Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '15

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş kendi kendini imha etti.

Beşiktaş kendi kendini imha etti.
 

Lisede edebiyat hocamız en çok Türkçe olmayan kelimeyi kullandığımız zaman kızardı.  Arkadaşın biri avantaj mı, dezavantaj mı diye bir soru sormuştu..  Kızmıştı. O kelimelerin anlamını bilmiyorum demişti.

De moralize oldu Beşiktaş.  Türkçesi , yani morali bozuldu, önce oyunu bıraktı 70.000 seyircisinin  arkasından itmesine rağmen oyunu bıraktı, toparlanamadı,  sonra golleri yemeğe başladı.

Televizyonların  siyah-beyaz olduğu tek kanal TRT  zamanı mecburiyetten izlediğimiz bir ‘’görevimiz tehlike’’ dizisi vardı.   Ajan’a  teypten talimatı veren kişi  ‘’bu bant şimdi kendini imha edecektir’’  deyip de sözlerini bitirdiği zaman  bant patlamayla birlikte yanar kendini imha ederdi.

Beşiktaş   için görevi  tehlike olan bir maç değildi bu.  Golünü de atmış, işi yarılamıştı.  Maç işte o zaman orada başladı.   O ana kadar  tüm hatları ile kusursuz oynayan Beşiktaş, sendeledi, tökezledi, yuvarlandı, uzanıverdi boylu boyunca.   Kaybedecek bir şeyi kalmayan rakibinin baskısına gelemedi, dayanamadı.Olmadık hatalar yapmaya başladı.

Hani  güneşli havada  yürürken mutlu,  aniden  hava döner ya, şimşekler çakar, arkadan bir sağanak.  Havaya aldanır, bir güzel ıslanırsınız, sırılsıklam.  Ya da  düz yolda yürürken şen şakrak,   ikaz işareti konmayan bir çukura düşersiniz, çıkamazsınız bir türlü.  Öyle oldu Beşiktaş.

70li  yıllarda Yeşim vardı. Tek şarkıyla hit olmuştu..  ‘’Tam mutlu oldum  derken, yıktın bütün dünyamı’’  diyordu şarkısında.    Motta’nın golünün arkasından gelen  golle bayram yerine  dönen Olimpiyat stadındaki rekor seyirci,  mutluluğunu yaşayamadan  yıkıldı, kahroldu, hayal kırıklığına uğradı. Yazık.

Belli  ki Beşiktaş dersini çalışmamış.

Ahmet Çakar  geçen gün TV programında  ‘’Beşiktaş’ın tur şansı  ancak %5  dediği zaman,  Sinan  sinirlenip, elindeki çay bardağını duvara atmıştı.  Tiyatro mizanseni gibiydi ama  acaba Ahmet Çakar’ın gördüğünü Biliç görememiş miydi?..

Clup Brugge genç takımmış, süratliymiş, falanmış filanmış.  Hepsi hikaye.. 60 dakika rakibini ezen, rakibine  top göstermeyen,  hatta 1-0  dan sonra  Pektemek’le bomboş kaleye 2. Golü atamayan Beşiktaş  kendi kendini imha etti.   Asla rakibiyle arasında skor kadar farkı yoktu. Çalışmamış.

Beşiktaş  aşırı güven kurbanı. B planı yokmuş demek ki.. 1-0 dan sonra nasıl oynamasını bilemedi. Ya da   ilk yarıdaki aşırı eforu  maçın tamamına yetmedi. 

Şu ana kadar  kalede   gayet başarılı maçlar çıkaran kaleci Cenk Gönen’in  yerine Tolga’nın oynatılması iyi olmadı. Tolga hiç güven vermedi ve hatalar yaptı.  Mustafa Pektemek, Olcay  ve hatta Demba Ba da beklenileni veremedi. Gökhan Türe  çok çalıştı, çok yoruldu.

Yazık oldu Beşiktaş’a..

Beşiktaş’lı değilim ama  Beşiktaş’ın Avrupa  Kupalarında  kazandığını zannedip elendiği iki tuhaf maçı hiç unutmam.

1. si  1974 yılındaydı.. Vatani görevi yaparken , Beşiktaş’ın maçını dinliyorduk radyodan. Beşiktaş Romanya’da oynuyordu.  Dinamo Bükreş’ti rakip sanırım.  Beşiktaş   87 dakika’da 3-0  galipti. Maç bitti diye  dinlemeyi bıraktık.  Ertesi gün maçın 3-3 bittiğini öğrenmiş inanamıştık.  Son 3 dakikada 3 gol yemişti.

Bir diğeri de  Beşiktaş’ın sanırım 2003 yılında bir Norveç  takımıyla İstanbul İnönü Stadında oynadığı maçtı.  İş yerinde işlerimiz uzamıştı. Radyodan dinliyorduk. Beşiktaş ilk devreyi  3-0 galip bitirmişti. Çok avantajlı bir skordu. Yola çıktık. 10 km.yi gelene kadar Beşiktaş maçı 4-3 kaybetmişti.

Bunları yazıyorum çünkü bunlar futbolda var.

Beşiktaş   çekebileceği en iyi kurayı çekmişti aslında. İşi de bitirmişti ama sonunu getiremedi. Skorun önemi yok.   Bir sonraki turu geçebilir miydi kazansaydı?. Bilinmez.

Bilinen, görünen  Beşiktaş’ın  dersini çalışmadığı ve kendi kendini imha ettiğidir.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..