Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '09

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş'ta Demirören "Duruşu"

Beşiktaş'ta Demirören "Duruşu"
 

Salı gecesi İnönü Stadyumu’nda olup bitenler son on yıl içinde üç defa tekrarlanmış bir gösteridir. Beşiktaş taraftarı tarihinin en başarılı döneminin ardından Seba’yı nasıl göndermiş, 100. Yıl şampiyonluğu yaşatmış Serdar Bilgili’ye ağza alınmadık küfürler yağdırmışsa bugün Sn. Yıldırım Demirören’e aynı şeyi yapmaktadır.

Hani bir süredir çok sık dile getirilen “Beşiktaşlılık duruşunun” neredeyse artık böyle bir şey olduğunu düşünmeye başlayacağız.

Benzer görüntülerin bir süre önce Canaydın başkanken Galatasaray’da da yaşıyor olduğunu hatırlıyoruz. Üstelik Canaydın kendisini sürekli istifaya çağıran taraftara karşı iki dönem başkanlık yapacak kadar da sağlam durmayı başarabilmiştir. (Özhan Canaydın 2002 ile 2008 yılları arasında üç dönem başkanlık yapmıştır; ancak ilk döneminin sonunda taraftarın istemediği bir başkan konumuna gelmiştir.) Galatasaray taraftarı 2007 yılında Ali Sami Yen Stadyumu’nu yıkacak kadar ileri gidebilmişti.

Demirören Salı gecesi kendisine yönelen tepkilere küfür ve hiddetle cevap verdi. Ortaya çıkan fotoğraf hiç hoş olmadı. Bundan sonra yeni bir beraberlik kurulabilir mi, bunun üzerine sayın başkanın iyice kafa yorması gerekiyor.

Burada belki kamuoyunun öğrenmek istediği bir şey var. Demirören önümüzdeki kongrede başkanlığa ve yönetime aday olacak mı? Yani Demirören kendisini istemeyen bu kalabalığın karşısında Canaydın gibi durabilecek mi? Eğer aday olmayacaksa aslında bugünden yönetimi bıraktığını açıklamasının önümüzdeki yeni dönem Beşiktaş’ın yapacağı planlama açısından yerine geleceklerin önünü açacaktır. Ayrıca, taraftarın gerilimi, yeni dönem beklentisi nedeniyle başka tarafa kanalize edilebilecektir.

Kuşkusuz buradaki ilginç karar başkanın devam demesi olacaktır ki; Demirören’in bu taraftarın ilgisini çekecek yeni bir takım projeleri şimdiden hazırlamış olması beklenir.

Bu konuda son bir sorunun cevabını da aramamız gerekiyor.

Taraftar istedi diye yönetim, başkan gitmeli mi?

Bu çok detaylı bir konu. Örneğin Fenerbahçe yönetimi de geçen sene birkaç maç sonrasında istifaya davet edildi. Ancak o anlık bir öfkeydi. Demirören’e karşı oluşmuş karşıtlık ise artık insanların zihinlerine kazınmış durumda. Beşiktaş taraftarı motorla maça gelirken, metrobüste, yürürken tek bir şey söylüyor.

“Yıldırım Demirören yeter!”

O zaman belki de gitmeyi bilmek gerekiyor.

Demirören yanına emniyet güçlerini de alarak taraftara savaş açıp hem cepheyi genişletiyor hem de çok uzun soluklu bir mücadelenin kıvılcımı ateşliyor.

Buna da Demirören "duruşu" demek gerekiyor sanırım. Demirören "duruyor!"

Trabzonspor – Beşiktaş maçı

Fikstür gereği Fenerbahçe ile oynayacak takımlar önce Trabzonsporla oynuyorlar. Bu sanki Fenerbahçe’ye az da olsa avantaj sağlıyor gibi. Beşiktaş’ın bu maçta sakat ve cezalı oyuncu verme riski de yüksek. Ancak büyük takımlar için yaşadıkları zor zamanlarda oynadıkları derbi maçlarından aldıkları sonuçlar her zaman bir soluk alacak zaman yaratmıştır.

Beşiktaş’ın talihsizliği iki önemli maçı üst üste oynamak zorunda kalışı… Hatta buna deplasmanda Manchester United ile oynayacağı karşılaşmayı da eklersek çok zorlu üç maçı üst üste oynayacak.

Beşiktaş’tan alınan son bilgilere göre Wolfsburg maçının ilk yarı sonrasında kenara alınan Serdar Özkan kadroya dâhil edilmemiş. Anlaşılan fatura bu genç futbolcuya çıkmışa benziyor.

