Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '16

 
Kategori
Öykü
 

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi hikayesi

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi hikayesi
 

UEFA Bayrağı


İstemedi bir Türk Takımını Şampiyonlar Ligi üst turlarında. Son maçta elenmesini sağladı. Ama elemek istediği takım öyle bir takım ki, ezber bozar. Bu sebeple işi sağlam yapmak istedi, fütursuzlaştı, ipliği pazara çıktı...

Benfica deplasmanında son saniye golü ile bir puan alan, Napoli deplasmanında ise iki penaltıya rağmen pes etmeyip önde kalmayı başaran bir Beşiktaş vardı karşısında.

'Nerede elenir de kurtuluruz bu Beşiktaş takımından?' diye sordu kendi kendine..

Bir anda İstanbul'da Benfica maçı başladı. İlk yarı 3 oldu. '- oh' dedi... '- Elenir bu Beşiktaş.' Yerine rahatça kuruldu. Bir puro yaktı...

Devre arası taraftar müdahelesi geldi. Tuttular futbolcuları omuzlarından, şöyle bir salladılar. Dediler ki;

'Beşiktaş yenilmez bir takım değildir. Vazgeçmeyen bir takımdır!'

Önce taraftar vazgeçmedi, sonra da takım. Cenk Tosun salladı ağları, yayıldıkları koltukta huzursuzca kıpırdandı. Daha dik oturmaya başlamıştı artık.

Quaresma ikinci golü attığı anda purosu ağzından düştü. Sağına soluna baktı. Maç ortasında müdahele de edemezlerdi. Çaresizliği hissediyordu.

Aboubakar beraberliği getiren golü attığında ise, bir hışımla kalktı koltuğundan. '- Böyle olmaz!' diye bağırdı. Telefonunu aldı eline ve operasyonu başlattı. 

'- Bana hakemliğinin son yılını yaşayan birini bulun' diye haykırıyordu muhatabına. '- Ne kadar istiyorsa verin. Sonrasında da bırakırsa bıraksın hakemliği'

Artık karşısında Creig Thomson duruyordu. Bir puro daha yaktı esrarengiz adam. Talimatlarını vermeye başlamıştı bile. '- Bu takım çok enteresan Creig, bir veya iki gol geriye düşmesi yeterli değil. Geri dönebiliyorlar. Farklı yenilmeli. Hatta eksik bırakmalısın ki geri dönemesinler.'

Huzursuzlandı Creig. '- İyi ama, açığa çıkarım. Çok belli olur. Bir daha hakemlik yaptırmazlar bana.'

Esrarengiz adam, purosu ağzında sinsice güldü. - Ivan Bebek'i hatırladın mı? Artık hakemlik yapmaya ihtiyaç duymayacak kadar çok parası var. Bu 45 yaşındaki bir hakem için çok iyi bir teklif bence.

Anlaşma sağlanmış, maç günü de gelip çatmıştı. Ama Creig çok endişeliydi. Beşiktaş'ın baskın başlayıp bir anda öne geçme ihtimali vardı. Nasıl çevirirdi sonrasında maçı?

Maç başladı. Creig'in beklentisinin aksine Beşiktaş baskılı başlayamamıştı. Bir oh çekti içinden. Üstüne bir anda Kiev golü de atınca, tribüne doğru baktı. Göz göze gelmişlerdi locadaki esrarengiz adamla. 

Esrarengiz adam huzursuz gözüküyordu. Oysa Kiev öndeydi ve henüz hakem maça müdahele etmemişti. El işaretleriyle '- Devam et, konuştuğumuz gibi' demeye çalıştı. Çünkü biliyordu Beşiktaş'ın nasıl bir takım olduğunu.

Creig düdük ağzında beklemeye başladı. Çünkü şaşırmıştı. Beşiktaş sanki o ucuz golü yememiş gibi organize olmaya başlamıştı. Baskıyı kurmuş, her dönen topu da alıp devam ediyordu. Artık belli ki gol atacaktı. Bir şey yapmalıydı ve her ne ise hemen olmalıydı. 

Bir anda Beşiktaş defansının arkasına top atıldı. Gonzales koşuyordu ancak kademesinde Beck topa sahip olacak gibiydi. Creig içinden dua etti. '- Hadi koçum! Düşür onu, düşür. 

Gonzales topu alamayacağını anlayınca sağ kolunu hafif açtı ve iterek koşan Beck'i bozdu. Düşen Beck ile beraber amatörce kendini de yere attı.

Bir süre hakem düdüğü duyulmadı. Gonzales ellerini kaldırdı ve tribüne doğru bakıyordu. '- Hani penaltı verilecekti.' der gibi esrarengiz adama isyan etti.

Creig düşünceliydi. '- Bu penaltıyı verirsem çok belli olur' diye mırıldandı kendi kendine. Ama sonra alacağı paralar geldi aklına. Düdüğü çalıverdi.

Herkes şaşkındı. Böyle penaltı olmazdı. Beşiktaşlı futbolcular hakemin üstüne doğru koşmaya başlamıştı. '-Hadi' diye düşündü Creig. '- Hadi biriniz beni itsin.' Böylece kırmızı kart işini de halledecekti. Ama beklediği olmadı. Beşiktaşlı futbolcular sadece usulünde itiraz ediyorlardı. Bir anda o fikir canlandı Creig'in aklında. Böyle penaltı verebildiyse, kırmızı da verebilirdi. Artık bu işin dönüşü yoktu.

O dakikada esrarengiz adam herşeyin sonlandığını anlamıştı. Yanındaki adamın omzuna dokundu. '- İşte bu kadar.' Karşılıklı gülüyorlardı. Esrarengiz adam cebinden kartını çıkardı. Yanındaki adama verdi. '- Türkler'in Avrupa Ligi maçları için yeni hakemler lazım. Birini bul ve bu kartı ona ver. Yanıma gelsin.'

Kartı aldıp şöyle bir baktı adam. Gülümsedi. Çünkü açık seçik esrarengiz adamın ismi yazıyordu kartta. Artık saklayacak birşey kalmamıştı. '- UEFA' diye mırldadı.

 
Toplam blog
: 3
: 137
Kayıt tarihi
: 19.05.16
 
 

Ayrımcıdır. İnsanları ikiye ayırır. Beşiktaşlılar ve diğerleri. Hayvanseverdir. Kartal başta ..