Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '10

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş'ın borçları, "çocukların" geleceği ve kongresi üzerine

Beşiktaş'ın borçları, "çocukların" geleceği ve kongresi üzerine
 

Beşiktaş’ta seçim gündemi ısınırken adayların birbirlerini suçlayan açıklamaları da artıyor. Son dönem Beşiktaş kongrelerinde en çok dile getirilen şey kulübün borçları oluyor. Sn. Murat Aksu da Beşiktaş’ın borçlarından kapıyı aralamış durumda.

Sn. Aksu’ya göre kulübün açıklanamayan borç tutarı 400 milyon liraya ulaşmış durumda. Kulübün konuyla ilgili açıklamalarıysa bunun yarısı kadar. Hangisinin doğru olduğunu Beşiktaş’ın içindekilerin bile tam olarak bilmediği göz önünde bulundurulursa bizlerin tahmin edebilmemiz çok kolay değil.

Şu bir gerçek ki, Fenerbahçe dâhil bir çok kulübün çok ciddi borçları var. Aslına bakılırsa yönetilebildiği sürece borç sistemin bir parçasıdır. Zaten ticari olarak hiçbir şirket nakit öz sermayesini kullanmaz. Çeşitli teminatlar karşılığı alınan krediler yatırımlarda kullanılır. Yatırımın kendisi kabul edilebilir ve rasyonel bir süre içinde bu borcu ödeyerek yatırımcısına para kazandırdığında önceden koyulmuş hedefe ulaşılmış oluyor. Hatta yatırım süreç içinde para kazanacağına yönelik finansal bir güven verirse borçlu olsa bile ileriye dönük olarak bu yatırımın kendisine çeşitli ortaklar da bulabilir.

Dünyanın bütün büyük ekonomileri aynı zamanda en borçlu ülkeleridir. Türkiye’nin ekonomisi yeni milenyumun başında dünyanın 26. ekonomisi iken, süre içinde hızla gelişip, 17. Sıraya kadar yükselmiştir. Borcu da bu süre içinde iki buçuk kat artmıştır.

Bu şu an kapitalizmin temel işleyişlerinden bir tanesidir.

Kulüpler sistemin mantığına uygun hareket ettikleri sürece borçlarının ne olduğuna değil, büyüklüklerine odaklanmak anlamlı olacaktır.

Beşiktaş’ın bu rasyonalitenin neresinde olduğunu cevaplandırmak da kolay değil.

Bir taraftan birçok yatırım yaptığını söyleyen bir yönetim, diğer taraftan da bu yatırımların yaklaşık on yıl boyunca kısa vadeli ödemelerin kullanılması için ipotek altına alındığı ve ekonomik değerinin kaybettiğini söyleyen bir muhalefet vardır.

Son beş yıl içinde medyada buna benzer haberler okuduk. Beşiktaş’ın nakit para bulmak için tüm yatırımların 2015 yılına kadarki kira gelirlerinin teminat gösterildiği yazıldı çizildi. Şimdi muhalefet bunu seçimde kullanıyor.

Ancak Beşiktaş bir başka gayri ekonomik bir olguyu da tartışıyor ki bir önceki kongrede de gündeme gelmişti.

Sn. Demirören “çocuklarının geleceğinin teminatı olduğunu” söylediği kulübe verdiği borçları “seçilemediği günün ertesinde tahsil edeceğini” beyan etmektedir.

Bu borç bütün kongrelerde yönetime talip olan her grubun önünde her dönem biraz daha artan bir yüktür.

Rasyonel değildir; hatta kulübün yukarıda basitçe anlatmaya çalıştığım şekliyle doğru yönetilemiyor olduğunun da itirafı gibidir.

Bir kulüp bu şekilde borçlanmamalıdır. Hatta hiçbir şirket böyle borçlanmamalıdır. Çünkü böylesi bir borcun yatırım değeri de yoktur.

Sn. Demirören, seçilemediği taktirde verdiği parayı son kuruşuna kadar ertesi gün tahsil edeceğini ifade ederken ister istemez aklımıza şu soru geliyor.

Beşiktaş sadece başkana borçlu değil. Örneğin Sn. Başkan seçildi ve ertesi gün de kulübün bazı alacaklıları kapıya dayanıp borçlarını tahsil etmeye kalktılar. Bu durumda ne tepki verirdi?

Bu soruyu kendisine sorması gerekir.

Bu koz Demirören’e seçimi kazandıracaktır diye tahmin ediyorum.

Mesele kimin kazanacağı da değil; kulübün üyeleri bu anlamda kuşkusuz en doğru seçimi yapacaklardır.

Burada kritik konu kim gelirse gelsin kulübü böylesi rasyonel olmayan borç yükünden kurtarmak olmalıdır. Sn. Başkan yönetimi sırasında birçok hata yaptığını da kabul ediyor. Hatta hatalarından ders aldığını da söylüyor. Mümkündür; örnekleri de vardır. Eğer ima ettiği şey bu borçsa ve kısa süre içinde bunu yatırımsal bir borca dönüştürecekse ciddiye alınmalıdır.

Aslına bakılırsa şampiyonluk odaklı seçim propagandalarındansa kulüplerin ekonomik kalkınmalarına dönük projeler ön plana çıkarılmalıdır diye düşünüyorum.

Beşiktaş için bu çok ciddi bir ivediliktir.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..