Beşiktaş bu kez farklı, hem de 2 farklı

Evinde oynadığı son üç lig maçında istediği sonuçları alamayan Beşiktaş, 16. hafta mücadelesinde karşılaştığı Ankaragücü’nü alışılmadık biçimde 2 farklı skorla yendi. Ligde bu haftaya gelene kadar aldığı tüm galibiyetleri istikrarlı (!) şekilde tek farklı kazanan siyah-beyazlılar, belki de bu istatistiği kırma arzusuyla maça hızlı başladılar.

Ertuğrul Sağlam tarafından Beşiktaş’ın temel taktik anlayışı haline getirilen 4–1–3–2 sistemi bu maçta da bozulmadı. Rüştü’nün şanssız sakatlığı sonrası kaleyi vekâleten devralan Hakan Arıkan üzülerek söyleyelim ki, yine güven vermedi. Hatırlayacaksınız, Beşiktaş’ın Vedran Runje ile yollarını ayırmasında en büyük etken Hırvat file bekçisinin çoğu pozisyonda çizgide kalışı ve kale sahasını bütünüyle kontrol edemeyişi idi. Beşiktaş’ta geçirdiği 16 hafta sonunda rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hakan Arıkan da bu anlamda aynı sancıları Beşiktaş takımına yaşatıyor. Yaklaşan devre arası tatili Rüştü’nün takıma dönmesi açısından olumlu.

Defansta forma bulan oyunculardan Serdar Kurtuluş 8.dakikada arka adalesindeki sakatlığının nüksetmesi sonucu kenara alındı, yerine Ali Tandoğan girdi. Tandemi oluşturan isimler beraber oynama alışkanlığı edinmemiş İbrahim Toraman ve İbrahim Kaş olunca birkaç haftadır düzelme gözlemlediğimiz 4’lü defansın uyum problemleri tekrar su yüzüne çıktı. Maç boyunca Ankaragücü orta sahasının Bebbe ve Jaba’yı Beşiktaş defansı arkasına kaçırmaya çalıştığı her pozisyon ciddi tehlikelerle sonuçlandı. Orta sahada tek ön libero yine Cisse idi. Futbol kamuoyunun ilk yarı biterken Fransız oyuncu hakkında kesin bir kanıya varmış olduğu görülüyor. Edouard Cisse asla 9–10 numaralık bir oyuncu değil ancak en kötü oynadığı maçta dahi 6’nın altına düşmüyor. İstikrarlı oyunuyla dikkat çeken Cisse oyunun hücum yönünde daha aktif olabilirse Beşiktaş’a ekstra katkı yapabilir.

Üçlü defansın solundaki Tello ile sağındaki Serdar yine gezgin oynadılar. Üçlü orta saha yapılanmasından kaynaklanan bu durum nedeniyle siyah-beyazlılar zaman zaman kanatlarını savunmakta problem yaşıyorlar. İleri uçta görev alan isimlerden Nobre istekli ama verimsiz, Bobo ise hem isteksiz hem de verimsiz bir performans sergileyince golün gelmesi orta sahadan getirilecek yardımlara kalmıştı ki, öyle de oldu. Ankaragücü karşısında Beşiktaş orta sahası üç gol attı, üç puanı aldı. Delgado ise performansıyla ayrı bir paragrafı hak ediyor. Son haftalarda geçirdiği başkalaşımla kozasından çıkan bir ipekböceği gibi Basel’li Delgado’dan Beşiktaş’lı Delgado’ya dönüşen Arjantinli futbolcu sanırım bu form grafiği ile aynı zamanda Ricardinho’ya da “tek gidiş” bir bilet kesti. Ankaragücü ağlarına gönderdiği gol Basel formasıyla pek çok örneğini gördüğümüz bir Delgado klasiği. 1,5 sezondur gözleri forvet arkasında Beşiktaş’lı Delgado’yu bekleyen siyah-beyazlı taraftarlar ise bugünlerde şu yorumu yapıyor: “Geç oldu ama temiz oldu.”

Ligimiz için konuşacak olursak, oyuna ağırlığını koyup takımını sahada sürükleyen 10 numaralar içinde Hagi, Sergen ve Alex De Souza’nın isimleri şeref kürsüsünde yer alır. 15 Aralıkta kutladığı doğum gününü İnönü’de bir yeniden doğuşla taçlandıran Matias Emilio Delgado ise kafasını futbola ve Beşiktaş’a verdiğinde neler yapabileceğini son 3 haftada gösterdi. Bu formunu ikinci yarıya yayabilirse işte o zaman taraftarın gönlündeki tahta da bahsettiğimiz şeref kürsüsüne de tartışmasız aday olur.

Bu sezon oynadığı futbolla ligin dişli ekiplerinden biri haline gelen Ankaragücü ise İnönü Stadına 4–4–2 dizilişini benimseyerek çıktı. Kalede Serkan, defansta İlkem, Silva, Krita, El Yasa; orta sahada Murat Duruer, İbrahim Ege, Murat Erdoğan, Cem Can ve gol bölgesinde Jaba, Bebbe ikilisiyle mücadele eden sarı-lacivertlilerde göze çarpan en büyük problem dengesiz kadro yapısı. Orta sahanın mücadeleci oyuncularından Krita mecburen stoper yapılmış, iki kanat oyuncusu da sağ ve sol kanadı verimli kullanamayan dahası asıl mevkileri o bölgeler olmayan oyuncular. İbrahim Ege ve Murat Erdoğan ile kapatılmaya çalışılan orta sahanın ortası ise şiddetle bir yaratıcı oyuncunun varlığına ihtiyaç duyuyor. Sarı-lacivertlilerin sahadaki mücadelesi 10 numara ancak maç sonrası “Ocak transfer döneminde bu takıma Cemal Aydın eli değmeli” fikrine kapıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim.