Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '11

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş'ın fotoğrafından yansıyanlar..

Hiç uzun zamandır Beşiktaş takımına ait çıkan haberlerde ''takım ruhu, arkadaşlık ‘’ gibi kavramlar üzerine haberler gözlemlediniz mi ? Beşiktaş yıllar önce Gordon Milne döneminde başarılar kazanırken ekip olarak birbirlerini iyi tamamladıklarının, arkadaşlığın sinyallerini veriyordu. Elbette Günümüz futbol dünyasında profesyonelliğin bu denli oturduğu bir platformda takımları oluşturan futbolcular ‘dan daha çok amatör ruhu temsil eden , birlikte keyif alarak bu oyunu oynadıklarını işaret eden fotoğraflar görmekte zorlanıyoruz. Ancak Beşiktaş ‘ ın son 10 yılına birlikte bakarsak gelen kariyerli yabancı antrenörlerin hiç biri başarılı olamadı. Ve ne ilginçtir ki hepsi ile uzun süreli sözleşmeler yapılmasına rağmen çoğu Beşiktaş kariyerlerinin sonunu beklemeden ayrıldı. Ve bir diğer püf nokta da bu antrenörlerin yerlerine yerli, genç bir isim hazırlayamamaları… 

Bu antrenörlerin çoğu dünya futbol piyasasında hatırı sayılır isimleri olan deneyimli teknik adamlardı. En son Bernd Schuster tıpkı kendisinden önce gelen Nevio scala, Jean tigana ve diğer yabancı teknik direktörler gibi sessiz sedasız ayrıldı. Şimdi Schuster ‘in en azından kaldığı süre içerisinde Beşiktaş ‘ın futbol anlayışına yeteri kadar katkı verebildiğini söylemek mümkün mü..? 

Bir takımı yeni baştan yaratmak, eldeki mevcut takımı bulunduğu konumdan en yukarıya çıkarmaktan daha kolaydır. Sahada istenileni veremeyen, takım içi birliğin olmadığı ortamlarda antrenörler çok zorlanırlar. Kendi oyun felsefelerini, takım içi uyum ve arkadaşlığın pekişmesi için oluşan stratejilerini çoğu zaman uygulamaya koymak zordur. Bunun için de bir antrenöre zaman gereklidir. Bu yüzden sezon ortasında antrenör göndermek büyük futbol klüplerinin pekte yapacağı bir iş değildir. Oysaki bizim ligimizde sezon ortasında gönderilen, ve gelen antrenör adayları için oldukça kabarık bir liste hazırlanır. Bu yüzden Beşiktaş takımı Schuster ile yola devam demeliydi. Ama Tayfur Havutçu için büyük bir şans var. Daha önce klüplerinde antrenör olmuş, yeterince pişmeden göreve gelmiş başarısız antrenör adaylarının yaptıklarını yapmamalı. Takımda bütün oyunculardan faydalanma yoluna gitmeli. 

Görüldü ki Guti sakatlığının da etkisiyle yeterince koşmuyor, Mücadele etmiyor. Bu durumda onun tekrar eski günlerine dönmesi antrenörünün elinde. Eğer futbolcularınız arasında arkadaşlık, takım ruhu ve bu oyunu keyif alarak oynama gibi fonksiyonlar mevcut değilse taktik anlamda girişimleriniz yetersiz kalır. Beşiktaş ta ki kariyerli orta saha oyuncuları mutlaka daha iyisini vermeli. Bu durum gol yollarında Almeida gibi etkili olabilecek bir forveti de yeterince pas alamadığı için sıkıntıya sokuyor. Ve Beşiktaş ‘ın seneye forvet hattında mutlak bir revizyona gitmesi şart.. 

Eğer Bobo ile devam ediceklerse iyi bir santrafor şart. Hele de Mert Nobre ‘nin istikrarsızlığı ve etkisizliği göz önüne alındığında. Ve Nihat Kahveci den sezon boyunca yeterince verim alamamayı da buna ekleyin. Ayrıca Sivok, Hilbert gibi yabancı oyuncuların yerlerine daha iyileri alınabilir. Bu takım Gordon Milne döneminde yakalamış olduğu arkadaşlığı , disiplini ve takım ruhu hüviyetini tekrar yakalamalı. Başarının olmazsa olmazı, tek şartı budur. 

Havutçu Oyun şablonunda defansa gereğinden fazla ağırlık veriyor. Bu güzel ancak defans oyuncularının günümüz futbolunda hücuma katkılarını göz ardı etmemesi gerek. Ve takım halinde bu takım birlikte hücum ve defans yapmayı öğrenmeli. 

Ve son olarak güzel bir haber vermek istiyorum. Beşiktaşlı genç arkadaşlar güzel , okunması keyifli bir dergi hazırlıyorlar. Hiç bir beklentisi olmadan bu genç arkadaşların böylesine kaliteli ve nitelikli bir dergi hazırlamaları kolay bir iş değil. Bende yazılarımla zaman zaman katkı veriyorum. İlgilenenler için bu da linki. 

www.siyahlabeyaz.com 

Benden söylemesi mutlaka okumalısınız.. 

 
Toplam blog
: 383
: 900
Kayıt tarihi
: 24.12.10
 
 

..... ..