Beşiktaş ve Galatasaray nasıldı?

Dün her iki takımın maçını da izleme fırsatı buldum. Diğer senelerin aksine bu sene Beşiktaş ve Galatasaray' ın hazırlık dönemini yakından takip etmeye çalıştığımdan, bu lig maçları benim için önemliydi. Takımların son durumlarını görmek açısından kritik sinyaller veren maçlar oldu. Televizyon karşısında her iki maçı izlerken aldığım notları sizinle paylaşacağım. Önce Galatasaray ile başlayalım.

Galatasaray geçen sezonki Galatasaray' dan hem farklı hem değil. Geçen sezonun başındaki hücum üretkenliği bu sezonki hazırlık maçları ve ligin ilk maçında yoktu. Galatasaray' ın savunması geçen sezondan çok farklı değil, ancak hücumda ciddi bir organize olamama problemi var. Nasıl ki Fenerbahçe yıllardır hücum hattında Alex' e muhtaç bir takım hüvviyetinde ise, Galatasaray' da Arda' ya fazlaca bağlı bir takım haline gelmiş. Arda varsa, hücumda birşeyler oluyor, yoksa Galatasaray sadece kör dalaşı yapıyor. Bu başlı başına eleştirilebilecek bir durum ancak Arda' nın oyundan alınması Galatasaray' ın 1 puan almasını dahi sıkıntıya soktu. Savunmada ise hala duran toplarda alan savunması başarılamadığından saçma sapan goller yeniyor. Adam paylaşımını iyi yapamayan Galatasaray, geçen sezonki bu zaafını yeni sezona da taşımış gözüküyor.

Galatasaray' ın orta sahası geçen sezondan geriye gitmiş gözüküyor. Cana kesinlikle Mehmet Topal' dan üstün meziyetlere sahip değil. Yerini ancak doldurabilir. Ayhan iyi niyetli ancak fazla top kaybı yapıyor ve oyundan düşüyor. Mustafa Sarp ise dağınık, topu ileri taşıyamayan bir isim. Zaten bu üçlünün maç boyu kendilerinden defansif yönden daha zayıf Sivasspor orta sahasını domine edememeleri maçın soncuna tesir etti. Ali Turan- Emre Çolak ikilisi sağda fazlaca aksadı. Zaten Ali Turan' ın bekte kalıcı olduğunu sanmıyorum. Sabri gelene kadar idareten görev yapacaktır. Emre ise yerinde oynamadığı için başarı sağlayamadı. Emre' yi sağa monte etmek yerine kanatlarda Arda-Kewell ve ileride Mehmet Batdal tercih edilse daha üretken olunabilirdi.

İleri üçlüde ise, solda Arda, sağda Emre ve ortada (aslında sık yer değiştirdi) Kewell birbirleri ile anlaşmayı başaramadılar. Bazı zamanlar birkaç güzel pas üst üste yapsalar dahi oyunu çözecek kombinasyonları gerçekleştiremediler.

Sivasspor yeni sezona istekli ve ne yaptığını bilir şekilde başladı. Geçen sezonki kişiliksiz futbol, yerini gol amaçlayan, hücumu düşünen karakterli bir takıma bırakmış. Oyunun belli bölümleri hariç oyunun kontrolünü hiç bırakmadılar. Cihan, Zita, Ceyhun, Mehmet Yıldız sıkı hücumcular. Ahenk bulurlarsa, çok can yakabilirler. Hatta Sivasspor' un bekleri de esasen savunmadan ziyade hücumu düşünen savunma oyuncuları. Ancak Sivas' ta Kadir dışında dirençli ve defansif yönden kuvvetli ikinci bir isim yok. Bu durum Sivasspor' u özellikle dış saha maçlarında zorlar. Sivasspor' un iç sahada farklı galibiyetleri ve dış sahada farklı mağlubiyetlerini görmek sürpriz olmayacak. Ceyhun maçın adamıydı. Ancak Ceyhun üst üste üç maç bu Ceyhun gibi oynamayacak, bunu da tecrübelerden biliyoruz. Yani Ceyhun piyangosu Galatasaray' a vurdu diyebiliriz.

