Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '11

 
Kategori
Blog
 

Beşiktaş ucuz kurtuldu!

Beşiktaş ucuz kurtuldu!
 

Yakamda'ki Yüz! - 2


28 Ekim 2011 günü Milliyet blog’ta bir arkadaşımız; Mehmet Celalettin (Mamut) Avus ağabeyimizin vefat ettiğini yazdığında sanki içimden bir şey koptu. Evet, ağabeyimiz hastaydı ve bir süredir hastane’de tedavi görüyordu; ama onu tekrar aramızda göreceğimiz duygusunu,  canlı tutmaya çalışıyordum içimde!

Bir taraftan da uzun süren bu sessizlikten korkuyordum! Bir süre önce konuştuğumuz gibi; yine beni sabah 06.30 gibi arayıp tuttuğum balıklardan istihkakını sormasını bekliyordum! Olmadı; boğazlarımızda, denizlerimizde kontrolsüzce yapılan avcılıkla, balığımızı bitiren düşünceye ve zihniyete bir kez daha kızdım!

Ağız tadıyla bir mangal yapamadık Celal ağabeyimizle. Bu da içimde kalan ukdelerden biri olmuştur. Koştum gittim Beşiktaş’a dostumuzun naşının yanında saf tuttum. Sevenleri sayanları duyan koşup gelenlerle birlikte...

Eller üzerinde uğurlarken tabutun kapağını açıp hadi bana eyvallah dediğini duyar gibi oldum üstadımızı.

Tıpkı M.Mumcu için yaptığı karikatür gibi!

http://blog.milliyet.com.tr/mustafa-mumcu-dan-veda-karikaturu/Blog/?BlogNo=216362

Üstadımızı ivedi istirahatına yolcu etmek için gelen büyük bir kalabalık vardı Sinanpaşa cami avlusunda. Üstadımıza hakkımızı helal ederken, dışarıda kalan yüzlerce motosikletli konvoy halinde kornalarını çalarak geçiyordu...

Bugün hayatımızda ilk defa 29 Ekim Cumhuriyet bayramımızın kutlanmadığı bir gün olarak tarihe karışıyor, protesto kornaları yeri göğü inletiyordu.   

Herkesin birbirini sobelediği bu yalan dünya’da Sevgili Celal ağabeyimde lanet bir hastalık tarafından sobelenmiş ve omuzlar üzerinde elveda MB, elveda hayat, elveda Beşiktaş ve Adalar demişti...!

&&&

Göğsümde Celal abimin resmi bir süre dolaştım Beşiktaş’ta. Beni sabah kahvaltısına davet ettiği börekçiye gittim, sonra çayımızı yudumlayacağımız kahveye, oradan da mangal yapacağımız parka; iskelede oturup balıkçıları seyrettim bir süre...

Yakamdaki yüzü hiç kimse tanımıyordu! Sanki Celal ağabeyim hiç yaşamamıştı... Ne börekçi sordu, ne çaycı ne simitçi! Kestaneci yanmasın diye ters çeviriyordu kurtlu kestaneleri; Simitçi “çıtır çıtır simitlerim var”  diye bayat simitleri kakalıyordu millete.

Çiçekçi kadın, zamanın değiştiğinin farkında değil, sevgili olmayan okul arkadaşı gençlere çiçek satmaya çalışıyordu koca bunak!

Çinliler bir köşede, Nijeryalılar diğer köşede sergi açmışlar... Zabıtalarımızın kovaladığı bizim işportacılar terfi etmiş (!) yerine Uluslararası işportacılar gelmişti Fulya’ya...

Yakamdaki yüzü kimse tanımıyor ve sormuyordu!

Canım çok sıkkın!

Az ileride boğaza doğru çevrilmiş Fatih Sultan Mehmet’in toplarını gördüm, zar zor en büyüğünü çevirdim.

İçine demir gülleyi yerleştirip barutunu doldurdum...

Çakmağımı yakıp tam fitili ateşleyecektim ki Adalar tarafından gelen rüzgâr çakmağımın ateşini söndürdü.

Tekrar denedim ve yine aynısı oldu...

Birden bir grup insanın bana doğru geldiğini gördüm...

Yakasında Celal abimin resmi ilişik onlarca grup insan; Beşiktaşlılar, büyük küçük bütün Adalılar, esnaflar, sanatçılar, çocukluk arkadaşları, konu komşuları, ailesi, Milliyet blog sevenleri, bütün çarşı eşrafı, Celal abimiz için dökülmüştü yollara...

Gelemeyenler taziyelerini telefonla bildirirken gelenlerde kalabalıktan seçilmiyordu...

Bütün sevenlerin burada olmasıyla...

Beşiktaş ucuz kurtuldu!

Celal ağabeyin bana ilk yorumu aşağıdaki yazıma olmuştur. Bu yazım onun önerdikleri arasında bulunmaktadır.

Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet diliyorum. Allah tüm günahlarını affetsin onu cennetine layık gördüğü insanlardan hâsıl eylesin ve bir kez daha mekânı cennet olsun diyorum...

http://blog.milliyet.com.tr/itiraf-ediyorum-ben--mit-te-olmustum-/Blog/?BlogNo=104071#aCom

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..