Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '17

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş tur atlasaydı, Van Persie ceza alır mıydı?

Beşiktaş tur atlasaydı, Van Persie ceza alır mıydı?
 

Başlık, koşullu soru cümlesi olduğu için, “tartışma”ya uygun:

Beşiktaş tur atlasaydı, Van Persie ceza almayacaktı.
Beşiktaş tur atlamadığı için Van Persie ceza aldı.


“Karşılaştırma”yla devam edelim:

Van Persie niye, kaç maç ceza aldı?

Tribünlere dil çıkardı diye 3 maç…

Tosic niye, kaç maç ceza aldı?

Van Persie’ye kafa attığı için 3 maç…


Görülüyor ki eylemler farklı, cezalar aynı. Bir başka, en önemli fark da, Tosic’in kırmızı kart görmesi, Van Pesie’nin hakemlerce uyarılmaya bile gerek duyulmaması…

O zaman bu ceza nasıl olur?

Görüntülere, “raporlar”a dayanarak/ bakarak…

(Tosic’in boynuna astığı başkasına ait kartla, olmaması gereken yerde maç izlemesi, “kitabına uydurmak” amacıyla para cezası gerektiren maddeye sokuluyor.)

*****

Şimdi olanlara bakınca ne diyeceksiniz?

Futbolun sahalarda ve saha dışında nasıl, hangi amaca hizmet edilerek oynatıldığını düşüneceğiz. Böyle bir “düzen”de sahalarda olmanın bir anlamı kalmadığını da…

Artık, futbol dünyasında olanlar da, dizilerdeki yaşamdan farksız. Nasıl ki dizilerde, senaryo gereği, isteyen istediğini yapıyor, harcanan harcanıyor, kollanan daha bir güçleniyor. Çünkü karışanı edeni, hesap soranaıa da yok… Hak hukuk, hak getire…

Güçlü olan, yaşama ayar veriyor. Ekran başına kilitlenen yurdumun insanı, evlilik programlarındaki kavgaların bile, “yaşamın doğal akışı içinde” olduğunu düşünerek, gerçekte düşünmeden hoşça vakit geçiriyor.

“Hoşça vakit geçirme” deyince, şu soru yanıt bekleyecek:

Saha içinde ve dışında, özellikle ceza dağıtan/ bağışlayan kurullarda olanlara bakınca, Lig’in dizilerdeki gibi heyecan (!) içinde sürmesine alkış mı tutacağız?

*****

3 Temmuz, farklı bir boyutta sürüyor.

Dünü anımsatmakta yarar var:

2009-2010 sezonunda Fenerbahçe, şampiyonluğu Bursaspor’a kaptırdığı için  “paçayı” kurtardı; plan ertelendi. Yoksa, Aziz Yıldırım, Devrimci Karargâh’tan içeri alınacaktı.

2010-2011 sezonunda Fenerbahçe, son maçta Sivas’ta kazanarak şampiyon olduğu için, “Sen misin şampiyon olan?” denerek, yeni bir planla 3 Temmuz sahnelendi.

(“Sayın savcı Mehmet Berk, bana ve avukatlarıma, Sivas’ta Fenerbahçe Spor Kulübü şampiyon olmasaydı, bu davayı açmayacaklarını söyleyerek bizlere ne anlatmış olabilir? Bugün bile anlamış değilim.“ Aziz Yıldırım’ın karardan önceki son sözlerinden…)

ÖYM’ler "tarihin çöplüğü"ne gitti; dünün “özel yetkili” polis, savcı, yargıçlardan bir bölümü içeride, bir bölümü kaçak… Bugün onların boşluğunu dolduracak/lar yok diyebilir misiniz?

Dün, bugün birçok soruyu akıllara getirirse:

Cezalara dayanak olan temsilci raporları ile “polis fezlekesi”nin mantığı/ amacı arasında bir benzerlik gören olursa, bunu kim, nasıl çürütecek?

Olanlar, dünkü yöntemin bugün başka yerlerde geçerli olduğunu göstermiyor mu?

Fenerbahçe, Beşiktaş’a elenseydi, Van Persi’e 3 maç ceza verilir miydi?

“Kendin pişir, kendin ye” usulüyle yanıtlayalım:

Hiç kuşkunuz olmasın, topun ardından koşan ve topun auta çıkmasına önleyemeyen Van Persie, tribünlerden gelen tepkiye “dil çıkardı” diye, PFDK’ye sevk edilmeyecekti.

Son söz:

Beşiktaş tur atlasaydı, Van Persie ceza alır mıydı?

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com








 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..