Beşiktaş, 19 Mart’ta 16 Nisan’ı görür mü?

Bir insan düşünün, ömrü gurbette geçen!.

Gurbette, bulduğu yerde yatıp kalkması neyse de, memleketinde evsiz barksız duruma düşen!..

“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” dese de atalarımız, “ata sözü” dinlemeyen komşularına, “Buyrun bize!” demedikleri için kırgın olan!..

Eski evinin yerine yapılacak, yapımı süren “yeni ev”inin hayaliyle yaşayan...

O “ev”in darphane misali para basacağı, zorunlu konukların “beş parasız” evlerine dönecekleri günleri iple çeken...

O “insan”a uyan bir takımsa, o, Beşiktaş’tan başkası değildir.

*****

Bir stadı bile yok!

Aslında, geçici de olsa var; ama orası Avrupa maçlarına mekan... Adı güzel bir stat, gerisi boş!. Beşiktaş, işte o statta, 19 Mart'ta Avrupa yoluna devam etmek için Club Brugge'le "vize almak" için mücadele edecek.

O stat, umutların yeşerdiği ya da yitip gittiği stat olmaya aday.

Umutlar yeşerirse, ver eli 16 Nisan, sonra 23 Nisan!.

Beşiktaş, bir orada bir burada...

Zorunluluk onu İstanbul dışında da “evsahibi takım” yapıyor. Fazladan gittiği kentlerdeki Beşiktaşlı taraftar mutlu...

Beşiktaş, konargöçerlerden farksız!

*****

Sadece forma renklerine bakanlar, Beşiktaş’ın karşısında Club Brugge değil de, Kayseri Erciyes’in olduğunu sanırlar/dı. Kuşkusuz sadece renk değil, sahadan ekranlara yansıyan futbol da, öyle sanmayı gerektiriyor/du.

Beşiktaş'ın, beklediğinden fazlasıyla İstanbul’a döner” havası, bir umut olarak vardı.

Dakikalar ne de güzel tükeniyordu.

Ne olduysa, ikinci yarının başında Gökhan Töre'nin, o kadar adamın arasında mekik dokur gibi, golü atmasıyla oldu.

Club Brugge, birden uyandı!.

Golün getirdiği güvenle daha bir dengeli oynayacağı düşünülen Beşiktaş da değişti. Değişme, geriye gitme, bocalama olarak kendini gösterdi. Club Brugge, eşitliği sağlayınca, hareketlilik arttı.

Penaltıdan yenen gol de olmasaydı!.

Sonlara doğru, Ersan’ın 3. golü önlemesinden sonra, Club Brugge'ün kazanılan korneri vakit geçirmek için “fırsat” bellemesi, “Bize 2-1 yeter”e sığınıldığını gösterdi.

*****

Beşiktaş, “Ba Ba”sız olmaz sanılıyordu!

Ama son zamanlarda “Ba”, “babalık” yükümlülüğünden uzaklaşmış gözüküyor. Onun yerini “topsever”, ele avuca sığmaz biri alıyor gözükse de, “babasız ev” olmaz!

Gurbette, sahada bir “yarısı” gitmiş “Baba” vardı, ama...

“Üç nokta”nın nereye, ne zamana kadar uzanacağı belli olmayacağı için bu soruya bakalım:

Beşiktaş, bu sezon, Avrupa maçlarında hiç yenilmeyen takımı saf dışı bırakabilir mi?

Niye olmasın?

Olmasa da, gerekçe hazır:

Adamlar zaten hiç yenilmemişler.

Oysa “hiç yenilmemiş”i, işe yaracak biçimde yenmek, zevklerin en büyüğü olsa gerek.

Son söz:

Bir yenilgiyle karalar bağlayan, bir tur atlamayla kendinden geçenler, her iki duruma “müsait” olanlar, 19 Mart’ı şimdiden iple çekiyorlardır.

ttp://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com