- Kategori
- Felsefe
Beşikten Mezara Kadar...
Beşikten mezara kadar olan şey ne?
Nefes almak? Yemek içmek? Uyku?
Bunlar doğal olaylar, istesek de istemesek de gerçekleşmesi zorunludur yaşam için.
Zorunlu olmayanlar ise kişinin isteği ve iradesi içinde yol bulurlar kendilerine...
Örneğin: Öğrenme...
Bir şey nasıl olmuş da bu şekle gelmiş?
Bu soruyu kendine soran kişi, araştırmaya başlar,
Önce beyin fırtınaları yapar; akıl, zeka ve mantığını entegre çalıştırır. Şayet sonuca ulaşamazsa sağlam kaynaklar arar bilgi edinmek için. Yeterli gelmemişse uzmanını arar, sorar öğrenmek için.
İşte öz burada...Sormak...Sorular merak edilince sorulur, ve her sorunun mutlaka bir cevabı vardır.
Öğrenmek...İlim, bilim..."Beşikten mezara kadar bilim öğreniniz" Hz. Muhammed (S.A.V.)
Öğrenme dünyaya gelişle yani beşikte başlar ve mezara kadar devam eder, ucu açık bir süreç...
Öğrenmenin zihindeki yerleşimi bilmek...
Bilinenler hayata geçer,
Öğrenilen doneler zamanla birikim yapar ve bu birikimler donanım olarak adlandırılır...
Yaş ilerledikçe bilgi deposunun hacmi de büyür...
Bilgiler tecrübelerle de birleşince daha değerli hale gelirler.
Her yaşlı zaman içinde bilge olmuştur adeta...
İki bilge sohbet ederlerken biri diğerine:
-İnsanların en bilgili oldukları zaman hangi zamandır Üstadım?
Diğeri:
-Öldükleri gündür.
Bendeniz de demek istiyorum ki:
Gün be gün yeni ilavelerle bilgi haznemizi genişletelim, daha rahat, daha kaliteli yaşamak adına...
Selam ve sevgilerle,
Yurdagül Alkan.