Trabzonspor’un defansında sorun var. Kazanmış olmasına karşın Kayserispor maçında ve kuşkusuz Galatasaray’a kaybedilen karşılaşmalarda çok önemli defansif hatalar taptı. Bu sene Song ile Trabzonspor arasında bir şeyler var. Ancak aynı Trabzonspor’un orta sahası fazlasıyla etkili ve Beşiktaş’ın üç kişilik bölgesinde sorun çıkarabilir. Trabzonspor'da uzun süre sonra denen Umut-Gökhan Ünal ikilisini yine sakatlık ayırdı. Gökhan iyi bir form yakalamışken sakatlandı. Oynarsa Serkan Balcı ile Beşiktaş’ın solunda oynayan İsmail arasında çok ilginç bir mücadele olabilir.

Beşiktaş’ın temel sorunu gole dönüşmüş durumda ve gol pozisyonu yaratamıyor. Trabzonspor aslında karakter olarak Wolfsburg takımını andırıyor. Beşiktaş’ın Trabzonspor kalesini göbekten açamayacağını düşünüyorum. Bu nedenle, İsmail, Ekrem, oynarsa Yusuf gibi oyuncuların topu Trabzonspor’un kale çizgisine kadar indirip, içeri yan top organizasyonlarına girmeleri Trabzonspor’un savunmasını açabilir. Dün Uğur İnceman'ın çizgide oynamak istemeyişi ile ilgili çok ilginç bir açıklama yaptı. Açıkçası böyle bir şey aklıma gelmemişti. Beşiktaşlı futbolcular çizgiye yakın oynadıklarında taraftardan çok fazla küfür işitiyormuş. Biz de haftalardır Beşiktaş neden kenardan oynamıyor diye Mustafa Denizli'ye fatura çıkarıyoruz. Ancak konu üzerine İbrahim Üzülmez'in "biz yıllardır orada oynuyoruz ve küfür yiyoruz, ne olmuş yani?" cevabı çok daha anlamlı ve güzeldi.

Rijkaard bile ikili orta saha kurgusundan üçlüye geçebiliyorken Mustafa Denizli’nin tutuculuğuna akıl sır erdirmek de anlaşılır gibi değil. Zaten böyle giderse bu direncini Trabzonspor kırmazsa, kuşkusuz Fenerbahçe çok ağır bir ders vererek yok edecektir. .

Diyarbakırspor – Galatasaray

Haftanın kuşkusuz en önemli maçı Diyarbakır’da oynanacak. Hafta arası yaşananlar hiç hoş değildi. Diyarbakırsporlu yöneticiler olayı sürekli siyasi mecraya çekmek istiyorlar. Diyarbakırspor bu ligde 1977 yılından bu yana inişleri çıkışlarıyla mücadele ediyor. Sorunların çok daha büyük olduğu yıllarda böylesi politik tartışmalar yaşanmamış, ayrımcılık gündeme getirilmemişken bugün bunları konuşuyor olmak gerçekten çok anlamlı değil.

Diyarbakırsporlu yöneticilerin çok değil daha ligin üçüncü haftasında Fenerbahçe’ye karşı oynadıkları maçta taraftarının yaptıklarının hesabını kendi içinde verememişken sorunlarını dışarıda aramaya çalışması inandırıcı gelmiyor.

Diyarbakırspor lige neredeyse toplama bir takım kurarak başlamıştır. Bunu biz değil kendileri itiraf ediyor.

"Eğer Süper Lig’de oynamaya hazır değilseniz, çıkmayacak, bir alt ligde mücadele edeceksiniz." Kimse sizi zorla burada oynatmaya çalışmıyor. Hem profesyonel anlamda hazırlanmayacaksınız, iyi bir kadro oluşturmayacaksınız, hem de kendi sorumsuzluklarınızı sağa sola dağıtacaksınız.

Diyarbakırspor’un sahası kapanıyor da Fenerbahçe’nin kapanmıyor mu? Onların futbolcuları ceza alıyor da diğerlerinin almıyor mu? Hakem hataları sadece Diyarbakırspor’a karşı mı yapılıyor.

Rakip taraftarların yaptığı kötü tezahürat konusunda mağdur sadece Diyarbakırspor değildir. Bugün aynı dertten başka anlamlarda Sn. Demirören de muzdariptir. Bu konuda yapılması gereken şey ortalığı yangın yerine çevirmek değil, olgun davranmaktır.

Bu atmosferde oynanacak maçta ben Galatasaray’ın çok açık farkla Diyarbakırspor’u yeneceğini tahmin ediyorum. Galatasaray devre sonuna kadar yeni taktik yapısı ve form durumuyla sanki sadece Bursaspor maçında zorlanırmış gibi duruyor. Diyarbakırspor futboldan uzaklaşmış durumda. Böyle zamanlarda ben ibrenin hep futbolu düşünen tarafta olduğunu tecrübe etmişimdir.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..