Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '07

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaşlının kalbi durdu

Beşiktaşlının kalbi durdu
 

Geçtiğimiz hafta üç puanı Ricardinho’nun 85. dakikada attığı golle alan Beşiktaş, üçüncü hafta karşılaşmasında da sevenlerine kısa yollu bir ahret turu attırdı. 90+4’ün bitimine belki de saniyeler kala 16 yaşındaki golcüsü Batuhan Karadeniz’in vuruşunda top ağlarla buluştuğunda, eminim ekranları başında elleri havaya kalkan taraftarlar kadar dil altı haplarına uzanan siyah-beyazlı futbolseverler de vardı. Yeşil sahada iki haftadır sıçrayan çekirgenin akıbeti bundan sonra ne olur bilinmez ancak Beşiktaş’ın yoğun maç trafiği içerisinde dalgalı bir performans eğrisine sahip olduğu da gözlerden kaçmamalı.

Oyun başlarken Ertuğrul Sağlam’ın Baki ile sol kanatta attığı zarın “hep yek” geleceği geçen seneden belliydi. Özellikle İbrahim Toraman ve Gökhan Zan’ın yanında Baki yer aldığında Beşiktaş defansı topyekûn bir şekilde sıradanlaşıyor. Defansın top yapma açığını kapatmak adına zaman zaman Tello zaman zaman da Ricardinho defansın önüne gelerek top almaya çalışınca bu kez de orta alanda topa sahip olmak Beşiktaş açısından sorun oluyor. Bu nedenle vakit kaybetmeden kadro rotasyonu içerisinde yeni transfer Diatta’ya da yer verilmeli. En azından milli takımında sağ kanat oynadığını bildiğimiz bu oyuncunun sol kanatta neler verebileceğine bakmak, Beşiktaş’ın menfaatine olacaktır. Eldeki sol kanat oyuncularından İbrahim Üzülmez ya da Tello’dan birinin eksikliği durumunda o bölgede asla oynayamayacak Baki’ye yer vermektense takım içerisinde farklı alternatifler aramak daha mantıklı. Beşiktaş defansının ileriye şişirdiği topların çetelesi tutulsa ve siyah-beyazlıların maç boyunca yaptığı 60’a yakın top kaybının ne oranda defans kaynaklı olduğu belirlense zannediyorum pek çok futbolseverin ağzı açık kalır. “Ligde şampiyonluk” ve “Avrupa’da başarı” gibi hedefleri olan Beşiktaş takımına defansından bu şekilde çıkmak yakışmıyor. Bugün de açık seçik görüldü ki ataklarını organize edemeyen siyah-beyazlılarda defans dörtlüsü ile ileri uç arasındaki mesafe kimi zaman 60–70 metreye kadar açılıyor. Elbette ki bu da rakibe rahat top dolaştırma fırsatı demek, takımın daha fazla koşması ve efor harcaması demek. Modern futbolun alan daraltan yapısı içerisinde stoperleriniz eğer orta saha özelliklerine sahip değilse bilhassa Avrupa’da başarı sağlamanız zordur. Tabi ki Beşiktaş stoperlerinden John Terry ya da Marquez olması beklenmiyor fakat topu en kısa ve garantili yoldan orta sahaya oynamak Beşiktaş’ın rakip sahada baskı kurabilmesinin anahtarı durumunda.

İkinci yarıda hatasından dönen Ertuğrul Sağlam’ın Baki’yi oyundan alarak İbrahim Akın’ı sahaya sürmesi takımı pozitif yönde etkiledi. Tello sol bek mevkiine geçince orta saha ile defans bloğunun irtibatı bir nebze düzeldi. Geriden şişirilen toplarda gole dair hiçbir etkinlik gösteremeyen Nobre de asıl bulunması yer olan ceza sahasında daha çok görünmeye başladı. Bunlara ek olarak son bölümlere girilirken Delgado tercihinden vazgeçerek tercihini klasik bir santrfordan yana kullanan Ertuğrul Sağlam Batuhan ile maça sihirli dokunuşunu yapmış oldu. Henüz 16 yaşında olmasına rağmen gösterdiği ışıltılarla Beşiktaş’ın belki de gelecek 20 yılına damga vurmaya hazırlanan Batuhan, enfes bir gol atarak Türk futboluna “ben geliyorum” dedi.

Son beş sezondur Gaziantep deplasmanları karabasana dönüşen Beşiktaş bu kez zor da olsa üç puanı cebine koyarak İstanbul’a dönüyor. Kritik Zürih sınavı öncesi takımın moral motivasyonunu yükselten bu galibiyetle birlikte artık her şey Şampiyonlar Ligi’ne odaklanmış durumda. İsviçre ve Gaziantep deplasmanları gösterdi ki Beşiktaş takımı belirli bir taktik disiplin içerisinde kaldığında zor gol yiyen bir takım. Fakat Zürih önünde salt takımın defansif başarısına güvenmek aynı zamanda umulmadık bir kazaya davetiye çıkarmak olur. Bugüne kadar gösterdiği taktiksel anlayış, Ertuğrul Sağlam’ın bu tür bir defansif aşırılığa kaçmayacağının bir göstergesi. Zürih önünde Koray ve Cisse ile çift ön liberolu bir taktiğe döneceğini tahmin ettiğim Beşiktaş, yakaladığı fırsatları akıllıca kullanabilirse taraftarını bir kez daha mutlu eder. Aksi olur da tansiyon bu geceki gibi yükselirse Beşiktaşlının işi önce Allah’a sonra kardiyologlara kalır.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..