Besiktaş'ın halleri

Beşiktaş ruhu diye kandırdık durduk kendimizi. Beşiktaş 'Kartal'dı. Savaşır, saldırır ve koparır atardı. 2008-2009 sezonunda sanki o ruhu yakalar gibi olmuştuk ama. 'Ama'sı ne? Daha ne olsun?

Hafta içi oynanacak Manchester United maçını düşünüyorduk, baktık yenemeyeceğiz. Biz de bıraktık. Zaten ardından da 3.gol geldi. Sonuçta şampiyonlar ligini de düşünmek zorundaydık. Yok, hayır. Herhangi bir Beşiktaşlının demeci değil bu. Sahadaki takımın maç devam ederken verdiği bir demeçti bu.

Serdar Özkan sağ kanattan bindiriyor, ceza alanı içerisinde Bobo var. Bir çalım da Hakan Balta'ya, dengesi bozuluyor. Serdar yan hakeme bakıyor, devam işaretini görüyor. Çıldırıyor, nasıl faul olmaz! Sonra bir de o kadar haklı ya(?) itirazın devamı sarı kart getiriyor. Halbu ki top önünde, devam etse gol pozisyonu. Hem gol şansı gidiyor, hem de sarı kart görüyor.

Maç 2-0. Beşiktaş'ın en yaşlılarından Yusuf topla ilerliyor, sol kanattaki Ekrem'e zor bir top atıyor. Futbolu hızlandırmak isteyen Ekrem tek pas yapıyor, defans arkasya düşen top karşısında şaşırıyor. Top Bobo beyefendinin 2 metre önünde, tabi beklemediği için koşmuyor. Gözlerimizin önünde 5 oyuncudan hiçbiri 1-2 saniye müdahale etmiyor. Uyanan defans ve pası atan Ekrem koşuyor ve defans tek pasla çıkıyor. 2 pas sonrasında skor 3-0. Bobo beyefendinin aklı hala nerededir sizce?

Rüştü maç boyunca hiçbir kurtarışta bulunmuyor. Topal önemli bir pozisyonda heyecanla vuruyor ama iyi vuramıyor. Rüştü'nün kucağına yöneliyor. Defans rahatlıyor. Aaa! Beşiktaş'a rahat yok. Rüştü yapıyor yapacağını ve gol. Daha da ilginci maç sonrası Rüştü açıklama yapıyor. Beni Manchester istemişti de ben Barça'ya gittim. Keşke İngiltere'ye gitseydim. Barça'ya gittin de ne oldu. Azıcık da olsa mentalite değişikliği mi oldu? Bir hiç!

Maç 3-0, Beşiktaş topa sahip ama, hiç kimse de istek yok. Yenildik işte halleri var ayaklarda.

Şimdi olasılıklar;

Ligin son haftaları, Beşiktaş'la Galatasaray'ın puanı eşit, ikinci yarının 5.haftası UEFA maçından yorgun dönen Galatasaray'ı evinde ağırlayan Beşiktaş maçı 2-0 kazanmış. Yani ikili averajda GS, Beşiktaş'tan üstün. Alın size futbolda pes etmek olmaz kuralına bir olasılık.

Acaba bu durum olsa Serdar'ın aklına gelir miydi? Keşke o pozisyonda devam etseydim de gol attırsaydım. Sanmıyorum. Onlar profesyoneller.

Ya da Bobo, atılan ara pasına keşke koşsaydım der mi? Ama doğru onun aklı gitmekte. Sen bu akılla anca gidersin, Bobo beyefendi.

Beşiktaş'ın halleri böyledir. Çabuk moralleri bozulur, ÇARŞI'sız yapamaz, ÇARŞI'yla da olmaz. Destan yazamazlar, saldırmak için gol yemeyi beklerler ama İnönü'de karşısına Brezilya Milli Takımı da gelse saldırırlar. Oyunu hiç rolantiye almazlar. Ama bir Beşiktaşlıysanız asla ama asla rahat rahat maç izleyemessiniz. Beşiktaş farka gidemez, nadirdir. Beşiktaş'a 3 fark yeter.
Bu halleriyle geçen seneki durumundan uzak ancak normal haline çok yakın olan Beşiktaş ve Ruh'u Manchester maçına da büyük takım falan dinlemeyip saldıracak ve çok koşacaktır. Fakat tecrübe dedikleri fakat tecrübeden ziyade mentalite, maçın skorunu belirleyecektir.

Denizli'ye ve Beşiktaş'a başarılar. Stattaki seyircilere de şimdiden tükenmeyen bir sabır diliyorum.