Beşiktaş'ın biri küçük diğeri büyük iki sorunu...

Kupa maçları her zaman sürprizlere açıktır. Özellikle İngiltere gibi kupası bol olan ülkelerde üst düzey takımların alt liglerden gelenlerle eşleşmelerinde enteresan sonuçlar çıkabiliyor. Fakat o maçın detaylarına indiğinizde favori olan takımın kadro olarak farklı dizilişlerle çıktığını da görürsünüz.

Beşiktaş’ın Mersin karşısındaki zorlanmasının geri planında böylesi bir mazeret olabilir mi?

Yusuf’un ilk on bir de oynamasını rotasyon olarak değerlendireceksek sorduğumuz sorunun cevabını olumlu vermemiz gerekiyor. Ancak Beşiktaş’ın kadrosunda Guti, Bobo, Fatih Tekke, Tabata gibi oyuncuların oynadığını eklediğimizde ikinci ligden gelmiş ve hücum etmeyi bilmeyen, hatta atağa bile kalkamayan bir Mersin İ.Y. karşısında bu kadar sıkıntı çekilmesinin kolay kolay anlaşılamayacağı da kabul edilmelidir.

Neyse ki bu ay bitiyor.

Erken form tutan ve Temmuz ayından Eylül’e kadar çıktığı bütün maçlarda rakiplerine karşı bol gollü üstünlükler kuran Beşiktaş’ın üzerine kabus gibi çöken Ekim ayı Mersin İ.Y. maçıyla geride kalmış olacak.

Takımların böylesi iniş ve çıkışlarını doğru yere koyabilmeyi bilmek gerekiyor. Ne yererken ne de överken ölçünün kaçmaması çok önemlidir.

Beşiktaş’ın takım oyununda iki sorunu var. Ben bunun büyük, diğerinin küçük olduğunu düşünüyorum.

1. Defansif anlamda önemli açıklar veriyor ki bu küçük olanıdır,

2. Çok daha önemlisi, aşabilirse birincisinin bütün etkisini ortadan kaldırabilecek, gol sorunudur.

Beşiktaş normal süresi 0-0 biten bu elemeli kupa maçını kaybedebilir miydi?

Renk itibarıyla dün akşam rakip Karabük olsaydı; bu maçın sonucu Kayseri’deki ile aynı sonuçlanabilirdi. Beşiktaş son on dakika içinde yediği golle karşılaşmayı yenik tamamlayabilirdi. Mersin sadece defansif olarak ayakta durabildi. Onu da futbolcularının ekstra motivasyon ve çabasına borçlu olduğu net olarak ortadaydı. Daha fazlasını yapmasına fiziksel olarak imkan yoktu.

Peki, ilk on dakika içinde maç 2-0 Beşiktaş lehine gelişebilir miydi?

Evet, biraz daha dikkatli olunabilse, golcülerinin bitirici vuruşları olsa büyük bir ihtimalle güle oynaya turu geçerdi.

Zaten ilk gol geldikten sonra maçın nasıl şekil aldığını gördük.

Sonuç; Beşiktaş bu şekilde gol atmaya zorlanır, maçların ilk yarılarını 0-0 tamamlarsa çıkacağı zayıf-güçlü takım farkı gözetmeksizin kaybeder!

Ancak İstanbul’un üç büyük takımı içinde en güzel futbolu Beşiktaş’ın oynuyor olduğunu hemen eklememiz gerekiyor.

Sanırım Niang tam da Beşiktaş’ın kadro yapısına uygunmuş.