbisini favori kazanır.
 

Derbilerin sonucunun önceden kestirilemeyeceği efsanesinin artık sonuna geldik sanırım. Uzun zamandır bu maçları favoriler kazanıyor.

Bu seriyi bozan tek istisna da Fenerbahçe - Beşiktaş (Beşiktaş - Fenerbahçe değil) maçları.

Fenerbahçe 2004 yılından beri favori çıktığı derbilerin önemli bölümünü kazandı. Beşiktaş maçları hariç. 4-3'lük maçın açıklamasını ancak metafizik yöntemlerle yapılabilirdi; o karşılaşmada Beşiktaş 9 kişi kaldığı halde son anda attığı golle karşılaşmadan gülen taraf olarak ayrıldı.

Beşiktaş'ın bu seneki performansı da aslında geçtiğimiz yıllardan farklı değil. Liverpool ve Galatasaray galibiyetleri camiayı çok sevindirmiş olsa da o maçlarda Beşiktaş'ın ağır bastığını söyleyebilmek çok zor. Beşiktaş bu sene maçlarını kendi ağırlığını koyarak kazanmadı. Liverpool maçının son otuz dakikasında İngiliz ekibi Beşiktaş'ı yenmek üzerine gelirken yedi golü. O maçın yorumu da çok abartıldı. Sonra ne oldu? Tarihinin en büyük hezimetini yaşadı Beşiktaş.

Beşiktaş eğer biraz pozitif futbol oynuyorsa bunda Holosko'nun çok büyük katkısı var. Holosko Beşiktaş'ın yıllardır arayıp da bulamadığı bir oyuncuydu. Devam ederse unutulmazları arasına girebilir. Holosko'nun futbol yapısının Nobre'yi etkilediğini, Bobo'yu da düşürdüğünü görüyoruz. Bu da ayrı bir fenomen tabi...

Herşeye rağmen Beşiktaş oturmuş ve istikrar gösteren bir kadro yapısını hala oluşturamadı.

Uğur Meleke bugün bir istatistik hazırlamış. Eğer ligdeki puan durumu gollü galibiyetlere ekstra bir puan verme üzerine kurulmuş olsaydı Beşiktaş bugün 5. durumdaydı. Bu istatistik çok ilginç. Beşiktaş'ın ve buna Galatasaray'ı da ekleyeceğiz son dakika galibyetleri bu sezona damgasını vurdu. Üstelik 90 + dakialarda oynananan zaman dilimlerinde atılan gollerdir büyük bölümü.

Beşiktaş'ın oturmuş bir oyun planı da yok. Yani Beşiktaş şöyle oynar diyemiyoruz.

Oysa Fenerbahçe bu sezon çıktığı tüm üst düzey karşılaşmalarda sağlam bir oyun planı ile oynadı. Oyununu rakibine kabul ettirdi. Ezdi ya da rakibin iradesini teslim aldı. Son Sevilla maçı çok anlamlıdır; rakip bu maçı ne kadar oynarsak oynayalım biz Fenerbahçe'ye artık bir gol daha atamayız inancına bürünmüştü. Bu önemlidir.

Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında futbol felsefesi anlamında çok büyük fark var. Bu fark da hemen oluşmuyor tabi... Yıllardır üst üste koyulan değerler var.

Bunun yanı sıra Fenerbahçe'nin Deivid eksiği var. Bu sene Deivid bir başka top oynuyor. Yokluğu hissedilir. O boşluğu Maldanado ile doldurmak aklıcıldır. Semih'in sakatlığının ciddi olup olmadığını bilmiyorum. Sonuca direkt etti yapan bir sakatlık daha.

Bu maça Beşiktaş'ın agresif başlayacağını hatta bir gol bile bulabileceğini tahmin ediyorum. Erken gol Beşiktaş için dezavantaj olacaktır. Beşiktaş'ın normal şartlarda bu maçı koparabilmesi için Fenerbahçe'nin oyun düzenini bozması gerekiyor. Bunun için de ona saldırmak yerine rakibini yıldırmak üzerine kurulmuş bir taktik çalışabilir. Oysa Beşiktaş kendi evinde ve seyircisi önünde böyle oynayamayacaktır.

Bence bu maçın favorisi Fenerbahçe'dir. Kazanır kaybeder ama normal oyun felsefesi dahilinde Fenerbahçe'nin bu maçı kaybetmemesi gerekiyor. Zaten erkekn golü Fenerbahçe bulursa Beşiktaş için işler çok zor olacaktır. Beşiktaş bu sene hep gol yiyerek başlayıp kazandı maçlarını. Belki böyle bir istikrarı da var ancak bu maça gelmez o şablon.

Bu nedenle favori Fenerbahçe'nin bu maça nasıl hazırlandığı ve hafta içi oynayacağı Chelsea'ye kafayı ne kadar ayırdığı sorusu çok önemlidir. Çünkü iki maç arasında seçim yapacak olsam ben Chelsea'yi seçerdim.

Maç sonrasında bu yazdıklarımızı bir kere daha tartışırız.

Uzay Gökerman



 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..