Sonuç Galatasaray ileri değil, geriye gidiyor. Bu durum oyuncu kalitesi değil, hocanın taktik ve koordinasyon zaafları sonucu ortaya çıkıyor.

Gelelim Beşiktaş' a. 4-2-3-1 ' e yakın, zaman zaman da 4-1-4-1 oynadılar.

Guti- Necip- Ernst- Quaresma- Nihat ile ligin açık ara en iyi orta sahasına sahipler. Bu oyuncuların alternatifleri Delgado, Hilbert, Holosko ve Tabata. Yani müthiş bir oyuncu zenginliği var. Bu isimlerin çoğu da çok yönlü oyuncular. Bu durum oyuna da yansıyor. Top daha çok Beşiktaş' ta kalıyor. Göze hoş gelen paslaşmalar yapılıyor. Hücumda saha iyi kullanılıyor. Ancak Beşiktaş' da sorun savunma ve forvet hattında. Siz böyle güçlü bir orta saha kuruyorsunuz, ancak forvet hatında Bobo ve Nobre' ye sahipsiniz. İkisi de bu orta sahanın önünde oynayacak kalibrede değiller. Yedek olarak daha fazla fayda sağlarlar. Beşiktaş' ın buraya çok iyi bir takviye yapması şart gözüküyor. Uzun maratonu sadece bu ikisi ile götürmek, bu muhteşem orta sahaya da haksızlık. Neticede son noktada topu değerlendirecek isim de önemli. Bir takım en zayıf halkası kadar güçlüdür.

Beşiktaş' ın can alıcı diğer sorunu ise defansta. Sivok' un beklenmedik sakatlığı dengeleri bozdu. Moralsiz Ferrari ve geçen sezonun istenmeyen adamı Zapo' ya emanet bir tandem ile kanatlarda Erhan ve İbrahim. İşte size her maç yürekleri ağızlara getirecek bir dörtlü. Alman Hocanın buraya acil bir çözüm üretmesi gerekecek. Ya Zapo ve Ferrari' yi motive edip, el üstünde tutmalı ya da bu oyunculara alternatif geliştirmeli.

Bir parantez de maçın adamı Necip' e. Eğer kendisine iyi bakar, devamlı forma şansı bulur ve beraber oynadığı yıldızlardan birşeyler kapabilirse, Türk futbolu, ihtiyacı olan farklı bir orta saha oyuncusu kazanabilir. Necip ön libero, ortanın ortası ve ileriye dönük orta sahayı rahatlıkla oynayabilen, çok yönlü bir isim. Hocanın onda israr etmesi şart.

Bucaspor, özellikle ikinci yarıda epey tehlikeli geldi. Defans önüne yığılan Beşiktaş' ı devamlı yokladılar. Oyundan hiç düşmediler. Beşiktaş ise skoru korumak adına kimliğinden uzaklaştı. Oysa böylesi bir orta sahanın oyuna ağırlığını koyup maçı erkenden koparması gerekiyordu. Ediz' in kırmızısı Beşiktaş' ın büyük şansı oldu. Üç puanı zor da olsa almayı başardılar. Bucaspor ise tam bir Bülent Uygun takımı olmuş. Disiplinli, istekli ve direkt sonuca gitmeye çalışan bir takım. Üstelik taraftar destekleri de var. Bu sezon kesinlike lige renk katacaklardır.

Sonuç olarak Beşiktaş' ı hem güçlü, hem de zaafları olan bir takım olarak gördük. Gücünden korkan ve çekilen rakipleri kaybeder, zaafları yoklayan ve Beşkitaş' ın üstüne giden hücum takımları ise Beşiktaş' ı epey zorlar. Görüntü bu şekilde.

Fenerbahçe- Antalyaspor maç yorumunda tekrar görüşmek dileğiyle.